• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Minyehli
  • Abiler ve Ablalar; Omuzlarımıza Ağır Yük Yüklemeyin!

Abiler ve Ablalar; Omuzlarımıza Ağır Yük Yüklemeyin!

30.03.2013 10:11
Minyehli
7462
Abdullah Yalnız

Sadece sizin gibi bir grup insan elimizden tutuyor. Allah razı olsun, sonsuz teşekkürler. Ancak bu ‘bize adan!’ yükünü sırtımızdan çekip alın. Bize bir kalifiye eleman gözüyle bakmayın. Halis müminler olarak yetişmemiz için elimizden tuttunuz; niyetinizi bozmayın, o mübarek ellerinizi de hiç çekmeyin. Bizi bu konuda anlayın, yaş ve kuşak farkımız aramıza saydam duvarlar örmesin.

iz farklıyız. Kimi sosyal psikologların adlandırmasıyla ‘Ben Nesli’ veya ‘Z Nesli’ olarak tanımlanıyoruz. Ortalama 85-95 arasında doğan bir ara kuşağız. Bilgi edinme biçimlerimiz, davranış şekillerimiz ve ilişki kurma yöntemlerimiz; 60’lı ve 70’li yılların ‘eski insanlar’ından anlamlı ölçüde farklılık gösteriyor. Tüm bu özellikler, zamanın ruhunun bizi şekillendirmesi nedeniyle üstümüze sinmiş durumda…

Genel durum bile böylesine giriftken; özele inersek işler iyice karışıyor. “Mümince yaşamaya çalışan Z Nesli”nin işi çok daha karmaşık ve zor.

Sağımızda bizi Allah dostu olabilmeye götürebilecek tekâmül imkânları, solumuzda ise cezbedici ve ömrümüzü yiyip bitirici dünya meşgaleleri... Önümüz arzu ve isteklerimiz, arkamız haram ve günahlar…

Diğer yandan kaybetmediğimiz duyarlılıklarımız, içsel bir denetim mekanizmamız var hamdolsun. Hayatımızı vahiyle inşa etme gayretimizin getirdiği bir sorumluluğa sahibiz.

Tüm bu debdebenin içinde, bir balçık deryasının ortasında, pantolonlarımızın veya eteklerimizin uçlarına çamur sıçrasa bile, tamamen pisliklere batmamak için canla başla sakınıyoruz. İnsanî ve vahyî özlemler taşıyor; Müslümanca yaşayabilmek adına ümitler yeşertiyoruz gönlümüzde… Sanıldığı gibi ümitsiz vaka değiliz.

Bu süreçte kıymetini her daim bileceğimiz, bizimle yakından ilgilenen hepi topu bir avuç abimiz ve ablamız var. Zamanlarından, paralarından, azimlerinden, şevklerinden ve o güzel kalplerinden bize de pay ayırıyorlar. Sadece Allah katında bir mertebe kazanmak için bizlerle ilgileniyorlar. Akademik olarak destekliyorlar, burs sağlıyorlar, kalacak yer temin ediyorlar, sosyal imkânlar tahsis ediyorlar. Ve çoğu abimiz, ablamız; işletmeye dönüşmemiş, duruluğu bozulmamış mütevazi bir dernek çatısı altında yapıyor bunları... Ya da bir küçük sohbet grubu, bir dergi çevresinde haleleniyor o kutlu “gençlerin elinden tutma” sevdası…

Ancak son dönemlerde, özellikle manevi oluşumlar içerisinde yetişen gençler olarak, bir savrulma tehlikesi yaşadığımızı hissediyoruz. Dizinin dibinde yetiştiğimiz hocalarımız, söz ve tavırlarıyla kendisine diyet borcumuz olduğunu imâ edebiliyorlar. Bir ömür, kendisine her yönden bağlı kalmamızı bekleyebiliyorlar. Adeta bir organlarıymışız gibi davranıyorlar bize…

Gençlerin üniversite hayatını geçirdiği evler ve yurtlar, ‘çıkışta’ görüşmeyi bekliyor bizden. Çok şükür ki hâlâ birçok cemiyet, vakıf, dergi ve dernekler ile bazı örnek bölgesel hareketlerin bu konudaki mantalitesi gayet güzel. Ancak her oluşum, meseleye böyle bakmıyor. “Sen göğsü iman dolu bir genç yetiştir, topluma gönder. Doktorluk yapar, eczacılık yapar, öğretmenlik yapar, çöpçülük yapar veya başbakanlık yapar. Ne yaptığı değil ne ‘olduğu’ önemli…” Birçok kurumda hâkim olduğunu ümit ettiğimiz bu düşünce yerini ne yazık ki “ya kendini bize ada, ya da yolun açık olsun”a bırakıyor.

“Sen bizim yurtlarımızda/evlerimizde kaldın, piyasaya göre çok daha düşük ücretle ve zor şartlar altında bizimle birlikte çalışmalısın. Kayıtsız şartsız itaat etmelisin. Biz ne yaparsak yapalım vardır bir bildiğimiz. Evlenmeyip, aile falan kurmayıp yıllarca donuk ve soğuk belletmen odalarında çile doldurmalısın. Başkaları için yaşamalısın.” Bu algı ve düşünce şekli hızla kabul görmeye başlıyor bazı çevrelerde…

E iyi de abi, abla, benim kendime hayrım yokken başkasına nasıl olsun? Dini faaliyetlerin, gençlik hareketlerinin, manevi yapılanmaların gelişimi için sırtıma yüklediğiniz yük biraz ağır kaçmıyor mu? Ertelenmiş bir hayatı yaşarken, gecikmiş bir istikbali ruhsuz ve bayatlamış bir biçimde tatmayı baştan kabullenmişken, nasıl bir birey, bir yetişkin ve ondan daha önemlisi ‘kaliteli bir mümin’ olabilirim ki ben? Çalışkan, bilgili, sosyal ama bir o kadar da tükenmiş, ilmiyle amel edemeyen, muhtemelen yıllar sonra o dönemki iyi niyetinin kullanılmış olduğunu düşünen, sömürüldüğünü hisseden, camiadan soğuyan, yalnız ve kırılgan bir insan olma ihtimalimin nasıl farkına varamazsınız?

Sadece sizin gibi bir grup insan elimizden tutuyor. Allah razı olsun, sonsuz teşekkürler. Ancak bu ‘bize adan!’ yükünü sırtımızdan çekip alın. Bize bir kalifiye eleman gözüyle bakmayın. Halis müminler olarak yetişmemiz için elimizden tuttunuz; niyetinizi bozmayın, o mübarek ellerinizi de hiç çekmeyin. Bizi bu konuda anlayın, yaş ve kuşak farkımız aramıza saydam duvarlar örmesin. Gözlerinizi üzerimizden ayırmayın. Ayırmayın ki, bu kaygan zeminde yolumuzu şaşırmayalım, silinip giden ve kaybolan bir nesil hâline dönüşmeyelim.

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Abdullah Yalnız

89 yılının Ocak ayında dünyaya iniş yapar. Hayat güzergâhında Düzce, Bursa, Bartın ve Sakarya duraklarına uğrar. Sakarya Üniversitesi Psikolojik  Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü’nden 2011 yılında mezun olur. Üç cümlede ifade ettiği kadar çabuk geçmiştir 22 yılı... Şiir okumayı, yazı yazmayı, gezmeyi, muhabbeti, sevilmeyi, çaktırmadan sevmeyi, paylaşmayı, dinlemeyi, kitap okumayı, dergi çıkarm...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

Suriyeli Değil Muhacir, Göçmen Değil İnsan, Mülteci Değil Can
Suriyeli Değil Muhacir, Göçmen Değil İnsan, Mülteci Değil Can
Arkadaşıyla kavga ettiği ...
Dünyaya, Karşılıksız veya İmkânsız Bir Aşk İçin Heder Olmaya Gelmedik (2)
Dünyaya, Karşılıksız veya İmkânsız Bir Aşk İçin Heder Olmaya Gelmedik (2)
"Hayat tarzımıza / ailemi...
Sözlü Veya Nişanlı Olmak, Fizikî Yakınlık Kurmaya Ruhsat Vermez - 1
Sözlü Veya Nişanlı Olmak, Fizikî Yakınlık Kurmaya Ruhsat Vermez - 1
Aşk, özünde kişiyi hareke...
Kadınlar Ve Erkekler Birbirinin Velisidir
Kadınlar Ve Erkekler Birbirinin Velisidir
Eğer kadınlar mahrem olma...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431394

Bagamoyo Afrika... 4919244

Kasım Sayımız Çıktı! 3498134

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1187611

Bkz: Doğu Türkistan 480159

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287541

10 Soruda Sen Kimsin? 276033

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS