Adalete olan ihtiyacımız insan hayatı devam ettikçe sanırım hiç eksilmeyecek. Bu ihtiyaç üzerine; mazlumların ezildiği, zalimlerin büyüdüğü, tüm dünyanın zulümlere karşı sessiz kaldığı şu zamanda; insanlığın onurunu, hak ve özgürlükleri koruyacak ve zalimlere karşı savunmayı ilke edinen İnsan Hakları ve Adalet Hareketi (iHAK) çalışmalarına başladı. Kurucu Başkanı Avukat Cihat Gökdemir ile iHAK’ı konuştuk.
İnsan Hakları ve Adalet Hareketi (iHAK) hayırlı olsun. İnsan Hakları alanında birçok STK varken, siz yola hangi düşünceyle çıktınız?
Öncelikle, Genç Dergisi’ndeki arkadaşlara selam ederim. Bildiğiniz gibi insan hakları düşüncesi ülkemizde özellikle 1980 ihtilâlinden sonra ayrı bir önem kazanmaya başlamış ve yakın tarihimizde gerek sol ve gerekse İslami çevrelerde teorik ve pratik düzeyde önemli çalışmalar gerçekleştirilmiştir.
Son yıllarda ise ülkemizde bir siyasi partinin çok uzun süreli bir iktidar sürecini yaşıyoruz. Bu iktidarın insan hakları alanında bazı kazanımlar sağlaması, geniş kitlelerin insan hakları mücadelesine ilgisini azalttı. “Nasıl olsa insanların hakları artık eskisi gibi ihlâl edilmiyor” düşüncesi yerleşti. 28 Şubat’ta inanılmaz bir baskı ortamından çıkan İslami camia bile, insan hakları alanını neredeyse terk etti. Bunun yanında, insan hakları alanında var olan mevcut imkânlar ve yapılar gerek kendi içinde gerekse kendi öz kitlesiyle yaşadıkları sorunlar nedeniyle yeterince etkin olamamış, bu durum ülkemizde bu alanda önemli bir boşluğun doğmasına neden olmuştur.
iHAK, bu alandaki ihtiyacı gören ve kendi öz değerleriyle bu mücadelede yer almak isteyen bir grup hukukçunun öncülüğünde, Türkiye’deki insan hakları hareketine yeni bir soluk getirmek amacıyla kuruldu.
Mücadelemizin dinamiğini, kimliğimizi oluşturan değerlerden alıyoruz. Yeryüzünün neresinde olursa olsun dinine, diline, ırkına bakmadan her bir insanın âdil bir yaşam hakkına sahip olduğuna inanıyoruz. İnsan haklarını korumayı, insan hakları ihlallerine karşı mücadele etmeyi, insan hakları bilinci oluşturarak yeryüzünde adaletin ve barışın tesisine katkı sunmayı hedefliyoruz.
iHAK’ın harekete geçmesi kuşkusuz bir ihtiyaçtı; ama siz ve diğer kurucu üyeler in bir kısmı aktif olarak zaten avukatlık görevini icra ediyorsunuz. Böyle bir kurumsallaşma tam olarak hangi çalışmaları yapacak?
iHAK yaşam hakkı, işkenceyle mücadele ve kişi güvenliği, din ve vicdan özgürlüğü, ifade ve düşünce özgürlüğü gibi “temel haklar” alanında faaliyet gösterecek. İnsan haklarını koruma, savunma, bilinç oluşturma, ihlalleri önleme, tespit, teşhis, teşhir, müdahale, engelleme, raporlama vb. yöntemleri kullanarak bu alanda bir farkındalık oluşturacak.
Mağdurların haklarını korumak ve adalete ulaşmalarını sağlamak için yerelde ve uluslararası düzeyde diğer insan hakları kuruluşları, ilgili ve duyarlı kurum ve kuruluşlarla da maddi manevi dayanışmayı esas alıyoruz.
İnsan haklarının muhafazası için her yaştan ulaşabildiği her insana yönelik bilinçlendirme çalışması yapacak ve insan hakları alanında nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi için eğitim programları düzenleyeceğiz.
Kuruluşunuzla beraber ”İnsan Hakları Uzmanlık Eğitimi” başlıklı bir program açtığınızı gördük ve çok sevindik. Hem akademik hem de sahada olan çalışmalarınız devam edecek mi?
Evet, “İnsan Hakları Uzmanlık Eğitim Programı” 2017 Güz dönemi için tasarlandı. Program hukuk ve diğer disiplinlerden insan hakları alanında çalışmalar yapacak lisans ve yüksek lisans öğrencilerinin teorik ve pratik altyapılarının güçlendirilmesini, insan hakları kurum ve kuruluşlarının ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağının oluşturulmasını, ulusal ve uluslararası kuruluşlar nezdinde savunuculuk çalışması yapabilecek bireyler yetiştirerek hak ve adalet düşüncesinin yaygınlaşmasını, ülkemizde insan hakları alanında son 40 yılda oluşmuş olan bilgi ve deneyimin gelecek nesillere aktarılmasını hedefliyor.
Uluslararası hukuk, insan hakları mekanizmaları ve rapor hazırlama teknikleri gibi konuların yanı sıra can emniyeti, mal emniyeti, akıl emniyeti, nesil emniyeti ve inanç emniyeti gibi meseleye İslam medeniyeti perspektifinden bakabilen bir yaklaşımı da kazandırmayı hedefliyoruz. Bu dönemde ilk basamak uygulamasını yapacağımız bu program önümüzdeki yıllarda yaz-güz dönemlerinde kademeli olarak devam edilebilecek bir program olarak tasarlandı.