Son zamanlarda sosyal medyada sık sık ateist gruplar çeşitli sohbet odalarında buluşuyor, ateizmin ne kadar mübarek, ne kadar güzel bir hayat tarzı olduğunu savunuyor. Bir yandan kendi durdukları yerin nasıl da karizma bir yer olduğunu dillendiriyorlar, diğer yandan da tüm insanları ateist olmaya, dinlere mesafe koymaya, her türlü inancı reddetmeye davet ediyorlar.
Geçenlerde bir sohbet odasına girdim, ne konuştuklarına kulak kesildim. Kimi siyasilere kızmış o yüzden İslam’dan soğumuş, kimi Kur’ân’da kendince tutarsızlıklar bulup Müslümanlıktan uzaklaşmış, kimi de çocukken camide yaşadığı olumsuzluklardan sonra inançsızlığa yol almış. Gülümsedim bu hallerine, kolaya kaçtıkları için üzüldüm. Diğer birçok konuşmacı ise, ne yazık ki aslında ortaokul ve lise dönemlerinde halledilmesi gereken meseleleri halledemediği için bocalamalar yaşamış ve ateizme sürüklenmiş.
Doğrusu bir insanın arayışı çok değerlidir, hepimiz hakikatin izini sürmekle mükellefiz. Lakin görünen o ki Türkiye’de kendini ateist olarak tanımlayan birçok kişi derinlikli bir sorgulamadan, hakikatli bir yüzleşmeden çoğu zaman mahrum kalarak üstünkörü bir ateizme savrulmuş durumda. Peşin hükümlerin, nefret söylemlerinin, her türlü mukaddes değere soğukluğun ve nefsani tavırların gölgesinde, heva ve heveslerini ilah edinmişler.
Hele bir de “İslam düşmanı azılı ateist” çevreler var ki, onların durumu daha da acınası. Çünkü arayış duraklarından bir durak olarak tanrı tanımazlık başkadır, her vesileyle İslam’a saldıracak bir ortam kollamak başkadır. Şahit olduğumuz kadarıyla, ülkemizdeki ateist insanların birçoğu İslam’la ciddi kavga içinde. Kalpleri kin dolu, zekalarını şeytanın telkinleri eşliğinde sonuna kadar kullanıp ellerine geçirdikleri her fırsatı aziz dinimizi karalamak için değerlendirme derdindeler.
Hiç unutmuyorum, sosyal medyada Peygamber Efendimiz’le ilgili sinsice nahoş ifadeler kullanan bir kişi, dalga ve alayla dinimizin değerlerini küçük düşürücü sözler sarf etmişti, kısa sürede belki yüz bin insan o alçak paylaşımı beğenmişti. O yüz bin insanın kalpleri birbirine benzediğinden, yapılan edepsizliğe ortak olmakta gecikmemişlerdi. Belli ki yüreklerindeki nefret daha fazlaydı lakin ortam müsait olmadığı için şimdilik sadece “beğeni tarafgirliği” ile yetiniyorlardı.
Bu sayımız İslam düşmanı ateistler için hazırlanmadı, onların gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar, kalpleri var anlamazlar, bunu biliyoruz, hissediyoruz. Çünkü onlar sefaletlerini saadet zanneden zavallılardır, bundan şüphemiz yok.
Bizim derdimiz, hakikat arayışındaki insanlara ateizmin nasıl bir çıkmaz olduğunu ehil isimlerin rehberliğinde bir kez daha ifade etmektir. Ateizme sürüklenen tüm genç dostlarımıza mana çağrısı yapmayı bir vazife biliyor, anlamsız ve amaçsız bir hayatın yaşarken ölmek olduğunu söylemek istiyoruz.
Son olarak şunu da belirtmek isterim, kendi lise arkadaşlarımdan ateist olanlar, bulunduğumuz ortak gruplarda sözü ne yapıp edip İslam’a getirirler, alttan alta hep aziz dinimize takılırlar. Ben de onlara çoğu zaman “bayılıyorsunuz İslam’a” derim. Sahiden de hakikat böyledir, İslam kalpten kalbe ulaşmaya, yürekleri nurlandırmaya devam ediyor. Ateistler İslam’a takılmadan, Müslümanlara laf atmadan duramıyor. Hatta öyle tatlılar ki, durdukları bâtıl yerden emin olabilmek için, açık bulabilme ve tutarsızlık arama kastıyla belki çoğumuzdan fazla Kur’ân okuyorlar, tefsirlerde geziyorlar. Evet, vicdanlarındaki hakikat sesini susturmak için çok çabalamaları lazım, aksi halde gerçekle yüzleşecekler ve çaldıkları her kapının ardında Allah çıkacak karşılarına.
Afakta ve enfüste delillerini, işaretlerini gösteren Rabbimiz her türlü yakıştırmadan münezzehtir.
Ne mutlu Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve ben Müslümanlardanım diyen insanlara..
Ne mutlu iman edenlere..
Ne mutlu Allah’a koşanlara...
SORULARININ CEVABI BU KİTAPTA
Bu seneki hediye kitabımızda, genç dostlarımızın aklına takılan soruları, Osman Nûri Topbaş Hocaefendi cevaplıyor. Büyük bir külliyatın içinden özenli bir gayretle derlenen “Gençler Soruyor” isimli eser, yeni dönemde sadece GENÇ Dergi abonelerine hediye edilecek. Hakikat arayışındaki genç dostlarımızın baş ucu kaynaklarından birisi olacağına inandığımız bu kitabın, binlerce insanla buluşmasını arzu ediyoruz. Şu ana kadar büyük bir teveccüh gördü, duyuru konusunda sizlerden dua, destek ve ilgi bekleriz.
Ramazan bayramınızı tebrik ederiz. Haziran ayında görüşmek üzere.
Muhabbetle.