• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Bir Soru Bir Cevap
  • Milli Marşını Anlayamıyorsan Esirsin!

Milli Marşını Anlayamıyorsan Esirsin!

07.08.2019 13:02
Bir Soru Bir Cevap
2115
Osman Nuri Topbaş

Milli kültürümüz açısından dilin önemi nedir? Dil konusunda ne gibi hassasiyetlerimiz olmalıdır?

Milletler, târih sahnesinde hayâtiyetlerini kendi bünyelerine has “kültür” değerleriyle devâm ettirebilirler. Millî kültürümüzün âdeta temelini de din, dil ve tarih şuuru oluşturur.

Din; yaratılışın gayesi, kundak ile kefen arasındaki hayatı tanzîm eden, böylece kulu âhiret saâdetine hazırlayan ilâhî kanunlar mecmûasıdır. Dil; onun ortaya koyduğu hakîkatlerin ifade vasıtası, tarih de bu iki unsur çerçevesinde yaşanan hâdiselerin sebep ve neticelerinin tahlîli ile milletlerin istikbâlini aydınlatan bir meş’aledir. Bu yüzden bu üç unsur birbirinden ayrı düşünülemez.

Milletimizi Osmanlı medeniyetinin temelini oluşturan İslâm kültüründen uzaklaştırmak için, bir kısım nâdanların müdâhalesiyle tahrîb edilmiş olan dilimiz, bugün maalesef, ciddî bir tefekküre imkân vermeyecek bir sûrette kısırlaştırılmış durumdadır. Güyâ Türk dilini korumak adına, bin yıldır milletimizin kendi dil zevkine göre kullana kullana artık dilimizin bir zenginliği hâline getirdiği kelimeler atılarak zayıf ve fakir bir dil meydana getirilmek istenmiştir.

1890’da yayınlanan Redhause Türkçe-İngilizce Lügat’te 92 bin Türkçe kelime yer alırken, 1945’te Türk Dil Kurumu’nun yayınladığı Türkçe Sözlük’te bu sayı 15 bine kadar düşürülmüştür. Günümüzde ise bu sayıdan geriye ne kadar kaldığını tahmin etmek zor değildir. Bu hâl, dildeki erozyonun bâzı mihraklar eliyle ne dehşetli bir sûrette sürdürüldüğünü gözler önüne sermektedir.

Bugün batı dillerinin herhangi birinde böyle bir müdâhale yapılsa, yani onlardan Grek ve Latin asıllı kelimeler ihrâc edilse, o diller basit bir kabile dili seviyesine iner ve anlaşılmaz bir hâl alır. Bu sebepledir ki dünyada hiçbir dil üzerinde bizim dilimizdeki tahribâtın bir benzeri cereyan etmemiştir.

Bizdeki gayretkeşliğin(!) asıl ehemmiyetli noktası, takip edilen gâyedir. Bu fâciayı planlayanların gâyesi, yeni nesillerin İslâmî tefekkür istîdâdını ortadan kaldırmaktan ibârettir. Yâni hedefleri Kur’ân ve ondan doğan tefekkürdür. Bunu hesaba katarak her İslâmî temâyül sahibinin bu muzır cereyâna karşı direnmesi, bir îman ve vatan borcudur. Aksine hareket, bu mukaddes değerlerimize karşı büyük bir gaflet demektir.

Lisânımızı bu tahribattan kurtarmadıkça, başımıza musallat olan binbir çeşit gâileden kurtulmamız da mümkün değildir. Zîrâ insanlar kelimelerle düşünürler. Mefhumları ve kelimeleri eksiltilmiş, kısırlaştırılmış ve çarpıtılmış bir “dil” ile derin İslâmî ve millî tefekkürün heyecan ufuklarına açılmak aslâ mümkün değildir. Bu yapılmadıkça da, davranış ve duygularımızın temelini teşkil eden tefekkür cılızlaşır ve gönül ufku daralır. Sıhhatli fikirler üretemeyen sığ ve kısır bir tefekkür ile de millî ve mânevî bünyemize kasteden fikir akımlarına karşı kâfî derecede mukâvemet gösterilemez.

Bunun için, millî kültürümüze ve millî şuurumuza zıt olan ve hem mânâ hem de telâffuzu tahrîb ederek meydana getirilmek istenen “uydurma dil”e de aslâ îtibâr etmemek gerekir. Türkçeleştirme veya sadeleştirme adı altında yapılan sahteleştirmelerin, hemen hemen bütünüyle mukaddes kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’in dilimize hediye ettiği kelimeler üzerinde yapılmakta olduğu gerçeğini gözden kaçırmamak îcâb eder.

Bin yıldır kullandığımız, millî bünyemize kattığımız, artık bizden bir parça hâline gelmiş ve insanımızın hâlen kullanmakta olduğu “hayat” dolu kelimelere eski ve ölü kelime yaftası vurup, yerine “yaşam” kelimesini ikâme etmeye çalışmak, Türkçeleştirmek değil, olsa olsa dilimizi diri diri mezara gömmeye kalkışmaktır. Böyle misaller saymakla bitmez. Meselâ; “imkân” yerine “olanak”, “ihtimal” yerine “olasılık”, “hâkim” yerine “yargıç”, birbirinden farklı mânâ inceliklerine sahip “ihtilâl”, “inkılap” ve “ıslahat” gibi kelimeleri topyekün atıp yerine “devrim” kelimesini uydurmakla Türk diline hizmet edilmez, ancak ihânet edilir.

Ayrıca şunu da ifâde edelim ki, uydurulan kelimelerin pek çoğu, güzel Türkçemizin uzun asırlar içinde teşekkül etmiş mantığına da aykırıdır. Meselâ, “sı” veya “si” eki, liyâkat veya istihkak ifâde etmek üzere kullanılan bir ektir. Buna göre, “öpülesi eller” öpülmeye lâyık eller, “kırılası eller” kırılmaya müstehak eller, demektir. Yine bu durumda “olası” kelimesi, olmaya lâyık veya müstehak demek olur. Hâlbuki bu uydurma kelime bugün “olması muhtemel” mânâsında kullanılarak aslî muhtevâsına uymayan bir şekilde kullanılmaktadır.

Dilin yapısına âit bu gibi gerçekler, çocukluktan itibaren zihinde bir iz bırakır ve bu sûretle lisânın kendine has mantığını teşkil eder. Bu mantık da yukarıdaki misalde görüldüğü gibi bozulmaktadır.

Bütün bu kasıtlı ikâme faaliyetleri, milletimizi Kur’ânî mefhumlardan uzaklaştırmak, bu kelimelerin hatırlattığı diğer İslâmî mânâlarla irtibâtını yok etmek emeline hizmet etmektedir. Fakat ne hazindir ki, günümüzde, kimileri selde sürüklenen kütükler misâli gaflet ve cehâleti sebebiyle, kimileriyse kasıtlı olarak, bu kültür tahribâtına ortak olmaktadırlar. Fakat daha da hazin olanı, İslâmî şuura sahip olduğunu iddiâ eden pek çok kimsenin de bazı çevrelere yaranabilmek gayesiyle bu tuzağa düşmesidir.

Unutmayalım ki bizler, ecdâdımızın millî ve mânevî değerleriyle bütünleşebildiğimiz zaman, onların bizlere bıraktıkları mukaddes emânetleri şerefle taşıyabilmiş ve kendimize has millî ve mânevî şahsiyetimizi yaşatmış oluruz. Bu bakımdan dilimiz, maddî ve mânevî değerleri bizlere en nefis bir şekilde tattıran Yûnusların dili olmalıdır. Anadolumuzun hâlen kullandığı temiz Türkçe olmalıdır.

Milletimizin rûhî dokusunu, şan ve şerefini ifâde eden İstiklâl Marşı’mızı düşünelim: O geniş ve derin muhtevâlı kelimelerin çıkarılıp yerine uydurma kelimelerin konması hâlinde, o şiir, zihinlerde zerre kadar bir iz bırakır mı, gönüllerde aynı heyecanı meydana getirebilir mi? Bu bakımdan, hiç olmazsa İstiklâl Marşı’nın muhtevâsını anlayabilecek seviyede bir lisan kültürüne sahip olmamız îcâb eder. Zîrâ millî şâirimiz Mehmed Âkif’i anlayamayan bir nesil, hangi kültürün esaretinde olduğunu da anlayamaz.

Bin yıllık kültürümüzden gelen kelimelerin atılması, İngiliz kültüründen ve diğer yabancı kültürlerden gelen kelimelerin onun yerini alması, mağaza levhalarında ve giysiler üzerinde vitrine edilmesi, kültürümüze karşı işlenen tahribâtın bir başka şeklidir.

Millî ve mânevî değerlerimiz talan edilirken sessizce seyretmek, emânetin elden çıkmasıyla neticelenebilecek dehşet verici bir gaflettir. Uğrunda nice canlar verilerek bugünlere ulaştırılan bütün millî ve mânevî değerlerimizi muhâfaza için lâyıkıyla gayret gösterelim ki, o ağır bedelleri tekrar ödemek mecbûriyetinde kalmayalım.

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Osman Nuri Topbaş

1942 yılında İstanbul Erenköy’de doğdu. Babası Musa Topbaş, annesi de H. Fahri Kiğılı'nın kerîmesi Fatma Feride Hanım’dır. İlk eğitimini Erenköy Zihni Paşa ilkokulunda tamamladı. İlkokul yıllarında özel Kur’an eğitimi aldı. 1953 yılında İstanbul İmam -Hatip Okulu’na girdi. O yıllarda bu okul, Osmanlı’nın ulu çınarlarının bakiyyeleri sayılan M. Celaleddin Ökten, Mahir İz gibi üstadların, Nureddin Topçu gibi Bat...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

Niyetlerimiz Hâlis Olsun
Niyetlerimiz Hâlis Olsun
Muhterem Efendim, bir müs...
Huzurlu Aile Yuvası
Huzurlu Aile Yuvası
Ailede huzur için nelere ...
İslâmofobi Değil, İslâm Fazîleti
İslâmofobi Değil, İslâm Fazîleti
Bugün dünyada "İslâmofobi...
Eşitlik Maskesiyle Kadın İstismârı
Eşitlik Maskesiyle Kadın İstismârı
Son yıllarda önce "Kadın ...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431461

Bagamoyo Afrika... 4919290

Kasım Sayımız Çıktı! 3498267

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1187730

Bkz: Doğu Türkistan 480238

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287596

10 Soruda Sen Kimsin? 276109

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS