• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • Yolcu, Hangi Haldesin?
  • Döndüm Dersem Yalan Olur
  • Kelimenin Gücü
  • Mevsimler Armonisi
  • Hâlin Haritası Engebelidir
  • Evvel Zaman İçinde
  • Esma Terbiyemiz Olsun
  • Maddenin İç Yüzüne Yolculuk
  • Tarık Nedir Bilir misin?
  • Ölüm Çığlığı
  • Bozulmayan Ceset
  • Rabbimiz Her Şeye Kâdir, Olur Bu İş!
  • GENÇ Dergi Aralık 2022 Sayısı ÇIKTI!
  • Hüzünlü Ezan
  • O`nu Anlamak İnsanlığı Anlamaktır
  • Kendine Gel Sonra Gidersin
  • Ötekiyle Yaşamak
  • ANASAYFA
  • Yazı Atölyesi
  • Her İşin Özü: Denge

Her İşin Özü: Denge

16.07.2019 01:31
Yazı Atölyesi
2167
Metin Karabaşoğlu

Yazı türleriyle ilgili kalıplar ve dille ilgili kurallar var. Bu kurallar, bir yerden sonra insanı kısıtlıyor, özgür ve özgün olmasını engelliyor. Bu kalıp ve kuralları gözeterek özgün bir dil, tarz ve üslup geliştirmek mümkün mü? Yoksa bütün kural ve kalıpları aşmalı mıyız?

Öğrencilik yıllarımda mühendislik okuyan arkadaşlarla beraber kalmıştım. Onlar sayesinde, bir yandan sosyal bilimler öğrenimi ile meşgulken, aslında hayatın bütün aşamalarında bize yardımcı olan ve yol gösteren iki şey öğrendim.

Bunlardan birincisi, bu alanı üretim mühendisliği-kontrol mühendisliği diye iki başlık altında özetlemenin mümkün olmasıydı. Bu bilgi bana yazı hayatında, yazdığı yazıya dönüp yeniden bakmak, üzerinde yeniden çalışmak, bildiğini sandığı şeyleri dahi bir daha kontrol ve teyid etmek gibi bir alışkanlık kazandırdı.

İkincisi, en temel meselenin statik-dinamik dengesini sağlamak olduğuydu. Sabiteler olmayınca bir şey inşa etmek mümkün olmuyor, esneklik olmayınca da inşa edilen şeyi korumak, sürdürmek ve geliştirmek mümkün olmuyordu. Meselâ köprüler; sabit ayaklar üzerine inşa ediliyorlar, ama hesaplanmış bir esneklikle. Sabit ayakları olmasa köprü olmaz; esnekliği ayarlanmış olmasa ağır yük, deprem, fırtına gibi etkilere köprü dayanamaz.

Öğrendiğim bu ikinci hususun da hayatın içinde, özellikle de yazı hayatında faydasını gördüm. Zira bu husus, her şeyin bir denge üzerinde yürüdüğünü, ilerlediğini, varlığını sürdürdüğünü gösteriyor. Sabitemiz yoksa kök salmamız mümkün değil, esnekliğimiz yoksa şartlara uyum sağlamamız ve gelişmemiz…

Bu statik-dinamik dengesi olgusu, bir bakıma o da bir ‘inşa’ çabası olduğu için yazı hayatı içinde kurallar ve kalıplarla ilişkimizin ne düzeyde ve nasıl bir dengede olması gerektiğini de bize öğretiyor.

Meselâ, imlâ kuralları diye bir gerçek var. Ama öte tarafta, dil yahut lisan dediğimiz şey tıpkı insanlar ve toplumlar gibi canlı; sürekli değişiyor ve gelişiyor, eklenenler ve eksilenler oluyor. İmlâ kuralları olmadan, düzgün, herkesçe anlaşılır yazılar yazmak mümkün değil; imlâda katı bir kuralcılık ile de, hayattaki değişime kendini uyarlamak, yeni nesillere de ulaşabilir bir kıvam tutturmak zor.

Aynı şekilde, hikâyenin de, şiirin de, romanın da, diğer edebî türlerin de belli kalıpları var. İçlerinde kalem sahibini en özgür bırakanı deneme ve serbest şiir olmakla birlikte, onların dahi belli tarzları, kalıpları, biçimleri var. Bu kalıplar, bir açıdan insanın yolunu bulmasını; dünyasına doğmuş düşünce ve duyguları belli bir kalıp içinde herkesçe okunur bir kıvama kavuşturmasını sağlıyor. Öte taraftan, ‘kabına sığmadığı’ durumlar da oluyor yazar için; dahası bu durumlar hem onun kendi özgün dilini ve üslubunu bulmasını, hem de genel olarak dilin, edebiyatın, düşüncenin gelişmesini sağlıyor. Çok kuralcı olunduğunda bu gelişime katkıda bulunmak mümkün değil; kalıpları hiç tanımadığında ise duygu ve düşüncesine başkalarına da aktarılabilir bir yol, tarz, mecra bulmanın imkânı neredeyse yok…

Dolayısıyla, hayatın bütün alanları gibi, yazı hayatı da bir sabit-değişken, kurallar-istisnalar, düzen-özgürlük dengesi içinde yürümeyi gerektiriyor. Bu denklemlerin sabit-kurallar-düzen tarafına kilitlenip kalmakla da iyi bir yazar olmak mümkün değil; değişken-istisnalar-özgürlük tarafına odaklanıp kalmakla da…

Sözün kısası, yazmak da, son tahlilde bir denge meselesi… Mesele, o taraf veya bu tarafta yahut azda veya çokta değil, kıvamı tutturmakta düğümleniyor.

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Metin Karabaşoğlu

1964 yılında İzmir’in Tire ilçesinde doğdu. Yazı hayatı, ilkokuldan önce başladı. Ablasına bakarak yazmayı öğrendikten sonra yazdığı ilk yazısı, başlığıyla birlikte sadece iki cümleden ibaretti: “Allah kimleri sever? Allah doğru yolda gidenleri sever, eğri yolda gidenleri sevmez.” (Aradan geçen bunca zaman içinde yazdıklarıyla, hâlâ daha bu iki cümlenin açılımını yapmaya çalıştığını düşünüyor.)...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • Yolcu, Hangi Haldesin?

  • Döndüm Dersem Yalan Olur

  • Kelimenin Gücü

  • Mevsimler Armonisi

  • Hâlin Haritası Engebelidir

  • Evvel Zaman İçinde

  • Esma Terbiyemiz Olsun

  • Maddenin İç Yüzüne Yolculuk

  • Tarık Nedir Bilir misin?

  • Ölüm Çığlığı

  • Bozulmayan Ceset

  • Rabbimiz Her Şeye Kâdir, Olur Bu İş!

  • GENÇ Dergi Aralık 2022 Sayısı ÇIKTI!

  • Hüzünlü Ezan

  • O`nu Anlamak İnsanlığı Anlamaktır

  • Kendine Gel Sonra Gidersin

  • Ötekiyle Yaşamak

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • 15
  • 16
  • 17
  • Tümü

Benzer Yazılar

"İçindeki Editörü Kovmalısın"
Sadece yazı yolunun başın...
"Hiç Yoktan İyidir"
Neredeyse kırk senedir ya...
Bir Yaşama Biçimi Olarak Yazmak
Bir Yaşama Biçimi Olarak Yazmak
Eski zamanlarda bir tasav...
Yazdırmayı Seven Adam: Âsım`ın Ardından
Yazdırmayı Seven Adam: Âsım`ın Ardından
Sevgili gençler, geçtiğim...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Yolcu, Hangi Haldesin?

Döndüm Dersem Yalan Olur

Kelimenin Gücü

Mevsimler Armonisi

Hâlin Haritası Engebelidir

Evvel Zaman İçinde

Esma Terbiyemiz Olsun

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8413797

Bagamoyo Afrika... 4915116

Kasım Sayımız Çıktı! 3357168

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1170876

En Güzel Cuma Hediyeleri! 283098

10 Soruda Sen Kimsin? 265518

Leyla ile Mecnun Fuzuli mi? 163183

16.01.2023

Yolcu, Hangi Haldesin?

16.01.2023

Döndüm Dersem Yalan Olur

16.01.2023

Kelimenin Gücü

08.01.2023

Mevsimler Armonisi

08.01.2023

Hâlin Haritası Engebelidir

08.01.2023

Evvel Zaman İçinde

08.01.2023

Esma Terbiyemiz Olsun

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2023 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS