Bu sorunun cevabını ezgileri, marşları müzik dünyasının merkezi bir yerine koyan her duyarlı kalb merak etmiştir. Sorunun birkaç farklı cevabı var. Marş ve ezgilerin
1- Albümlere girmeden önceki ilk süreç
2- Bant tiyatrosu kasetlerine girme süreci
3- Baştan sona müzik eserlerinden oluşan bir müzik kaseti olma aşamaları var. Bu nedenle bu müziklerin ilki nedir, hangisidir diye sorduğumuzda üç ayrı cevaba ulaşıyoruz.
Eserlerin ilk bestelenmesi Mute Destanı ve İnsanlar ve Soytarılar isimli tiyatro eserinin hazırlık aşamasına denk geliyor. Yani 1984 yılı içinde ilk besteler Barbaros Ceylan tarafından yapılmış. Bestelerin ilk icrası İnsanlar ve Soytarılar oyununun sahnelenmesi ile gerçekleşecektir. Oyun ilk kez 10 Mayıs 1985’te Kocamustafapaşa’da Çevre Tiyatrosunda oynanır. 100. gösterimi ile galası da Şan Tiyatrosu’nda oynanır. Galada Barbaros Ceylan tarafından konser verilir. Bu da kayda geçebileceğimiz ilk konserdir.
İçinde marş bulunan bandrollü ilk kaset ise Mute Destanı. 1986 Ocağında yayınlanan Mute Destanı’nda 5 beste bulunmaktadır. Kaset Ulvi Alacakaptan’ın anonsu ile başlar: “Mute Destanı” “Bu bant Zaman yayıncılık Selam Dergisi tarafından hazırlanmıştır” Yazan: İbrahim Sadri Özgün, Müzik: Barbaros Ceylan, Yöneten: Ulvi Alacakaptan.
Buradan bestelere ilk çıkışta özgün müzik ismi verildiği dikkatimizi çekiyor.
Mute Destanı iki kez kayıt yapılıp piyasaya sürülmüş. Kasetteki Barbaros Ceylan’ın bağlamalı marş icraları fıkıh açısından o kadar çok tepki almış ki bu sefer bir yıl kadar sonra def dışında enstrüman bulunmayan bir şekilde marşları tekrar kayıt almışlar. Lakin bu sefer Ulvi Alacakaptan’ın konservatuardan bulduğu müzik bölümünden öğrencilere marşları söyletmişler.
İlk bandrollü eser olmasına binaen tek tek Mute Destanı’nda hangi eserler var, zikredelim:
İlk eser:
Kanları fışkırtıp köpürten bir kılıç darbesiyle/ bir kılıç darbesiyle/bir kılıç darbesiyle/ bir kılıç darbesiyle
Yahut ciğer ve bağırsakları kasıp kavuran bir mızrak saplanmasıyla/
Şehid olmak istedi/ Abdullah bin Revaha
Eserin güftesi sahabeden Abdullah bin Revaha’nın Mute muharebesinde söylediği şiirdir. Beste Barbaros Ceylan’a aittir. Eser senfonik bir eserdir. Solo olarak başlayan eserin devamında ikinci bir ses girer, nakarat ise koro olarak söylenmektedir.
Kasetteki ikinci eser ise sözleri İbrahim Sadri’ye ait bir eserdir. Solo bir eserdir:
Öyle bir beldesin ki/Mute Mute oy Mute/
Gör bak sen birazdan/ Gör bak kim kahraman
Gör bak sen birazdan/ Nasıl kopacaktır bir fırtına
Üçüncü eser ise Edip Gönenç’in muhteşem bir şiiridir. Bestesi de muazzamdır. Yine senfonik bir eserdir:
Melekler kardeşlerimizdi/ Az ötemizde Bedir’de savaşan
Uhud’da gaddar ve loş bir hırsı/ Hırpalayan kardeşlerimiz vardı
Biliyorduk hallerden bir haldi/ Yaşadığımız hallerden bir hal
Bir kişiydik hepimiz ama/ İçimizde bir iman izdihamı
Göklerce uğuldayan uğuldayan/ Sevda çağlayanları çağlayanları
Endülüs fethedilmemişti ama/ Daha elden de çıkmamıştı
Dördüncü eserin sadece girişi vardır albümde. İki dizesi:
“Şehadet özlemi düştüğünde içimize/ Cennetin rüzgarı estiğinde yüzümüze”
Bu eser de muhteşem bir senfonik özgürlüğe sahip bir eserdir.
Eserin tamamını ise Es Rahmet Rüzgarı kasetinin A yüzünde dinlemek mümkün.
Beşinci eser ise tam ve kusursuz bir marş havasındadır:
Zaferin sıcak muştusuyla yüreğimizin çarpar damarı çarpar damarı
Ve Bedirde de Uhudda da biz vuruşanlardık aynı sevdayla
Bizler Allah’ın askerleriyiz Bizler Allahı’n askerleri
Kardeşim bana bir şeyler söyle/ Yalnızlığımız ve efkarımız
Hüzünlerimiz ve kıyamımız/ Birleştirerek ellerimizi ellerimizi
Ve yeryüzünde sevdalarımız böyle kuşatır tüm iklimleri
Bizler Allah’ın askerleriyiz Bizler Allah’ın askerleri