03.01.2022 14:54
Genç Haber Merkezi
1727
Yağmur Ünalan
Hz Ebu Bekir`in (r.a) Hayatı: 5. Bölüm
Bir bayram günü Hz. Ebu Bekir (r.a) kıymetli elbiseler giymiş gidiyordur. Cebrail (a.s) bir âmâ şekline girip yolun kenarına oturur. "Hz.Muhammed`in (s.a.v) sevgisi için bana bir şey vereni, Allah Teâlâ affetsin" der. Hz.Ebu Bekir (r.a) hemen paltosunu çıkarıp verir. Cebrail (a.s) aynı sözü yine tekrarlar, bu kez Hz. Ebu Bekir (r.a) elbisesini çıkarıp verir. Üzerinde ancak örtünecek kadar bir şey kalır. O sırada Hz.Bilâl (r.a) oradan geçmektedir. Onu evine gönderip giyecek bir şey getirmesini ister. Hz. Bilâl (r.a) yolda giderken, Efendimiz`e (s.a.v) rastlar. Efendimiz (s.a.v): "Ya Bilâl! Ebu Bekir`in yanındaki âmâ Cebrail`dir. Onun bana olan sevgisini ölçmek için o şekle girmiştir!" der. Hz. Bilal (r.a) aldığı kıyafeti Hz. Ebu Bekir`e (r.a) götürür. Cebrail (a.s) ise Efendimiz`e (s.a.v), Hz. Ebu Bekir`den (r.a) aldığı kıyafetleri teslim eder. Efendimiz (s.a.v), Hz. Ebu Bekir`e (r.a) ondan elbiselerini alanın Cebrail (a.s) olduğunu söyler ve: "Ya Ebu Bekir! Al elbiselerini de giy!" der. Hz. Ebu Bekir`de (r.a): "Ey Allah`ın Resulü! Ben o elbiseleri, senin sevgin uğruna vermişim şimdi nasıl geri alabilirim? İstediğiniz yere verebilirsiniz." der.
İşte Hz.Ebu Bekir (s.a.v), Efendimiz`i (s.a.v) böylesi içten sevmektedir. Hicretin 10. yılında ise Efendimiz (s.a.v) ile ilk ve son Veda Haccını yapacak ve hayatının en zor anlarını yaşayacak, en sevgiliden ayrılmak zorunda kalacaktır.
Efendimiz (s.a.v), Veda Haccındayken,
“İşte bugün sizin dininizi kemâle erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslâm’ı beğendim.” (Maide, 5/3) ayeti nazil olmuştur. Hz. Ebu Bekir (r.a), bu ayeti duyar duymaz gözyaşlarına boğulur. Çünkü bu ayeti kerime aynı zaman da Efendimiz`in (s.a.v) peygamberlik görevinin bittiğine işaret etmektedir. Ayrılık ateşi bir kor gibi düşer yüreğine, yanıp yanıp kavrulur Hz. Ebu Bekir (r.a)…
Efendimiz (s.a.v) hastalanmış artık cemaatin önüne çıkamaz duruma gelmiştir. Hz. Aişe (r.a) validemize: "Söyleyin Ebu Bekiir`e insanlara namazı kıldırsın." buyurur ve ardından şöyle devam eder:
"Sohbetiyle, sevgisiyle, malıyla canıyla bana insanlar içinde en büyük yardımcı Ebubekir oldu. Eğer dünyada bir dost seçmem gerekseydi Ebu Bekir`den başkasını bulamazdım fakat onunla aramdaki sadece İslam kardeşliğidir. Bugünden sonra mescide açılan kapıların hepsi kapansın, yalnız Ebu Bekir’inki açık kalsın."
Efendimiz (s.a.v) bu son emri ile ümmetini aslında Hz. Ebu Bekir`e (r.a) emanet etmiştir. Hz. Ebu Bekir (r.a), Efendimiz (s.a.v) hayattayken 17 vakit namaz kıldırmıştır. Hatta bu 17 vaktin birinde Efendimiz (s.a.v) arkasında cemaat olmuştur. Günler pazartesi olduğunda Efendimiz`de (s.a.v) iyileşme görülecek, sahabeler mutluluktan ne yapacaklarını şaşıracaktır. Derken Medine Hz.Aişe (r.a) validemizin sesiyle inleyecektir. Efendimiz (s.a.v), Refik`i Âlâ`ya doğru yola çıkmıştır ve ümmeti artık yapayalnızdır. Sahabeler bitmiş durumdadır kimsenin tek bir cümle söylemeye takati kalmamıştır. O sırada Hz. Ebu Bekir (r.a) gelir, hücre-i saadete girer, Efendimiz`in (s.a.v) yüzündeki örtüyü kaldırır, alnından öperek; "Sağlığında da güzeldin Ya Resulullah (s.a.v), vefatında da güzelsin" der. Ardından dışarı çıkar. Bakar ki sahabe bitmiş halde, karşılarında haykırır:
"Ey insanlar! Her kim Muhammed`e tapıyorsa bilsin ki o ölmüştür. Her kim Allah`a tapıyorsa bilsin ki Allah ölümsüz ve her daim diri olandır."
Ve Âl-i İmrân suresi 144. ayeti okumaya başlar: "Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür ya da öldürülürse, gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri dönerse, Allah`a hiçbir şekilde zarar vermiş olmayacaktır. Allah, şükredenleri mükâfatlandıracaktır."
Bu ayetleri duyan sahabeler toparlanmaya başlar. Ve Efendimiz`in (s.a.v): "Bana göre, Ebu Bekir`in mertebesi, benim Allah katındaki rütbem gibidir." buyurduğu sadık dostu Hz. Ebu Bekir (r.a) Beni Saide çardağında İslam`ın ilk halifesi olarak seçilir...