• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • Yolcu, Hangi Haldesin?
  • Döndüm Dersem Yalan Olur
  • Kelimenin Gücü
  • Mevsimler Armonisi
  • Hâlin Haritası Engebelidir
  • Evvel Zaman İçinde
  • Esma Terbiyemiz Olsun
  • Maddenin İç Yüzüne Yolculuk
  • Tarık Nedir Bilir misin?
  • Ölüm Çığlığı
  • Bozulmayan Ceset
  • Rabbimiz Her Şeye Kâdir, Olur Bu İş!
  • GENÇ Dergi Aralık 2022 Sayısı ÇIKTI!
  • Hüzünlü Ezan
  • O`nu Anlamak İnsanlığı Anlamaktır
  • Kendine Gel Sonra Gidersin
  • Ötekiyle Yaşamak
  • ANASAYFA
  • Yazı Atölyesi
  • Yazarın Kelimeleri

Yazarın Kelimeleri

26.07.2019 18:18
Yazı Atölyesi
2514
Metin Karabaşoğlu

Yazı yazarken kelime seçimine dikkat etmeli miyiz? Anlaşılır bir yazı yazmak için anlaşılmayacak kelimelerden kaçınmamız mı gerekir?

Düşünceler, kelimelerle ifade edilir ve başkalarına aktarılır. Dolayısıyla, zihnimizde ne kadar çok kelime taşıyorsak, düşünce ve duygularımızı o kadar ince, derin ve güçlü bir şekilde ifade edebiliriz. Edebiyat veya düşünce dünyasına mühür vurmuş büyük isimlere bakıldığında, onların ortalamanın çok üstünde bir kelime dağarcığıyla konuşup yazdıkları görülür. Hatta, bir düşünür veya yazarın düşüncesindeki derinlik ile kullandığı kelime sayısının fazlalığı arasında doğrudan bir ilişki olduğuna dikkat çekenler de var.

Bu durum, diğer bir açıdan şunu gösterir: Bu isimler, ‘herkes tarafından hemen anlaşılma’ beklentisi içinde olup herkesin kullandığı kelimeler ile yetinselerdi, muhtemelen o eserleri yazamayacaklardı. Ama öte yandan hepten anlaşılmaz bir şekilde ve tamamen ilk elde anlaşılması zor kelimelerle yazsalar, bu kez hiç okunmayacak, anlaşılamayacaklardı.

Demek ki, ne ‘anlaşılmazlık’ bir meziyet, ne de ‘herkes tarafından hemen anlaşılmayı’ hedefleyip belli bir kelime dağarcığının ötesine geçemez şekilde yazmak. Bilakis, en doğrusu, ikisinin ortasında bir yerde durabilmek. Yani yazar bir taraftan okuyucuda ‘bu yazıyı, bu kitabı okumalıyım’ şevki uyandıracak bir kıvamda yazabilmeli; seçtiği konu, sunuş biçimi, üslubu vs. bu şevki uyandırabilmeli. Ama öte taraftan, bu şevkle onu okuma gayreti içine girmiş okuyucuyu ‘olduğu yerde’ kabul etmemeli, onu bir basamak yukarıya çekebilmeli. Yani, ne okuyucuyu olduğu yerden kıpırdatmayan bir ‘popülizm’ doğru, ne de ‘ben böyle yazarım, ister oku ister okuma, beni ilgilendirmez’ kibrini bürünmüş bir ‘elitizm.’ İkisi de doğru değil, ikisi de yazar-okuyucu buluşması için ideal durumu ifade etmiyor. Bilakis, ikisinin de taşıdığı zaafları aşan bir kıvam bulmamız, bir orta noktada buluşmamız gerekiyor. Şahsen, benim de kendi kitaplarımla ilgili olarak zaman zaman ‘ağır kelimeler kullanıyor’ kabilinden yakınmalara maruz kaldığım vâkidir. Hatta bazı ortamlarda bu şifahî olarak da bana iletiliyor. Bu yakınmalara şu cevabı veriyorum: Büsbütün, gündelik hayatta kullanılmayan kelimelerle yazıyor muyum? Hayır. Ama öte taraftan, tamamen gündelik hayatta kullanılan kelimelere kendimizi hapsetsek, özgün bir duygu veya düşünce durumunu incelikli bir şekilde ifade imkânı bulur muyuz? Yine, hayır. Bilakis, kelimeler kullanıldıkça hayatta kalır, kullanıldıkça zihinlere yerleşir. Dolayısıyla yazarın yazılarının içine, anlaşılması için ipuçları da içerir şekilde gündelik hayatta pek kullanılmayan ama bir cevher olarak hayatımıza girmesi gereken kelimeleri de serpiştirmesi lâzım ki, o kelimeler zihnimizde yer etsin, hatta dilimize yerleşsin.

Meselâ günümüzde gündelik hayatta ‘uygun’ kelimesi o kadar çok yerde kullanıyor ki; bu kelimenin hangi yerde ‘müsait’in, hangi yerde ‘muvafık’ın, hangi yerde ‘mutabık’ın, hangi yerde ‘münasip’in yerine kullanıldığını kestirmek mümkün değil. Halbuki bu dört kelime, birbirine yakın ama birbirinden farklı dört ayrı anlamı incelikle bize ifade ediyor. Yazar dahi bu dört durumda ‘uygun’ deyip geçiverse, bu kelimeler ve nüansları nasıl hayatta kalacak?

Sözün kısası, yazarın bir görevi de, yazıları içinde kullanarak, düşünce veya duyguların en incelikli şekilde taşınmasına vesile olan kelimelerin hayatta kalmasını ve dile aktarılmasını sağlamaktır bana göre. Okuduğumuz bir kitap, zihnimize yeni kelimeler taşımamış veya bir kısım kelimeyi gündelik hayatta kullanır hale bizi getirmemişse, yazarı başarılı bir yazar değildir...

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Metin Karabaşoğlu

1964 yılında İzmir’in Tire ilçesinde doğdu. Yazı hayatı, ilkokuldan önce başladı. Ablasına bakarak yazmayı öğrendikten sonra yazdığı ilk yazısı, başlığıyla birlikte sadece iki cümleden ibaretti: “Allah kimleri sever? Allah doğru yolda gidenleri sever, eğri yolda gidenleri sevmez.” (Aradan geçen bunca zaman içinde yazdıklarıyla, hâlâ daha bu iki cümlenin açılımını yapmaya çalıştığını düşünüyor.)...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • Yolcu, Hangi Haldesin?

  • Döndüm Dersem Yalan Olur

  • Kelimenin Gücü

  • Mevsimler Armonisi

  • Hâlin Haritası Engebelidir

  • Evvel Zaman İçinde

  • Esma Terbiyemiz Olsun

  • Maddenin İç Yüzüne Yolculuk

  • Tarık Nedir Bilir misin?

  • Ölüm Çığlığı

  • Bozulmayan Ceset

  • Rabbimiz Her Şeye Kâdir, Olur Bu İş!

  • GENÇ Dergi Aralık 2022 Sayısı ÇIKTI!

  • Hüzünlü Ezan

  • O`nu Anlamak İnsanlığı Anlamaktır

  • Kendine Gel Sonra Gidersin

  • Ötekiyle Yaşamak

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • 15
  • 16
  • 17
  • Tümü

Benzer Yazılar

"İçindeki Editörü Kovmalısın"
Sadece yazı yolunun başın...
"Hiç Yoktan İyidir"
Neredeyse kırk senedir ya...
Bir Yaşama Biçimi Olarak Yazmak
Bir Yaşama Biçimi Olarak Yazmak
Eski zamanlarda bir tasav...
Yazdırmayı Seven Adam: Âsım`ın Ardından
Yazdırmayı Seven Adam: Âsım`ın Ardından
Sevgili gençler, geçtiğim...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Yolcu, Hangi Haldesin?

Döndüm Dersem Yalan Olur

Kelimenin Gücü

Mevsimler Armonisi

Hâlin Haritası Engebelidir

Evvel Zaman İçinde

Esma Terbiyemiz Olsun

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8413797

Bagamoyo Afrika... 4915116

Kasım Sayımız Çıktı! 3357168

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1170876

En Güzel Cuma Hediyeleri! 283098

10 Soruda Sen Kimsin? 265518

Leyla ile Mecnun Fuzuli mi? 163183

16.01.2023

Yolcu, Hangi Haldesin?

16.01.2023

Döndüm Dersem Yalan Olur

16.01.2023

Kelimenin Gücü

08.01.2023

Mevsimler Armonisi

08.01.2023

Hâlin Haritası Engebelidir

08.01.2023

Evvel Zaman İçinde

08.01.2023

Esma Terbiyemiz Olsun

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2023 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS