Adem Şahin
Utanma duygusu neden bu kadar kaybedildi? Sorunun cevabı hayat şeklinde kodlanmıştır.
2014 Soçi (Rusya) kış olimpiyatlarına 50 milyar dolar harcanarak hazırlık yapılmıştı. Tesisler ve yarışmalar değil, bir tuvalet kabinine yapılan iki klozet daha fazla konuşulmuştu. Birçok insanın “komik resim” kategorisinde değerlendirerek gülüp geçtiği, inşaat hatası ihtimali verdiği fotoğraflar 22.403.000 km’lik yüzölçümüne ulaşmış eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dünyaya bakışını göstermesi bakımından anlamlıdır.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra konut ihtiyacını temin için devlet tarafından Obşijitiya (herkesin yaşadığı yer) denilen uzun bir koridor boyunca dizilen bir odalı evler yapılmıştır. Koridor sonunda banyo tuvalet ve mutfağın ortak kullanıldığı bu komün evlerin yapılış gayesi maliyeti düşürmektir. Ekonomik olması için de, koridor sonunda yapılan banyo tuvalet ve mutfak küçük ve basık yapılmıştır.
Bir kabinde çift tuvalet gerçeği lokal bir durum değildir. Rusya’nın yönetimi altında kalmış topraklarda, öğrenci yurtları, okullar, kışlalar ve umumi tuvalet gibi yerlerde yaygındır. 2. Resim, Orta Asya ülkelerinden birinde park içerisinde bulunan tuvaletin tarafımızdan çekilen görüntüsüdür. Tuvaletlerin girişinde sayfaları kopartılmış bir kitap-defter görürseniz elinizde şişe suyu ve peçete yoksa birkaç sayfa da siz kopartınız, içerde lazım olur. Taharet musluğu olmadığı için tuvalet çöplüğünde gazete kağıtlarından dergilere kadar atılmış bir yığın kağıt görürsünüz. Batılılar cinsel birleşmeden önce duş alır. Müslüman kültürdeyse cinsel birleşme sonrası gusül alınır. Batılıların cinsel birleşme öncesi duş alma sebebi tuvalette temizlenmeme kültürünün sonucudur. Eski SSCB ülkelerini görenler çıplaklığın ve fuhuşun yaygınlığına şahit olur. Ulu orta soyunmak, üst baş değiştirmek ve mağazalarda soyunma kabinine girmeden orta yerde yarı çıplak kılık kıyafet denemek normaldir. Bir evde banyo, tuvalet ve mutfağı ortak kullanmak şartıyla birkaç aile kalabilir. Utanma duygusu neden bu kadar kaybedildi? Sorunun cevabı hayat şeklinde kodlanmıştır. Çocukluk devrinden itibaren tuvaletini birbirini görerek yapan insanlardan yüz kızarması beklemek hata olur. Orta Asya ülkelerinde, bağımsızlıktan sonraki inşaatlarda tuvaletler kabin şeklinde ayrılmaya başlanmıştır.
Efes antik kentinin tuvaletlerinin Eski SSCB ülkelerindeki tuvaletlerle benzerlik göstermesi de tarih tekerrürden ibarettir gerçeğini gösterir.
Birleşmiş Milletler, 19 Kasım’ı “Dünya Tuvalet Günü” olarak ilan etmiş. Tuvalet eğitimi, hijyen vs. konularda insanların bilinçlendirilmesi gerekiyormuş. Birleşmiş Milletler’den yaklaşık 1400 yıl önce Hz. Muhammed Efendimiz tuvalet konusunu sevdiklerinin gündemine almıştır. O dönemin müşrikleri göklerden haber getirdiğini söyleyen birisinin tuvalet adabıyla ilgilenmesini komik bulup alaya almak istemişlerdir. Hadis-i Şerif’te buyrulur: Selman’a:
- Peygamberiniz size her şeyi, hattâ kaza-i haceti bile öğretti (değil mi?) diyerek alaya başlamışlar, Selman da “en iyi savunma hücumdur” prensibini uygulayarak:
- Evet, gerçekten Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kıbleye karşı kaza-i hacet veya bevl etmekten, sağ elle taharetlenmekten, hayvan tezeği veya kemikle taharetlenmekten bizi men etti.» demiştir. (Müslim)
“Temizlik dinin yarısıdır”, temizlik namazın, namaz da cennetin anahtarıdır. Bu yüzden, namaz, oruç hac gibi önemli ibadetlerden önce banyo ve tuvalet adabı öğretilir. İsterse 70 yaşında olunsun İslam’a girildiği zaman kelime-i şehadetten sonra ilk öğrenilmesi gereken konu, banyo ve tuvalet adabıdır.
Müslümanın dünya yolculuğu banyo tuvaletle başlar, okul, cami, pazar ve mahallede devam ederek mezarlıkta son bulur. İlmihal kitaplarının temizlik konusuyla başlayıp cenaze ve definle son bulması tesadüf değildir. Hastanelerde sadece kalp, beyin, ciğer gibi organlar değil bağırsaklar ve idrar yolları da tedavi edilir. İslam’ı ve Müslümanı sadece ibadet mekanlarında düşünmek, “Peygamberiniz size her şeyi hattâ kaza-i haceti bile öğretti (değil mi?)” diyerek alaya başlayanların zihniyetidir. Evet tuvalet adabını bile bize öğreten bir ulu peygamberimiz var. Salat ve selam O’na olsun.