İlk sayımızdan itibaren, yalnızca dergi çıkaran bir ekip ve günümüz medyasının sıradan bir aktörü olmak yerine, ebedi gençliğin peşinde dert taşıyan gönüllerle buluşmayı, onlarla hayır adına bir şeyler yapabilmeyi, Yunus’un ifadesiyle “bir gönüle girmeyi” amaçladık. Bir ses verdik, kısa bir sürede sesimizin yankısına karşılık verenlerle buluştuk, halleştik, faaliyetlere giriştik. Genç Gönüllüler olarak sayımız günden güne artmaya başladı. Peki kim bu Genç Gönüllüler? Ne yaparlar, ne yapacaklar? Bu sayımızdan itibaren, her ay sizlere bir Genç Gönüllüsü’nü tanıtacağız. Yirmi soruluk bir şablon üzerinden Genç Gönüllüler’i yakından tanıyacağız. Bu ay köşemizin konuğu Antalya’dan Ahmet Berberoğlu.
1. En büyük derdiniz?
En büyük derdim kendimle. Kaliteli bir insan ve müslüman olabilme derdi. Peki diğer insanların dertleriyle dertlenmek? İnsan-ı kâmil olma derdinin içerisinde zaten o da var.
2. İç dünyanızı resmedecek olsaydınız, nasıl bir resim ortaya çıkardı?
Yer yer dalgalı, yer yer sakin bir okyanusun ortasında küçük bir sandal çizerdim. Ait olduğu sakin ve huzurlu limana dönmeye çalışan küçük bir sandal.
3. Mezar taşınızda ne yazsın isterdiniz?
Ahmet şu anda ayakkabı bağının hesabını vermekle meşgul.
4. En çok neyin özlemini duyuyorsunuz?
Hayatımda çok nadir yaşayabildiğim özel anlar vardır. Ruhum kafesten kurtulan bir kuş gibi çırpınırken gözyaşlarım çağlayan misali coşmaya başlar. İlahi rahmeti çok yoğun hissettiğim bu nadir anların özlemini duyarım her zaman.
5. Öyle bir cümle kurun ki siz hariç kimse anlamasın.
Bunu denedim ama beceremedim. Ama size Yunus Emre Hazretlerinin anlaşılması ancak büyük mutasavvıfların şerhiyle mümkün olan bir mısrasını aktarayım. “Çıktım erik dalına, anda yedim üzümü, bostan ıssı kakıyıp der ne yersin kozumu”
6. Bir cininiz olsa kimi çarpmasını isterdiniz?
Boş ver be cin kardeş. Senin çarpman bu zalimlerin zulmünü azaltacak değildir. Rabbimin çarpması ise pek yakın ve pek şiddetlidir.
7. Hiç tahammül edemeyeceğiniz şey nedir?
Malûmat sahibi olmadığı konularda dahi her şeyi kendisinin bildiğini zanneden ve ısrarla bunu ispatlamaya çalışan kişilerdir.
8. Bir film çekecek olsaydınız ismi ne olurdu?
Filmin adı Taçsız Kral olurdu. Ve bu film, yamalı hırka giyen, üzerinde uyuduğu hasırın izleri vücuduna çıkan, dünya üzerinde yaşamış en kutlu insanın hikayesi olurdu.
9. Bugüne kadar yaptığınız en büyük hatanın ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Hata yapmak mı? Ben mi? Şaka yapıyorsunuz herhalde. Yok yok, ben şaka yapıyorum aslında. Hayli hatalarım oldu, ancak en büyüğü Rabbime verdiğim sözü unutmaktır ve bu diğer bütün hatalarımı da kapsar.
10. Hiç unutamadığınız bir şarkı?
Kul Ahmet erken kalkar, haydi yâ nasib derdi. Barış Manço – Ahmet Beyin Ceketi.
11. En çok neye hamd ediyorsunuz?
Bir alıntıyla cevap vereyim. “Hintli bir kadın bir fareyle aynı kaptan yemek yiyor ve sonrada o fareye tapınıyor. Dünyaya o kadının çocuğu olarakta gelebilirdin. Seçme şansın var mı? Yok. Ne yapacaktın o kadının çocuğu olsaydın. Elhamdülillah müslüman bir memlekette müslüman bir anne babadan doğmuşsun. Maça 1-0 galip başlamışsın yani. Hiç mi düşünmüyorsun bunu. Ne kadar büyük nimet içerisindesin.”
12. Herkes görse iyi olur dediğiniz bir yer?
TÜBİTAK’ın her yıl yaz aylarında düzenlediği Ulusal Gökyüzü Gözlem Şenliği. Antalya, Saklıkent ve Yıldızlar.
13. Dergimizin editörü olsaydınız yapacağınız ilk değişiklik nedir?
Dergimiz öyle bir tatlı nizâm içinde ki, buna bir şey ilâve etmek veya bir şeyi eksiltmek düşünülemez. Her şeyi merkezinde bırakırdım. ;-)
14. Sizce kediler mi daha nankör insanlar mı?
İnsanlar yüzyıllardır bu derin psikososyal ve felsefik konuyu tartışmaktadırlar. Ancak bana kalırsa en nankör yaratık hamamböceğidir. Onlar için açıkta bıraktığımız yiyecekleri gizlice ve sinsice gelip yerler, sonra da ortadan kaybolurlar. Aynı yerde yaşadığınız halde sürekli sizden saklanırlar.
15. Çok saçma bulduğunuz şey?
Bazı insanların anı yaşamak, anı değerlendirmek sözünü, yarını düşünme, ye, iç, gez, eğlenmene bak, gününü gün et şeklinde değerlendirmesi.
16. Aslında ben ……………………… değilim.
Aslında ben göründüğüm gibi değilim. Benim kalbim temiz. :)
17. Yazacağınız romanın ilk cümlesi ne olurdu?
Yazacağım romanın ilk cümlesi kocaman bir hiç olurdu.
18. Genç Dergi’de hangi yazarın yerinde olmak istemezdiniz? Niçin?
Sevgili Güzin abinin yerinde olmayı istemezdim. Bu işler zordur, bilirim. Yani kendi için kan ağlarken bile bazen insanları teselli etmek gerekir.
19. Zamanda yolculuk yapılabilse hangi zamana giderdiniz?
Hala yapılamıyor mu? Ne ayıp. Şakası bir yana, şairin dediği gibi “Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım “ çağında olmak isterdim.
20. Dünya nereye gidiyor?
Bindik bir alamete, gedeyoz gıyamete, amaniiiiinn.