Tahir Akpınar
Benim kanım deli. Delikanlıyım ben!
Elimi atsam denize Beykoz’dan, ta çıkartırım Pendik’ten! Sağ ayağımı, vurduğumda magmayı delerim ben!
Bulutlar; ben istersem yağmur bırakır hem. Rüzgar dediğiniz şey, çektiğim derin nefesi vermemdir. Ben esnediğim zaman kasırga, uyuduğum zaman gece olur dünyada. Dünyanın tam merkezi aha burada!
Şu başını göğe kaldırdığındaki yıldızlar, ben doğmadan evvel hiç biri yoktular. Hele şu güneş dediğiniz şey! Benim halet-i rûhiyemin gökteki tezahürüdür sadece. Ejderhalar aşık olunca ormanlar sallanır, benim kalbim gıdıklanınca güneş tutulur hey!
Mübalağa yapmıyorum sevdiceğim, güçlüyüm ben!
11 Eylül’de iki kuleyi yıkmak için iki uçak intihar etmişti ya, gülmüştüm hem! Amerika’da olsaydım ben, he belki bi de caiz olsaydı, sağ ayağımla tekme atmam kâfi idi. Bizans’ı yıkan Cüneyt Arkın vardı ya hani, işte o benim yalnızca müstear ismimdi.
Âah ah!
Benim bildiklerimi bilseydiniz az gülerdiniz hakikatini ifşâ eden ilkokul 1. sınıfların çilekeş başkanları kadar büyüktür davam. Nasıl yerimde durayım ki? Ayakların yere basmıyor dedi babam. Bilmiyor ki bassam ayaklarımı yere, boşu boşuna sallanacak yer küre! Hem kıyamet için 12° deprem yeterliyken.. Dur daha Mehdi’yi görmedik, basmamayayım ayaklarımı yere.
Zaten yeterince komik bir dünyada değil miyiz?
İyisi hiç bozmayayım keyfinizi.
Ne acayip değil mi?
Benim İstanbul’da yaşadığım dünyada, başlangıç meridyenini Greenwich’ten çizmişler. Hatta ta ben doğmadan evvel, başkenti bile Ankara’ya geçirmişler. Çok da tın ya hani! Tavşanlar, dağa küsmüşler.
Halbuki ben susadığım zaman, ağzımı İstanbul boğazına dayamak isterim. Ama anla beni anne! Tek nefeste çekersem denizi, içinde yabani balıklar var, ağzıma kaçarlar.Ben bir devim ama hanefiyim.
Esasında şu ahmak Nemrut’un ordusuna gökten ben yalnızca tükürecektim, vazgeçtim. Harem-i şerife hürmet ettim.
Of of, tamam sustum!
Kaçak çayı fazla içmişim gene.
Ama önemli işlerim var anne, anlaşmazlığa gerek yok sizle.
Ben sana söyleyeyim, sen babama söylersin.
Henüz gencim ben, dedim ya bir de devim.
Daha var taşın sert, suyun ıslak olduğunu anlamama.
Haydi kalın hayırla.