• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
    • Dünya Gündemi
    • Türkiye Gündemi
  • RÖPORTAJ
  • KÜLTÜR
    • Sinema
    • Kitap
    • Hikaye
    • Gezi
    • Müzik
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KARİKATÜR
    • Karikatür (Site Özel)
    • Karikatür (Dergi)
  • KÜNYE
  • ARŞİV
  • ÖDÜLLÜ TEST
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
    • Dünya Gündemi
    • Türkiye Gündemi
  • RÖPORTAJ
  • KÜLTÜR
    • Sinema
    • Kitap
    • Hikaye
    • Gezi
    • Müzik
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KARİKATÜR
    • Karikatür (Site Özel)
    • Karikatür (Dergi)
  • KÜNYE
  • ARŞİV
  • ÖDÜLLÜ TEST
  • Biz Osmanlı`ya Neden İsyan Ettik?
  • Genç Dergisi Çıktı: "Sevdir Bize Sevdirdiklerini Yerdir Bize Yerdiklerini"
  • Akıl ve Kalp İlişkisi
  • Müslüman Ülkeler Kuklalardan Kurtulmalı
  • 5. Kısa`dan Hisse Film Günleri Başlıyor!
  • Hatırat Okumaları Devam Ediyor!
  • Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi
  • Boşanmalara Çare Bulundu!
  • Güzel Adamların Bir-İncisi Cahit Zarifoğlu
  • 1890`larda İstanbul
  • Karadeniz`in İncisi "Batum" - Kafkas Notları 2
  • Gençler "Dünya Senin" Dedi
  • AÇIKLIYORUZ! GENÇ Dergisi`nin Arkasında Kim Var?
  • GENÇ Dergisi Çıktı: Ne Suriyeli Ne Mülteciyim Ben Hepinizin Kardeşiyim
  • Gelmiş Geçmiş En Zengin İnsan: Mansa Musa
  • Beynimizin Ön Lobunu Harekete Geçiren Tebliğ
  • Medya Nereye Gidiyor? / Megri Megri Şivan Perver
  • Bir Haçlının Hatıraları
  • ANASAYFA
  • Minyehli
  • Sözlü Veya Nişanlı Olmak, Fizikî Yakınlık Kurmaya Ruhsat Vermez - 1

Sözlü Veya Nişanlı Olmak, Fizikî Yakınlık Kurmaya Ruhsat Vermez - 1

27.07.2019 00:43
Minyehli
570
Abdullah Yalnız

Aşk, özünde kişiyi harekete geçiren ve eş seçimine yönlendiren güçlü bir duygudur. Diğer yandan kalpteki pin kodunun çözülmesini sağlayarak, letaif bölgelerinin nasıl çalıştığını kişiye öğreten ve bu özelliğiyle Leylâ’dan Mevlâ’ya giden güzergahı işaret eden adeta bir levhadır.

İnsan, özellikle 15-25 yaş arasında, sahip olduğu tüm duyguları çok yoğun ve derinden yaşar. Hayat; adeta siyah ile beyazdan ibarettir ve genç bir insan için çoğu zaman gri renk yoktur.

Vücutta meydana gelen hormonal değişimlerin de etkisiyle kişi; öfke, mutluluk, heyecan, tutku, nefret, hüzün ve sevgi gibi duyguları aşırı uçlarda yaşar. Düşünce ve muhakeme zaman zaman ikinci plandadır. Ancak kişinin yetiştirilme tarzı, kendine yönelik inançları ve tutumları, öz saygısı, kurduğu sosyal ilişkiler, duygusal ya da ruhsal ihtiyaçlar ve belirlediği yaşamsal amaçlar gibi birçok faktör, olaylar karşısında sergileyeceği davranışları şekillendirir.

Gençlik döneminde en yoğun hissedilen duyguların başında sevgi gelir. Özellikle duygusal yönü ağır basan ve iç dünyası zengin insanlarda sevgiyle dolup taşma durumu daha fazladır. Birey, adeta sevgi pıtırcığıdır ve sevgisinin yöneldiği birçok farklı alan vardır. Kişi çocukları sever, çiçekleri sever, arkadaşlarını sever, yıldızlara bakıp kahve içmeyi sever, daha önce gözüne çarpmayan veya görmüş olsa bile dönüp tekrar bakmadığı küçük detayları fark eder.

Aile ve arkadaşlık ilişkilerine yönelik olarak da, her an sağanağa dönüşmeye hazır bir duygu bulutu taşır. Bir yandan ailesinden ayrı bir birey olduğunu keşfetmenin ve özgürlüğün tadını çıkarırken, diğer yandan anne babasıyla yakın diyalog kurma ihtiyacı duyar. Artık annesinin aşçı, babasının ATM konumunda kalmasını kabullenmez; can cana ve gönül gönüle bir iletişim köprüsü inşa etmek ister. Yalnız kalmayı sevdiği gibi, dostlarıyla ve arkadaşlarıyla vakit geçirmekten de hoşlanır. Nitekim en sağlam ve kalıcı dostlukların, lise yıllarında kurulduğu gerçeği tesadüf değildir.

Sevginin ve samimi duyguların; katışıksız, çıkarsız, hesapsız ve bazen de karşılıksız bir şekilde çok yoğun olarak yaşandığı ilk ve (belki de) tek dönem gençlik yıllarıdır. Sevgiyle dolup taşan ve kalbi “sevmekle” çalışan genç insanın; tüm bu değişkenler içinde karşı cinsi sevmesi ve aşık olması da yüksek bir ihtimaldir.

Aşk ve âşık olmak, gençlerin günümüzde önemli bir gündemidir ve yaşadıkları bir gerçektir. Aşk ve âşık olma gerçekliğinin kabul edilmesi, “yanlış yapmamak için nasıl davranılmalı?” konusunun tartışılması, meselenin “ya hep ya hiç” şeklindeki değerlendirilmemesi, olayın gençlerin penceresinden bakılarak görülmesi ve yok sayılmaması gerekir. Zira bu durum, duygularının yoğunluğuna kapılarak hatalı davranışlara yönelmemesi için genç insana rehberlik yapılması ve oturup konuşulması gereken bir konudur.

Aşk hiç oluşmayacakmış gibi veya oluşması günahmış/yanlışmış gibi davranmak, ancak gözlerimizi kapatmak ve hızla kan kaybettiğimiz derin bir yaramızı görmezden gelmek olur. Bu yaklaşım tarzı; aşk konusuyla ilgili gençlere ulaşma, elinden tutma, doğru yöne sevk etme ve müdahale etme şansımızı ortadan kaldırır.

Oysa âşık olma durumunun bizzatihi kendisi değil, âşık olduktan sonra sergilenen kontrolsüz davranışlar veya aşk adı altında yapılan bayağılıklar yanlıştır. Aşk, sevgi ve gönül meseleleriyle ilgili yapılan altı temel hata şunlardır:

1) Sevmenin/âşık olmanın dozunu kaçırmak,

2) “Çok yakın” olduklarını düşünerek rahat davranmak ve sevgiye haksızlık etmek,

3) Karşılıksız sevmenin yüce bir davranış olduğunu düşünmek ve hayatını heder etmek,

4) İlk görüşte mutlaka etkinlenmeyi beklemek ve bir gün mutlaka yıldırım aşkına tutulmayı umarak seneleri hunharca tüketmek,

5) “Elektrik alma” beklentisine ve yanılgısına kapılmak,

6) Evliliğin aşkı öldürdüğüne inanmak,

a) Sevmenin ölçüsünü ve dozunu kaçırmak

Çok sevmek olarak tanımlanabilecek bir duygu olan aşk; organizmada fiziksel ve biyolojik değişikliklere yol açar. Midede kelebek uçuşması, süreğen dalgınlık ya da aşırı canlılık, göz bebeklerinin parlaması ve kalpte sıkışma hissi gibi duyumlar fiziksel belirtilerdir. Bu yönüyle aşk kalpte ve vücutta ilan edilen bir “olağanüstü hâl” dir. Teyakkuz hâli ortadan kalktıktan sonra günlük yaşam normale dönecektir.

Aşka ilişkin bu şekilde bir düşünsel şemaya sahip olmak, aşkı gereğinden fazla yüceltmeyi veya yermeyi önleyerek makul bir zeminde konuşulmasını sağlayacaktır. Çünkü atalarımızın dediği gibi “aşk karın doyurmaz” ve evlilikte mutlu olmanın garantörü olamaz. Aşk, özünde kişiyi harekete geçiren ve eş seçimine yönlendiren güçlü bir duygudur. Diğer yandan kalpteki pin kodunun çözülmesini sağlayarak, letaif bölgelerinin nasıl çalıştığını kişiye öğreten ve bu özelliğiyle Leylâ’dan Mevlâ’ya giden güzergahı işaret eden adeta bir levhadır.

Bu noktada âşık olduğu için okulu, dersleri, üniversite sınavını, finalleri, arkadaşlarını, ailesini ya da bilumum önemli değerlerini ihmal ve imha eden bir gencin ilerleyen süreçte ciddi şekilde pişmanlık duyması mukadderdir. Çünkü sevgi ve aşk, kişiyi “öldüm bittim” durumuna getirmemesi ve fazla da abartılmaması gereken bir durumdur. Sonuçta hayatın çeşitli evrelerinden yalnızca bir tanesidir. Tüm hedeflerimizi ve gelecek tasarımlarımızı iptal etmeye ya da beklemeye almamıza neden olmamalıdır.

b) Sevginin sâfiyâneliğine haksızlık etmek

İki insan, birbirini ne kadar severse sevsin ve ne kadar ciddi düşünürse düşünsün, arada nikah bağı olmadığı sürece sınırsız bir şekilde görüşmesi ve yakınlaşması doğru değildir. Özellikle fiziksel yakınlık, hem “harama yaklaşma!” ihtarının aşıldığını gösterir hem de aşkı ve sevgiyi yaralar. Evlilik sonrasına yönelik heyecanı, gizemi ve özlemi öldürür.

Sözlü veya nişanlı olmak, “eğlenmek için değil evlenmek için görüştüğünü düşünerek” kendinden fetva almak çifte fiziksel yakınlık kurabilme ruhsatı vermez. Hatta sözlü ve yüzyüze görüşmek bile, makul çerçeve içinde olmadığı zaman ilişkiyi tüketir. Bu noktada vurgulamak gerekir ki, telefon ve online cihazlar yalnızca bir haberleşme aracıdır ve (çok mecbur kalmadıkça) sohbet muhabbet aygıtı değildir.

c) Elektrik almak için “çarpılmak” gerekmez

Gençler, “gördüğüm kişiye o anda tutulmalıyım, bir anda çarpılmalıyım, yüksek voltajlı elektrik almalıyım” biçiminde, evlilik öncesi görüşme süreciyle ilgili yanlış beklentilere giriyor. Bunun sonucunda da karşısına çıkan her adaydan uzak durup “bir gün taa uzaklardan kalkıp gelecek o mitolojik figürü” bekliyor ve gelmediğinde hayal kırıklığı yaşıyor.

Oysa bekârsak ve evlilik amacıyla görüştüğümüz kişi bize itici gelmiyorsa, duygusal ve fiziksel olarak ilgi alanımıza giriyorsa, evlilikten beklentileri olağanüstü değilse, hem kendimize hem de ona “sevginin ve aşkın oluşması için” fırsat verebiliriz. En başta elektrik akımına kapılmamışsak ve ona tutulmamışsak bile, en azından nötr olmamız bu konuda adım atmak için yeterli bir aşamadır. Kalpler birbirini iten bir mıknatıs gibi değilse, evlilik amacıyla tanışmış veya tanıştırılmış iki insanın görüşmesi, zamanla sevginin ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir. Zira başlangıçta nötr olan duygulardan, özenle beslendiğinde çok güçlü sevgilerin doğduğu ve mutlu yuvaların kurulduğu sıkça görülmektedir.

(Not: Yazının ikinci bölümü “Dünyaya, Karşılıksız veya İmkânsız Bir Aşk İçin Heder Olmaya Gelmedik” adını taşımaktadır ve Genç Dergi’nin bir sonraki sayısında yer alacaktır.)

