endisini onurlandırmak amacıyla Beyoğlu’nda bir sokağa adının verilmesine; ünlü edebiyatçımız Abdülhak Hamit Tarhan’dan manidar yorum.
Kendisini onurlandırmak amacıyla; Beyoğlu’nda adının verildiği sokağı dolaşmaya çıkan Abdülhak Hamit Tarhan, söz konusu sokakta içini çekerek şöyle konuştu:
“Aah! Ne olurdu şu sokağa benim adımı vereceklerine, buradan bana bir ev verselerdi!..”
Abdülhak Hamit Tarhan
5 Şubat, 1852, İstanbul - 12 Nisan 1937, İstanbul
Şair, oyun yazarı, diplomat. Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde ve Cumhuriyet Türkiye’sinin ilk yıllarında eserler vermiş, modern edebiyatın doğuşunda etkin bir isimdir. Köklü ve eski bir ulema ailesinin ferdi olarak dünyaya gelmiş (Babası, tarihçi ve diplomat Müverrih Hayrullah Bey’dir), hayatının her döneminde yüksek mevkilerde bulunmuş, dünyanın birçok yerini görme fırsatı yakalamış, çağının büyük ve güçlü bir sanatçısı sayılmıştır.
Tanzimatı, Birinci ve İkinci Meşrutiyetleri ve Cumhuriyeti gören; bu devirlerdeki Tanzimat, Edebiyat-ı Cedide, Milli Edebiyat ve Cumhuriyet devri edebiyatlarını yakından tanıyan sanatçı Türk Edebiyatı`nda Şair`i Azam sıfatı ile anılır.
Uzun seneler diplomat olarak hem doğu hem de batı ülkelerinde bulunması nedeniyle iki edebiyatı da tanımış; Türk şiirine batıdan yeni konular, serbest düşünce ve şekiller getirirken; batı yazarlarından etkilenerek yazdığı oyunlarla Türk tiyatrosuna felsefi düşünceyi sokmuştur. Türk edebiyatının en büyük eserlerinden birisi kabul edilen Makber’in şairidir.