Engizisyon nedir? İlk engizisyon kim tarafından ve ne zaman kurulmuştur? Engizisyon mahkemelerinde sistematik olarak uygulanan akıl almaz işkence yöntemleri nelerdir?
Engizisyon, Katolik kilisesine bağlı bir yargılama sitemidir. Kilisenin baskıcı düşünce sistemine karşı çıkan herkes bu mahkemelerde çok ağır şekillerde cezalandırılmışlardır. İlk olarak 1231`de Papa IX. Gregorius tarafından kurulmuştur. Daha sonraları ise iyice kontrolden çıkıp yaygınlaşarak; yaklaşık 300 yıl boyunca tüm Avrupa’da, kilise adına tam bir terör estirmiştir.
Kararları, yargıladığı kişiler ve başta işkence olmak üzere çeşitli uygulamaları tarihçiler arasında halen tartışma konusu olan engizisyon mahkemelerinin tarihe adını akıl almaz işkence metotlarıyla kazıdığı ise şüphe götürmez bir gerçektir. Bazı yazılı kaynaklarda engizisyon mahkemelerinde işkence gören kimi suçluların vücutlarının normalden 30 santim daha uzadığı, kurbanın ağzına; büyük hunilerle bir seferde litrelerce su, hatta kimi zaman idrar boşaltıldığı, günahkârların(!) kalçalarının kızgın kerpetenlerle sıkıldığı kaydedilmiştir. Bunların dışında engizisyon mahkemelerinde uygulanan başlıca işkence metotları ise şunlardı: Engizisyon tarafından kafası kesilerek ölüme mahkûm olmuş bir suçlunun cezasının infazının ardından, başının bir tepsi içinde engizisyon üyelerine sunulması. Mahkûmun çarmıha başı aşağı gelecek şekilde gerilmesi ve ardından göğüs uçlarından başlanarak derisinin yüzülmesi. El ve ayakları bağlanan mahkûmun, ayaklarının önce ateşin közüyle dağlanıp, daha sonra harlı ateşe tutulması.
Engizisyonun en büyük işkence icatlarından birisi de `Böğüren Boğa`ydı. Metalden yapılmış olan bu boğanın karnındaki kapağa suçlu canlı olarak konur ve ardından kapak kapatılırdı. Boğa ateşe tutulurken içinde kavrulan mahkûm bağırmaya başlardı. Bu da boğanın böğürme gibi ses çıkarmasını sağlardı. Sesin şiddetine göre kişinin suçunun ne kadar olduğu anlaşılırdı. Şayet kişi hiç bağırmadan can verdiyse, ailesine mahkûmun iyi bir Hıristiyan olduğu söylenir ve teşekkür edilirdi. Boğarak öldürülme de engizisyonun sıkça tercih ettiği işkencelerden biriydi. Ancak bu metot genellikle "Cadı" olduğu düşünülen kişilere uygulanırdı. Mahkûmun elleri ve ayakları bağlanır, ayaklarına bağlanan bir ağırlıkla birlikte suya atılırdı. Şayet kişi kurtulabilirse (!) cadı olduğu onaylanmış olurdu, zira sıkıca bağlanmış bir düğümden kimse kurtulamazdı.