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Abdullah Yalnız

89 yılının Ocak ayında dünyaya iniş yapar. Hayat güzergâhında Düzce, Bursa, Bartın ve Sakarya duraklarına uğrar. Sakarya Üniversitesi Psikolojik  Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü’nden 2011 yılında mezun olur. Üç cümlede ifade ettiği kadar çabuk geçmiştir 22 yılı... Şiir okumayı, yazı yazmayı, gezmeyi, muhabbeti, sevilmeyi, çaktırmadan sevmeyi, paylaşmayı, dinlemeyi, kitap okumayı, dergi çıkarm...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • Biz Osmanlı`ya Neden İsyan Ettik?

  • Genç Dergisi Çıktı: "Sevdir Bize Sevdirdiklerini Yerdir Bize Yerdiklerini"

  • Akıl ve Kalp İlişkisi

  • Müslüman Ülkeler Kuklalardan Kurtulmalı

  • 5. Kısa`dan Hisse Film Günleri Başlıyor!

  • Hatırat Okumaları Devam Ediyor!

  • Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi

  • Boşanmalara Çare Bulundu!

  • Güzel Adamların Bir-İncisi Cahit Zarifoğlu

  • 1890`larda İstanbul

  • Karadeniz`in İncisi "Batum" - Kafkas Notları 2

  • Gençler "Dünya Senin" Dedi

  • AÇIKLIYORUZ! GENÇ Dergisi`nin Arkasında Kim Var?

  • GENÇ Dergisi Çıktı: Ne Suriyeli Ne Mülteciyim Ben Hepinizin Kardeşiyim

  • Gelmiş Geçmiş En Zengin İnsan: Mansa Musa

  • Beynimizin Ön Lobunu Harekete Geçiren Tebliğ

  • Medya Nereye Gidiyor? / Megri Megri Şivan Perver

  • Bir Haçlının Hatıraları

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • 15
  • 16
  • 17
  • 18
  • Tümü

Benzer Yazılar

Dünyaya, Karşılıksız veya İmkânsız Bir Aşk İçin Heder Olmaya Gelmedik (2)
Dünyaya, Karşılıksız veya İmkânsız Bir Aşk İçin Heder Olmaya Gelmedik (2)
"Hayat tarzımıza / ailemi...
Sözlü Veya Nişanlı Olmak, Fizikî Yakınlık Kurmaya Ruhsat Vermez - 1
Sözlü Veya Nişanlı Olmak, Fizikî Yakınlık Kurmaya Ruhsat Vermez - 1
Aşk, özünde kişiyi hareke...
Kadınlar Ve Erkekler Birbirinin Velisidir
Kadınlar Ve Erkekler Birbirinin Velisidir
Eğer kadınlar mahrem olma...
Ben Çizgi Filmlerin Ve Sanal Oyunların Emzirdiği Çocuğum
Ben Çizgi Filmlerin Ve Sanal Oyunların Emzirdiği Çocuğum
Çocukların eğitimi hakkın...

Genç Dergisi 159. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Kuşak Çatışması Değil, Aynılaşması Yaşıyoruz!

K-Pop Aileyi ve Cinsiyeti Bitirme Projesidir

Kuşak Tanımlamaları Gerçeklerden Kopuk

Ebeveynler ve Çocuklar Aynı Dünyada Yaşamıyor

Bir Hasbihalden Notlar

Teknoloji Gündeminde Bu Ay: Ağustos 2019

Bir Şeytan Uygulaması

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 7953578

Bagamoyo Afrika... 4898188

Kasım Sayımız Çıktı! 3305968

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1107233

En Güzel Cuma Hediyeleri! 266222

10 Soruda Sen Kimsin? 223265

Leyla ile Mecnun Fuzuli mi? 114899

08.12.2019

Biz Osmanlı`ya Neden İsyan Ettik?

03.12.2019

Genç Dergisi Çıktı: "Sevdir Bize Sevdirdiklerini Yerdir Bize Yerdiklerini"

03.12.2019

Gönül Gönüle Değince

29.11.2019

Müslüman Ülkeler Kuklalardan Kurtulmalı

20.11.2019

Akıl ve Kalp İlişkisi

17.11.2019

İpek Yolu`ndan Afganistan`a

17.11.2019

Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • 2. Geleneksel Kahraman Göktaşı Yağmuru Gözlemi
    Yılın en yoğun ikinci gök...
  • Merkür Geçişi`ni Kaçırmayın!
    Güneş Sistemi`nin en küçü...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2019 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS