Hiiç oflayıp puflamayın boşuna yere. Tarihe tanıklık ediyorsunuz. Belki de ömür boyu bir daha böyle bir takım göremeyeceksiniz.
u anda Dünya futbolunda ezici bir Barcelona hakimiyeti var ve bu hakimiyet yakın zamanda bitecek gibi de görünmüyor. 1976’dan beri imkanlar ölçüsünde takip ettiğimiz Avrupa ve Dünya futbolunda böyle bir hakimiyete şahit olmadık desek yeridir. Tabii ki bazı takımların altın çağı oldu, ancak saltanatları bu kadar uzun ve baskın olmadı.
Bu hakimiyetin sebep ve kaynaklarını tartışacak değiliz, biz başka bir açıdan bakmak istiyoruz. Barcelona gerek kendi ülkesinde gerekse Avrupa’da diğer takımlarla arayı açınca, atletizm tabiriyle rakiplerine tur bindirince futbolsever ilk kez karşılaştığı bu durumu yadırgadı. Özellikle bu sezon, oynadığı rakiplerine ilk yarım saatte hiç zorlanmadan üç-dört, bazen beş fark atıyor, maçın geri kalanı formaliteye dönüyor, uzay takımı da normal olarak kendini fazla sıkmıyordu. Öyle ki, bazen en güçlü takımlara karşı bile başarılı olabilen takım halinde 11 kişiyle savunma yapmak filan da onlara karşı para etmiyordu. Kendisiyle baş edebilmek için gözü dönmüş bir transfer politikası güden, birçok otoriteye göre halihazırda futbol dünyasının en başarılı teknik direktörü olan kişiyi iş başına getiren Real Madrid de bu sezon daha ilk yarı bitmeden çok gerilerde kalmıştı.
Dediğimiz gibi, bizim hatırladığımız futbol tarihinde ilk kez böyle bir dönem yaşanıyor. Daha önceki hakimiyet dönemleri ya çok kısa sürmüş ya da başka takımlarla paylaşılmıştı. Mesela 1970’lerin ikinci yarısında Liverpool fırtınası eserken kendilerine yine aynı ülkeden Notthingam Forest eşlik etmiş, 1980’lerin ikinci yarısında da bu sefer aynı rolleri İtalyan Milan ve Napoli oynamışlardı. Daha gerilere uzandığımızda da karşımıza üçer yıllık Ajax ve Bayern Münih dönemleri çıkıyordu.
Barcelona öyle bir düzen kurdu ki, hiçbir şekilde başa çıkılamıyor. Dünyanın en zengin kulüpleri geri kalan en iyi futbolcuları bile bir araya toplasa olmuyor. Çünkü Katalan kulübünün altyapıdan yetiştirdiği futbolcuları zaten o büyük yıldızların arasında ve aynı fabrikanın ürünü oldukları için büyük bir uyum gösteriyorlar ve farklı metabolizmalardan yetişmiş oyuncuların toplandığı pahalı takımları çok kolay yenebiliyorlar. Barcelona kulübü altyapıdan yetiştirdiği oyuncularına yüksek bir aidiyet duygusu aşıladığı için de bu oyuncular başka takımlara gitmiyorlar. Hâttâ Messi bir seferinde konu açılınca Real Madrid’e asla gitmeyeceğini hem de alaylı bir dille söyleyiverdi. Halbuki alışılmış “profesyonel” söylem şöyle olmalıydı. “Eeem, şey, tabii ben bir profesyonelim, ekmeğimi bu işten kazanıyorum. Dolayısıyla başka bir takımda da meslek hayatımı sürdürebilirim. Real Madrid de bu ülkenin güzide takımlarından biri” falan filan.
“Futbolsever bu durumu yadırgadı” dedik. Futboldaki rekabet unsuru ortadan kalmıştı, Barcelona maçlarını rakip ayırt etmeksizin ilk yarım saatte bitiriyordu, oynadıkları futbolun yanında diğerlerinin futbolu çok yavan kalıyordu. Daha güçlü bir takım kurulamıyordu, Barcelona’nın futbolcuları ayartılarak transfer edilemiyor ve dolayısıyla takım parçalanamıyordu. Bir başka takım aynı modeli uygulamaya kalksa altyapıdan bir takım üretmek yıllar sürerdi. Başarılı olunacağının da garantisi yoktu. E ne olacaktı?
Ne olacağı yoktu. Bu azimli ve sistematik çalışmanın ürününü keyifle izleyecek, takdirle alkışlayacaksınız. El âlemin el bebek, gül bebek yetiştirdiği futbolcuları parayı bastırarak bir araya toplayıp sözüm ona başarılı olan ama futbol dünyasına hiçbir şey kazandırmayan kulüplerin suratına tokat gibi çarpan bu gerçeği göreceksiniz. Futbolu güzelleştirmek gibi bir dertleri olmayan ve bizim tabirimizle Çanakkale Savunması yapan takımların geçmişte nice güzelim takımların canını yaktıklarını hatırlayarak, Barcelona karşısında düştükleri zavallı hallere kahkahalarla güleceksiniz. Futboldan keyif alan herkesin bu kahkahaları atmaya hakkı vardır.
Hiiç oflayıp puflamayın boşuna yere. Tarihe tanıklık ediyorsunuz. Belki de ömür boyu bir daha böyle bir takım göremeyeceksiniz. Torunlarınıza bir nesil gibi Gentile’nin tekmelerini anlatmayacaksınız.