• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Spor
  • Şike ve Olgunlaşan Toplum

Şike ve Olgunlaşan Toplum

07.09.2011 12:04
Spor
10163
Bülent Şirin

Sahte de olsa kendine bir kimlik edinmiş vatandaşa, durumu anlatmak bugüne kadar ana baba bildiği insanların aslında gerçek ana babası olmadığını söylemek kadar zordu. Ama bunun vakti artık gelmiş de geçiyordu. Çocuğun travması göze alınıp gerçeği öğrenmesi gerekiyordu. 

İki ay önceki yazımızda futbolun sosyal hayattaki yeri ve fonksiyonu üzerine bazı tespitler yapmaya çalışmış, biraz farklı olduğunu ima ettiğimiz Türkiye özelini incelemeyi de bir sonraki yazıya bırakmıştık. Araya şike soruşturması girince biz de bir ay erteledik ve şimdi kaldığımız yerden devam edebiliriz.

Son söyleyeceğimizi baştan söyleyelim: Türkiye’de futbol, bir kimlik unsuru hâline gelmiş ya da getirilmiştir. 1923’te yeni bir devlet kurulduğu zaman, dünya konjonktürü icabı bir ulus-devlet olması gerekiyordu ama ortada bir ulus yoktu. Dağılan imparatorluğun kaybedilen bölgelerinden gelen ve birbirinden hayli farklı olan Müslüman etnik gruplar vardı ve bunların toplamından oluşan halka ulus tanımı yapmak imkansız gibi bir şeydi.

Yoğun bir çabayla bu halk topluluğu Türk “yapıldı”. Tam olarak konumuz olmadığı için ayrıntıya girmeyelim. Fakat ebediyete akıp giden her on senede biraz daha anlaşıldı ki, söz konusu kimlik ne kadar köpüklü ve coşkulu görünürse görünsün, ülkenin dört bir yanında yaşayan insanlar kendilerini ulus bağıyla birbirlerine bağlı hissetmiyorlardı. Örneğin Amerika’nın pek güzel başardığı gibi insanlar kimlikleri sorulduğunda ısrarla “Amerikalıyım” demiyor, birbirlerine “hemşehrim, memleket nire?” diye soruyorlardı.

O halde yardımcı kimlikler gerekiyordu. Fakat bu durumu devlet mi fark edip telafi etmeye çalıştı yoksa “tabiat boşluk kabul etmez” kuralı uyarınca kendiliğinden bir süreç mi hasıl oldu bilinmez, imdada futbol yetişti. Resmi ideolojinin sürekli pompalamasına rağmen üç tarafı denizle çevrili cennet vatanda yaşadığını toplumun bilinçaltı “yememişti”. Dolayısıyla kendini mutsuz, başarısız ve eksik kimlikli kabul eden halk, şarkılarda, şiirlerde, filmlerde sürekli gözüne sokulan İstanbul merkezli bir hayata sosyo-psikolojik olarak entegre olmanın yolunu İstanbul takımlarında buldu.

Mesela Fenerbahçe taraftarı olduğunuz zaman, kimse bu tercihinizi sorgulamıyor, siz de en azından birkaç senede bir şampiyon ve dolayısıyla mutlu, başarılı ve güçlü bir kimlik sahibi oluveriyordunuz. Bu ülkede etnik, dini ve sosyolojik kimliğiniz sorgulanabilirdi ve sorgulanıyordu, bu yüzden başınız da ağrıyordu çoğu zaman. Ülkede mutlu azınlığın şımarık çocukları bile bu konuda mutlak anlamda rahat sayılmazlardı. Örneğin ezan sesinden hoşlanmayanlar bu rahatsızlıklarını dile dahi getiremiyorlardı. Sonra ne bileyim, Ramazan ayında oruç tutmayanlar öyle önüne gelen yerde yeyip içemezlerdi. Fakat gel gelelim, kimsecikler size takım tercihiniz hakkında bir şey söyleyemezdi, yan bakamazdı. Bu sanki doğuştan gelen bir insanî haktı.

