• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Bir Başka Açıdan
  • Bu Tebliğ mi Yani?

Bu Tebliğ mi Yani?

09.12.2017 11:31
Bir Başka Açıdan
3753
Taha Kılınç

Tebliğ, kelime manası itibariyle “ulaştırmak ve kalbe dokundurmak” demek olduğuna göre, söylediğimiz sözlerin onların kalplerine gitmesine engel olacak her türlü kabalıktan, çirkinlikten, düşüklükten, yalan-dolandan, sövgüden, onur kırıcı ve gurura sebep olucu ağız dalaşından kaçınmamız emredilmiştir.

Siyer’in en meşhur tablolarındandır:

Muâz bin Cebel, Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- ile namaz kıldıktan sonra, Medine’nin hemen dışındaki köyüne gider, orada da insanlara namaz kıldırırdı. Bir defasında, Muâz namazda Bakara suresinin başından okumaya başlayınca, cemaatten bir adam namazı bozdu, kenarda kendi başına kısa bir namaz kıldı, mescitten çıktı. Muâz, adama bu davranışı sebebiyle sinirlenince, durum Hz. Peygamber’e aksettirildi. Onun verdiği cevapsa, hem Muâz’a hem de bütün Müslümanlara yönelik bir ikazı barındırıyordu: “Sen fitneci misin ey Muâz! [Bu sözü üç kez tekrarladı]. Şems ve A’lâ (sureleri gibi kısa sureler) okusan olmaz mıydı? Senin arkanda yaşlısı da vardır, zayıfı da, işi-gücü olanı da…”

Aynı ölçüyü, Rasûlullah kendi nefsinde de uygulamıştır. Şu sözü, yine Siyer’in en meşhur cümleleri arasındadır:

“Ben bazen namaz kıldırıyorum ve uzun okumak istiyorum. Fakat (arka saflardan) bir çocuğun ağlamasını duyduğumda, annesine zorluk çıkarma korkusuyla namazımı kısa tutuyorum.”

“Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz” diyen bir Peygamber’den başka türlüsü de beklenemezdi zaten. Hz. Âişe Vâlidemiz’in ifadesiyle, “haram söz konusu olmadıkça, helal şeyler arasında mutlaka en kolay olanı tercih ederdi”. Ümmetine de tavsiyesi bu yöndeydi. Hep en kolayı, en güzeli, sen sürdürülebilir ve tahammül edilebilir olanı yapar ve yapılmasını isterdi. Hz. Peygamber vasıtasıyla birbirimize karşı talim ve terbiye usulümüzün bu esaslara dayalı olması gerektiğini bize öğreten Rabbimiz, bizden olmayanlara karşı da en güzel ve tatlı üslubu benimsememizi istemiştir. Bir yandan bize açıktan düşmanlık edenlere karşı çetin, şuurlu ve dirençli durmamızı emrederken, diğer yandan onların ilahlarına sövmemizi, İslâm’ı onlara tebliğ ederken kaba sözler söylememizi, onların çirkin üsluplarını taklit etmemizi de yasaklamıştır.

Tebliğ, kelime manası itibariyle “ulaş- tırmak ve kalbe dokundurmak” demek olduğuna göre, söylediğimiz sözlerin onların kalplerine gitmesine engel olacak her türlü kabalıktan, çirkinlikten, düşüklükten, yalan-dolandan, sövgüden, onur kırıcı ve gurura sebep olucu ağız dalaşından kaçınmamız emredilmiştir.

İslâm, tarihin şahit olduğu en azgın insan olan Firavun’a bile “yumuşak sözle” tebliğde bulunulmasını isteyen bir dindir.

* * *

Bir yanda İslâm ahkâmının ayaklar altına alındığı ve önemsenmediği bir sosyo-kültürel ortam… Diğer yanda İslâm’ı bilenlerin ve yaşayanların, insanları kaçıran ve ürküten üslupları… İmtihanımız, bu iki ucun ortasında durmaya çalışan denge insanlarını çoğaltmak ve toplumun her kesimine yaymak noktasında düğümleniyor. 

Hâl böyleyken:

Galîz üsluplarla bizi azarlayan, en ufak hatalarımızda bizi cehennemle korkutan, konuşurken adap-erkân gözetmeyen, müjdelemek yerine nefret ettiren, kolaylaştırmak yerine korkutan, en ağır ve zor hükümleri karşımıza diken, en son söylenecek şeyi en başta söyleyip iletişim kanallarını kapatan, kapalı dairede istişare için konuşulacak konuları mikrofonla yüzbinlere duyurup tartışma koparan… Tüm bunları yaptıktan sonra da, üslubu sebebiyle eleştirilince İslâm ahkâmı eleştiriliyormuş gibi tepki gösterip meseleyi bambaşka boyutlara taşıyan… Ve hepsinden öte, tercih ettiği bu “tebliğ usulü” sebebiyle sayısız temiz fıtratı kendisinden ve söylediklerinden ve de İslâm’ın hakikatlerinden uzaklaştıran birtakım hocalarımızın, vaizlerimizin, ilim adamlarımızın hali epey üzücü.

Günümüzde gençliğin artık eski vaaz usullerini pek anlamadıklarını, onlara daha içten ve sevgi dolu biçimde yaklaşmak gerektiğini fark etseler, eminim böyle davranmayacaklar. Yaptıklarının “ulaştırmak ve kalbe dokundurmak” anlamında tebliğ olmadığını, sadece cedele ve nizâya davetiye çıkardıklarını görseler, kesinlikle üsluplarını değiştirecekler. Dahası, onların bu kaba üslubunu taklit ve teksir eden takipçilerinin, toplumda daha da büyük yarılmalara ve fitnelere sebep olduğunu anlasalar, belki de yüklendikleri vebalin ağırlığını görüp kürsülerden tamamen çekilecekler, uzleti ve sükûtu tercih edecekler.

* * *

Bir yanda İslâm ahkâmının ayaklar altına alındığı ve önemsenmediği bir sosyo-kültürel ortam… Diğer yanda İslâm’ı bilenlerin ve yaşayanların, insanları kaçıran ve ürküten üslupları… İmtihanımız, bu iki ucun ortasında durmaya çalışan denge insanlarını çoğaltmak ve toplumun her kesimine yaymak noktasında düğümleniyor.

İslâm’ı çok iyi bilip samimiyetle yaşarken, insanları da kucaklayabilmek. İslâm’ın hiçbir hükmünden zerre miktarı taviz vermeden, aynı zamanda insanlara da aynı hükümleri sevdirerek anlatabilmek. Uyarırken aşağılamamak. Hatırlatırken kaçırmamak. Hataları söylerken, günün birinde aynı hatalarla imtihan olunabileceğini akla getirip, üslubu tevazuyla taçlandırmak. En ağır sorumlulukları duyururken bile, dudaklara bir tebessüm yerleştirebilmek. İslâm’ı tebliğ ederken, kalplere ulaşmayı ve insanları kendi vicdanlarıyla baş başa bırakıp usulca kenara çekilmeyi bilmek. Rabbimizin ulûhiyyet sahasına taalluk eden cennet, cehennem, hesap, ahiret gibi konularda insanları sınıflandırma saplantısından kaçınmak. Velhasıl, Allah’ın bize emanet ettiği hakikatlerin bizim malımız olmadığını, bunu insanlarla ihsan üzere paylaşmak sorumluluğumuzun bulunduğunu, hakkını vermediğimizde bu emanetin bizden alınabileceğini bir an bile hatırdan çıkarmamak…

Evet, bütün bunları yapmaya çalışırsak, içinde bulunduğumuz topluma İslâm’ın güzelliklerini aktarma ve insan kazanma konusunda ilerleme kaydedebiliriz. Bu usule dikkat etmezsek, kendi kapalı fanusumuzda bizi zaten dinleyecek olan insanlara konuştuğumuz, sadece ezber ve önyargıları köpürttüğümüz, imkânları israf ettiğimiz, üstüne üstlük “çok büyük hizmet” yaptığımızı zannettiğimiz bir kısır döngüye girebiliriz.

* * *

Rasûlullah Efendimiz’den rivayet edilen o ünlü duada, “fayda vermeyen ilim”den bahsedilir. Allah’a sığınılan şeyler sayılırken, “faydasız ilim” denmemesi dikkat çekicidir. Çünkü hadd-i zatında faydasız ilim yoktur. Ama sahibine fayda vermeyen, yüklenenin faydalanamadığı, çeşitli sebeplerle bereketinden mahrum kaldığı ilim vardır. İşte Efendimiz tam da bundan Rabbimize sığınmış, biz ümmetinin dikkatini de aynı noktaya çekmiştir.

İslâm bir emanettir. İlim bir emanettir. Ahlâk bir emanettir. Tebliğ bir emanettir. Bize öğretilen ve ihsan edilen her şey emanettir. Bunların hesabı da bir gün sorulacağına göre, insanlara bu emanetleri ulaştırırken haddi aşmamak, mazruf kadar zarfı da önemsemek, “Allah, her şeyi en güzel biçimde yapanları (muhsinleri) sever” ölçüsünden şaşmamak gerekir. Hasretini çektiğimiz ve mumla aradığımız bereketin sırrı tam da buradadır. 

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Taha Kılınç

1980 doğumlu. Kartal Anadolu İmam-Hatip Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ni bitirdikten sonra, basın-yayın hayatına atıldı. Yayımlanmış 7 kitabı bulunuyor. Halen bir ulusal gazetenin dış haberler müdürlüğü görevini yürütüyor. Kendisine cennet bileti olmaları için dua ettiği iki kız babası. ...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

İnsanı İnsan Yetiştirir
İnsanı İnsan Yetiştirir
Kötülüğün çaresi ve panze...
"İslâmî Tatil" Demişken...
Aklımıza gelen her şeyin ...
Alternatif Liste
Alternatif Liste
Okumaktan muradımız kendi...
Gölgede Dinlenen Yolcular
Gölgede Dinlenen Yolcular
Hz. Âdem ve eşi Havvâ ann...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431461

Bagamoyo Afrika... 4919290

Kasım Sayımız Çıktı! 3498268

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1187731

Bkz: Doğu Türkistan 480238

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287596

10 Soruda Sen Kimsin? 276109

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS