Hasta olmanın da bir adabı olmalı. Sağlıklıyken, hastalanınca, doktora gitmeden, doktorun yanında, eve dönünce yapılması gerekenlerden müteşekkil bir adap. Faydası en çok kendisine olacak. Çünkü hasta kendisine karşı özensizleşiyor.
- Ne şikayetiniz vardı?
Teyze çantasına davranır. Avuç avuç kağıtlar çıkartmaya başlar, kağıtlar yamuk ve özensizce katlanmış, iç içe konulmuş, bir kısmı yırtılmış, çoğu buruşmuştur. Doktor bir yandan hastayı dinler, bir yandan kağıtları açar, ayıklar. Hasta titreyen elleriyle yardım etmeye çalışır, nafile. Yumağın içinde gerekli bir iki kağıt bulunur, duraklanır. Ama tarih 3 yıl öncesine aittir. Devam eder konuşma, devam eder arama-kurtarma. Bazen çıkar o kağıtlar, bazen “neyse biz tekrar bi MR isteyelim” çıkar.
…
Muayene bitmiş, reçete yazılmış, “sıradaki hasta” tuşuna basılmıştır. Hastanın hızlı olması gerekmektedir. Reçeteyi alır önce düzgünce, sonra masadaki kağıt yığınını toplamaya başlar. Bir iki... Olmayacak neyse… Tekrar avuç avuç çantanın içine sokuşturulur. Doktora bir iki cümle daha sorulur, cevabı yalan yanlış duyularak odadan çıkılır. Zaten sıradaki hasta çoktan girmiştir.
***
Eskiden doktora giderken yıkanılıp beyaz elbiseler, temiz çamaşırlar giyilirmiş. Bir hazırlık süreci varmış yani. Günümüzde sağlık hizmetine ulaşmak çok kolaylaştı, elhamdülillah. Ama ilginçtir, kolay ulaşılanın kıymeti de azalıyor, aleladeleşiyor. Bu sıradanlaşma özensizliği getiriyor beraberinde. Hasta olmanın da bir adabı olmalı. Sağlıklıyken, hastalanınca, doktora gitmeden, doktorun yanında, eve dönünce yapılması gerekenlerden müteşekkil bir adap. Faydası en çok kendisine olacak. Çünkü hasta kendisine karşı özensizleşiyor.
Doktora gitmeden önce yapılması gereken hazırlıklardan bir tanesi de hasta dosyasının düzenlenmesi. Bilhassa kronik (yani uzun süren) hastalığı olanlar için. Dosyası hastanın kendine verdiği özeni gösterir. Siz kendinizle, yakınınızla ne kadar ilgilenirseniz doktor da o nispette ilgilenir, ilgilenebilir.
Yaş ilerledikçe kronik hastalıklar artar, dosya kabarıklaşır. Fakat o dosyayı düzene sokacak beceriler ise bir bir azalır. Bu sebeple haydi arkadaşlar, gidelim varsa kendimizin, anne-baba, dede-ninemizin hasta dosyalarına bir çeki düzen verelim. Onların hastalıklarının ne kadar farkındayız? Ne kadar yanlarındayız?
Malzeme listesi: İlk olarak kağıtları bir arada tutacak bir dosya iyi olur. Ama şeffaf dosya çok kullanışlı değil. Muayene süresinin kısa olduğu ülkemizde kağıtları içine sokup çıkarmaya çalışırkenki zamandan kurtulalım. Telli / halkalı dosyalar kullanabiliriz. Bir de delgeç lazım. Tüm kâğıtları (üstündeki yazı-çizilere zarar vermeyecek şekilde) delip dosyalarsak doktor kolayca sayfa sayfa çevirip bakabilir, gereken kağıdı çıkarabilir.
Hangi Sırayla Koyalım?
Bununla ilgili bir standart yok ama en kullanışlı hali belgelerin “ters kronolojik” sıralı olması olacaktır. Yani en yeni tarihli belge en üstte olacak şekilde. Dilerseniz her bir olay için ayrı bir telli dosya da kullanabilirsiniz. Mesela Ocak ayında hastaneye gitmiş beş gün yatmış ise hastamız, o beş gün için ayrı bir dosya, sonra Mart’ta ameliyat olmuş, o süreçteki belgeler ayrı bir dosya. Ama bu olayları arka arkaya koymak da kafi olur. Kronik bir hastalığınız varsa ve sürekli kontrole gidiyorsanız sadece en güncel olanları götürebilirsiniz.
Hasta dosyasının en önemli belgesi “epikriz”lerdir. Epikriz hastaya hastaneden taburcu olurken verilen; hastaneye nasıl geldiğinden başlayarak, çıkana kadar geçen zamanda hastalığıyla ilgili düşünülen ve yapılanların bir özetidir. Derli toplu bu bilgiler daha sonra gittiğiniz, belki de sizi ilk kez görecek, bir doktora önceden olup bitenleri anlatır. Bu değerlerinden dolayı, hastaneden çıkarken epikrizin bir kopyasını alıp dosyamıza eklemeyi unutmamalı.
Epikrizler’den sonra laboratuvar tetkikleri gelir. Başlıca birkaç tanesini sayarsak: Tam Kan Sayımı (hemogram) kan hücrelerinin sayılarını, Kan Biyokimyası kanda bulunan maddelerin miktarlarını gösterir. Tam İdrar Tahlili, idrarın kimyasal ve mikroskopik özelliklerini gösterir. Kan, idrar, gayta (dışkı) kültürü ve mikrobiyolojisi, buralarda üreyen mikropları tespit etmek içindir. Bunlar dışında biopsi, seroloji gibi birçok laboratuvar sonucu, raporu olabilir, onları da dosyamıza koyuyoruz.
Dosyamızın çok değerli bir unsuru da görüntülemeler ve raporlarıdır. Değerli olmasının sebebi doktorlara vücudun içinde ne olup bittiğini göstermeleridir. Pahalı ve zahmetlidirler. Raporlarının yazılması için zaman gerekir. Radyasyon kullanılarak yapılanlar bir miktar zararlıdırlar da. Bununla beraber bir değişiklik olmadan tekrar çekilmeleri gerekmez genelde. Bu sebeplerden dolayı muhafaza edilmeleri, gerektiğinde tekrar değerlendirilmeleri için önemlidir.
En sık kullanılan görüntüleme yöntemleri:
* Röntgen. Film, akciğer grafisi, batın (karın) grafisi, direkt grafi gibi farklı adlarla ifade edilebilir, hepsi yaklaşık aynı şeydir. X ışınları kullanılır. Film elinize verilebileceği gibi “doktor onu sistemden görecek” de olabilir.
* US, USG ya da Ultasound diye yazılıp “ultrason” diye okunur. (Halk arasında “ultrasyon”a dönüşür) Ses dalgalarını kullanan bu yöntem içlerinde en masumlarındandır. Ekokardiyografi diye yazılıp “eko” diye okunan da aynı yöntemin kalp için kullanılmasıdır.
* BT yahut CT diye gösterilen Bilgisayarlı Tomografi, üç boyutlu, üst düzey bir görüntüleme yöntemidir. Fazla miktarda X ışını kullanır.
* MR diye yazılıp “emar” diye okunan Manyetik Rezonans Görüntüleme de yine vücudun içinin üç boyutlu görüntüsünü verir bize. X ışını değil manyetik dalgaları kullanır.
* Bir de endoskopi, kolonoskopi gibi vücut içine kameralı ve bükülebilen bir hortum sokularak alınan görüntüler vardır.
Dosyası hastanın kendine verdiği özeni gösterir. Siz kendinizle, yakınınızla ne kadar ilgilenirseniz doktor da o nispette ilgilenir, ilgilenebilir.
Görüntü makineler tarafından çekilir ve türüne göre kağıda, filme, CD’ye kaydedilirler. Sonrasında uzmanları tarafından incelenerek raporları yazılır. Doktorlar genellikle bu raporları okuyarak karar verir. Şüphe ettikleri durumda görüntünün tekrar değerlendirilmesini isteyebilir. İşte bu aşamada elimizde kayıtlar (kağıt, film, CD şeklinde) varsa en baştan çekilmesine gerek kalmaz. MR ve Tomografilerin görüntülerini CD’lere kaydedip size verebilirler. Bu CD’leri dosyanın arkasına, bir şeffaf dosyanın içine zarflarıyla beraber koyabilirsiniz.
Kullanmakta olduğunuz ilaçlar da doktorlar için oldukça önemlidir. O ilaçlardan yola çıkarak yazan doktorun ne düşündüğünü tahmin edebilir hatta hastalıklarınıza dair sizin söylemeyi unuttuğunuz bazı ayrıntıları fark edebilirler. Fakat malum, ilaçların isimleri karışık ve telaffuzu dahi zor. İkiden fazla ilaç kullananların bu isimleri hatırlaması da zor oluyor. Dolayısıyla basit hastalık için olsa bile doktora giderken ilaçlarınızı götürmek, yahut ilaçların isim ve gramlarını bir kağıda yazmak lazım.
Hasta verilerinin dijital ortamda saklanmasına yönelik çalışmalar ülkemizde de yapılmakta, kısmi olarak uygulanmaktadır. Lakin bu geçiş süreci tamamlanana kadar kendi düzenimizi kendimiz muhafaza edeceğiz.
Küçük Tavsiyeler
- Tanı, bir hastalığın adıdır. Hastalığınızın tanısı konulduysa bu adı öğrenin ya da bir yere yazın.
- Büyük bir hastalık ya da ameliyat geçirdiğinizde onu unutmayın, doktora anlatırken es geçmeyin.
- “Klinik Günce” tutmanız bazı hastalıklar için doktora önemli bilgiler verebilir. Migren ataklarının ne zaman ne şiddette olduğu, tansiyon, şeker gibi değerlerin ne zaman ne miktarda olduğu yazılabilir.
- Hastalandığınızda ateşinizi ölçün. Sadece ateşim vardı demeniz yeterli değil. Hem dijital termometreler ucuzladı.
- Mümkün olduğunca tek merkezde tedavi olmaya çalışın ya da CD’ler gibi gerekli dosyaları da götürün gittiğiniz yere.
- Farklı hastalıklarınız için farklı yerlere gidiyorsanız, gittiğiniz bir yerde diğer hastalığınızı unutmayın, ondan da bahsedin.
- Uzun EKG’ler (elektokardiografi) dosyaya sığmayabilir, bunları kısa kenarlarından delip, tele geçirdikten sonra bir iki kere katlayabilirsiniz.
- Sıra numarası, fiş, fatura, bilgi işlem kağıtları, barkodları saklamanıza gerek yoktur.
- Bu kadar uğraştıktan sonra götürdüğünüzde doktor dosyaya sizin tahmin ettiğiniz kadar bakmazsa üzülmeyin. Bu işlemi aradığını hızlı bulsun diye yaptık zaten.
- Eve dönünce “tüh doktora şunu da söyleyecektim” diyorsanız, gitmeden önce zihninizi toplayıp şikayetlerinizi yazın. “Karnımda şöyle bir ağrı var, mavi ilaç bunu yapıyor, kolumda böyle bir şey çıktı” gibi. Hatta doktordan talep edeceğiniz şeyleri de not edin: “İlaç raporu bitti, istenecek.”
- Doktorun dediklerini anlamadıysanız, mesela verdiği merhemin kullanılışı daha dinlerken bile kafanızı karıştırıyorsa, ondan yazmasını rica edin. Vakti varsa sizi kırmayacaktır. İlaçları doktorun tarif ettiği şekilde kullanmak önemlidir. Doktorlar bazen farklı faydalar planlayarak ilaçların standart kullanım şekil ve dozlarından farklı uygulamalar tavsiye edebilir.