Böylece, güçlü ama sahte bir kimlik ortaya çıkmış oldu ve büyük bir ihtiyacı giderdi. Ülkenin ezici çoğunluğu, birbirinden pek de farkı olmayan üç ayrı futbol kulübüne gönül verdi ve onlarla ağlayıp onlarla güldü. Bu da yönetici iradenin işini adam akıllı kolaylaştırdı. Bu takımların birini şampiyon, diğerini kupa sahibi yapıp, bir diğerini de Avrupa’ya gönderip birkaç tur atlattırabilirseniz, bütün ülkeyi mesut bahtiyar eylemiş olacaktınız.

Bu kadar kolay ve güçlü bir kimliğe sahip olabiliyorsanız, o kimliğin bazı ufak tefek (!) kusurlarını da görmezden gelebilirdiniz. Kazanmak için bazen rutin dışına çıkmak gerekebiliyordu bu alemde, kimlik sahibi olmak ciddi bir konuydu ve meşin yuvarlağın kaprislerine bırakılamazdı elbet. Dolayısıyla rutin dışı zamanla rutin hâline geldi, bunun sonucunda da ortaya sahte bir dünya çıktı. Bütün resmi propagandaya rağmen savaş alanında kazandığına bilinçaltını bir türlü ikna edemeyen halk, spor sahasında kazanmaya çalışıyor ve bu uğurda her şeyin mübah olduğunu düşünüyordu.

Bu böyle sürüp gidemezdi. Sahte dünya, gerçeğiyle örtüşmüyor ve artık akıp giden realite bu sahteliği kaldıramıyordu. Dünyada da benzer vakalar yaşanmış, yöneticiler problemi gerektiği gibi halletmişlerdi. Türkiye de farklı bir şey yapamazdı artık. Yapamazdı ama, sahtesini gerçeğinin yerine koymuş ve bu şekilde mutlu olan insanlara gerçeği nasıl anlatacaktınız? “Gerçek anlamda mutlu olmanız için uyanmanız ve biraz acı çekmeniz gerekiyor” demeniz ve onlar bu tedavi sürecini kabul etseler de etmeseler de bir yerden başlamanız gerekiyordu.

Sahte de olsa kendine bir kimlik edinmiş vatandaşa, durumu anlatmak bugüne kadar ana baba bildiği insanların aslında gerçek ana babası olmadığını söylemek kadar zordu. Ama bunun vakti artık gelmiş de geçiyordu. Çocuğun travması göze alınıp gerçeği öğrenmesi gerekiyordu.

Son şike operasyonu bu yüzden bu kadar uzadı. Bu soruşturma başladıktan bugüne kadar bir çok spekülasyon yapıldı. Yazıyı yazdığımız şu vakitlerde ise henüz karar açıklanmamıştı. Bizim kanaatimiz, karar ne olursa olsun, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağıdır. Toplum artık belli bir olgunluğa erişmiştir ve gerçek ana babasıyla tanışma vakti gelmiştir. Rahmetli dedemin tabiriyle, uğurlu kademli olsun.

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Bülent Şirin

23 Kasım 1967 Trabzon doğumlu. İlk ve ortaokulu memleketinde bitirdikten sonra ailesiyle İstanbul’a yerleşip sırasıyla Kabataş Erkek Lisesi’ni ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdi. Trabzon merkezli yerel Günebakış gazetesinin 7 yıl İstanbul temsilciliğini yaptı. Taraf gazetesinde 6 yıl spor yazıları yazdı. Halen Trabzonspor Resmi Dergisi editörü ve köşe yazarı, aynı zamanda karadenizmanset.com haber sitesinin imtiyaz sahibid...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

Dostluk Yok, Nizami Şarj Var
Dostluk Yok, Nizami Şarj Var
Futbolda dostluk, kardeşl...
40 Fırın Ekmek Yememiz Lazım...
40 Fırın Ekmek Yememiz Lazım...
Şampiyonluk yarışında old...
Futbolu Kimse Bilmez
Futbolu Kimse Bilmez
Futbolu bizim kastettiğim...
Futbolu Ne Kadar Biliyoruz?
Futbolu Ne Kadar Biliyoruz?
Bir televizyon kanalından...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431393

Bagamoyo Afrika... 4919244

Kasım Sayımız Çıktı! 3498113

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1187594

Bkz: Doğu Türkistan 480159

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287541

10 Soruda Sen Kimsin? 276033

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS