
Yağmur Ünalan
Hz. Said b. Zeyd`in Hayatı 2. Bölüm
Hz. Said b. Zeyd (ra) iman eder etmez mutlulukla evine gelmiş, hanımı Hz. Fatıma bt. Hattab`a (ra) başından geçenleri anlatmış onun da imanına vesile olmuştur. Artık Hz. Said (ra) ve Hz. Fatıma bt. Hattab (ra) için her adımda dikkatle hareket etmek zorunda kalacakları bir hayat başlamıştır. Çünkü eğer Hz. Ömer (ra), eniştesinin ve kız kardeşinin iman ettiğini duyarsa, onlara hayatı zindan eder bir an olsun yaşatmazdı. Bu sebepten Efendimiz (sav) bu iman ailesine ayrıca önem gösterir, inen ayetleri öğrenmeleri için Hz. Habbab b. Eret`i (ra) gönderirdi.
Bu tedbirli yaşam çabaları tam 6 yıl devam etmiştir. Hz. Said b. Zeyd (ra) bir gün öylesine bunalmıştır ki, ağzından şu cümleler dökülüvermiştir: "Babam Zeyd, Ömer`in babası Hattab`tan çok çekmişti şimdi ise ben Ömer`den ve onun korkusundan çok çekiyorum." Nübüvvetin 6. yılı böyle geçerken Dar`ün Nedve`de, Efendimiz`in (sav) öldürülmesine dair bir karar çıkar. Bu görevi uygulayacak kişi elbette Hz.Ömer b. Hattab`tan (ra) başkası değildir.
Kılıcını kuşanmış, Mekke sokaklarında Efendimiz`i (sav) ararken amcasının oğlu Hz. Nuayman (ra) ile karşılaşmıştır. Hz. Nuayman`da (ra) Müslüman olduğunu Hz. Ömer`den (ra) korktuğu için gizlemektedir. Fakat Hz. Ömer`in (ra) tavrını farklı görünce tüm cesaretiyle seslenerek sormuş: "Ey Ömer! Nereye gidiyorsun böyle kılıcını kuşanıp?", Hz. Ömer (ra) ise: "Aramıza ayrılık koyan, atalarımızın dininden yüz çeviren adamı öldürmeye gidiyorum." diyerek cevap vermiştir. Bunun üzerine telaşlanan Hz. Nuayman (ra), Efendimiz`i (sav) koruyabilmek ve hedef değiştirebilmek adına şöyle der: "Ey Ömer! Sen Muhammed`i öldürme derdine düşeceğine ilk önce kendi ailene bak!"
Bu cevap Hz. Ömer`i (ra) daha da hiddetlendirir ve: "Ey Nuayman! Yoksa sende atalarının dininden yüz çevirip müslüman mı oldun?" diye sorar. Hz. Nuayman (ra) ise: Sen beni boşver. Enişten Said b. Zeyd (ra) ile kız kardeşin Hz. Fatıma`ya (ra) bak!" der. Bu sözler Hz. Ömer`i (ra) çileden çıkarmaya yeter. Hemen yönünü değiştirerek eniştesinin evine doğru yürümeye başlar.
Hz. Said (ra) ve Hz. Fatıma (ra) ise herşeyden habersiz Hz. Habbat b. Eret (ra) eşliğinde yeni inen Taha suresini talim ediyorlardır. O sırada şiddetle kapı çalınmaya başlar. Hz. Ömer (ra) bir yandan inen ayetleri duyup etkilenmiş bir yandan ise cahiliye asabiyetiyle: "Ben şimdi onlara ne yapacağımı biliyorum!" diyerek kendini İslam`ın sadra şifa mesajlarına kapatmaya çalışmıştır. Kapının sesini duyan Hz. Habbab b. Eret (ra) hemen perde arkasına saklanmış, Hz. Fatıma (ra) bir rivayete göre deri bir rivayete göre kemik parçalarının üzerine yazılmış Kur`an ayetlerini saklamış, Hz. Said b. Zeyd (ra) ise kapıya doğru yönelmiştir.
Kapıyı açmasıyla Hz. Ömer`in (ra) üzerine atlaması bir olmuştur. Eniştesinin üzerine çıkıp iki yakasından tutarak: "Demek müslüman oldunuz? Demek atalarımızın dininden yüz çevirdiniz?" diyerek vurmaya başlamış, abisinin elinden eşini kurtarmaya çalışan Hz. Fatıma (ra), Hz. Ömer`in (ra) attığı tokatla ağzı kan içinde kalarak yere düşmüş: "Evet, müslüman olduk. Ne yaparsan yap asla dinimizde dönmeyeceğiz!" diyerek abisi Hz. Ömer`e (ra) karşılık vermiştir.
Kız kardeşinin ağzındaki kanı gören Hz. Ömer (ra) bir anda yumuşamış, nazil olan Taha suresinin ayetlerini istemiş, kalbi coşkun, gözleri yaşlı bir şekilde: "Hadi beni Muhammed`e götürün!" diyerek Efendimiz`in (sav) bulunduğu Dar`ül Erkam`a doğru yola çıkmıştır.
İşte Hz. Said b. Zeyd`in (ra) evi, Hz. Ömer`in (ra) imanına vesile olduğu için o günden sonra "Zafer Evi" olarak anılmıştır.