
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Müjdesiydi
Konstantinopolis’in fethi Peygamber Efendimizin (s.a.v.) asırlar öncesinden bize müjdelediği bir haberdi. Bu müjdeyi gerçekleştirecek komutan ve ordu övülmüştü. Bu övgüye mazhar olmak için İslam komutanları, İslam orduları defalarca Konstantinopolis’i kuşatmış ancak muzaffer olamamışlardı. Konstantinopolis’in devasa surlarını sadece iman gücüyle yıkmak mümkün değildi. Bunu başarmak için teknik, bu tekniğin ustalıkla inşası, usulünce kullanılması, adedinin artırılması ve zahiri ve batıni askerlerle birlikte hücum edilmesi gerekiyordu. Sultan Mehmet Han zafere giden yolda ne gerekiyorsa yaptı. Ona bilinen bilinmeyen yüzbinlerce Müslüman bedenen ve kalben yardım etti. Nihayetinde Allah’ın yardımıyla birlikte zafer geldi. Aşılmaz denen surlar aşılmış, yıkılmaz denen Roma yıkılmıştı. Sultan Mehmet Han ve ordusu asırlar öncesinin müjdesine nail olmuşlardı.
Manevi Fethin Rehberi Akşemseddin
Hacı Bayram-ı Veli Hazretlerinin müridi, İstanbul’un manevi fatihidir Akşemseddin. Akşemseddin ile ilgili maalesef yapılan tasvirler gerçeği yansıtmıyor. Fethi anlatan filmler ve kitaplarda Akşemseddin upuzun aksakallı bir kişi olarak resmediliyor ancak Osmanlıca eserlerde Akşemseddin köse, sakalsız ve bıyıksız olarak tasvir ediliyor. Bu da maalesef eser üretilirken yeterli araştırma yapmadığımızı gösteriyor.
Topçu Urban Usta
Fatih Sultan Mehmet Han’ın projesini hazırladığı şahi topları, büyük bir ustalıkla Edirne’de savaşa hazır hale getiren Macar demir döküm ustası Urban Usta. Şahi toplar Konstantinopolis’in surlarını dövdükçe Avrupalılar Roma’nın sonunun geldiği için üzülmediler, tersine Roma’nın zulmünün bittiğini düşünerek sevindiler.
Fatih Sultan Mehmet Han Bir Deha İdi
Fatih İstanbul’u fethetme projesini anlattığında ilk başta vezirlerinin tepki ve ön yargıları ile karşılaştı. Başta Çandarlı olmak üzere vezirler bunu o devirde imkânsız olarak görüyordu. Fatih’in anlaşılamayan dehası bu değildi aslında, asıl fatih’in dehalık göstergesi Sahnı Seman Medreseleriydi, ne yazık ki medreselerin asli unsuru sultanın varislerince de anlaşılmamış olmalı ki vefatından sonra Kanuni Sultan Süleyman döneminde işlevini yitirdi. Ancak Sahnı Seman Medreselerinden ayrılan pozitif ilim adamları batıya giderek Rönesans ve Reform hareketlerini başlattılar. Bu nedenle bazı tarihçiler Osmanlının gerileyişini Sahnı Seman üniversitelerinin işlevini yitirişiyle başlatır.
Ulubatlı Hasan
Konstantinopolis’in surlarına sancağı ilk diken civanmert kahraman Ulubatlı Hasan, sancağı diktiği yerde isabet eden oklar nedeniyle ruhunu oracıkta teslim etmişti. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) müjdelediği güzel ordunun adı unutulmayan erlerinden birisiydi. Uğruna canını feda ettiği fetih Osmanlıyı tarih boyunca unutulmayacak bir devlet haline getirdi.
Fethin Dizisi Çekilmeli
History Channel’da bir dizi var, adı Vikingler. Dizinin tarihi gerçekliklere yakın bir dizi olduğu söyleniyor. Ancak dizide çok ciddi anlamda Hristiyan ve Pagan kültürleri anlatılıyor hatta izleyenlere öğretiliyor. Dizinin Nisan ayı içerisinde yayınlanan bölümlerden birinde Paris’i fethetmeye gelen Vikinglerin gemileri karadan yürüttüğü anlatılıyor. Bunun tarihi gerçeklikle alakası yok muhtemelen ama adamlar varmış gibi gösteriyor ve Fatih Sultan Mehmet Han’ın dâhiyane fikrini Ragnar Lothbrok adlı Viking’e bahşetmiş oluyorlar. Dizinin dünya çapında reytingi çok yüksek. Bu düzeyde bir dizi gerekiyor İstanbul’un fethiyle ilgili olarak; içimizden birileri bunu da hedeflemeli.
Yeni Fatihler Yetiştirmek!
Gençlere “Fatih’in İstanbul’u fetih ettiği yaştasın” vurgusu çokça kullanılmakta ancak hedef göstermeksizin yapılan bu vurgu sonuçsuz ve karşılıksız kalmaktadır. İstanbul’un fethini sağlayan proje yönetimi sistematik olarak gençlere anlatılmalı ve onlara tek bir tane değil herkesin kabiliyetince farklı somut hedefler konulmalıdır. Konstantinopolis o dönem dünyanın yönetildiği merkezdi, bu nedenle Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tarafından hedef gösterildi. Bugün dünyanın yönetim merkezi neresiyse gençler olarak bize düşen orayı fethetmeyi hedeflemektir. Bunu bir şehir bir devlet olarak düşünmemekte fayda var. Bugün dünya internet üzerinden yönetiliyor, böyle de bakabiliriz mesela.
Batı Roma’nın Fethi Yakındır!
İstanbul’un fethinin hemen akabinde 1480 yılında Fatih Sultan Mehmet Han’ın emriyle Gedik Ahmet Paşa Otranto’ya sefer düzenledi. Bu sefer aslında Roma’nın fethinin ilk adımıydı. Otranto ele geçirildi ancak Fatih Sultan Mehmet Han’ın vefatı ve 2. Beyazıt ile Cem Sultan arasındaki taht çekişmesi bölgeye yeterli yardımın gitmesine engel oldu ve maalesef 1481 yılında Otranto’yu kaybettik. Kanuni Sultan Süleyman dönemindeki Korfu Seferi de Batı Roma’ya yönelik ikinci bir fetih hamlesiydi ancak Venedikli denizcilerin müdahalesiyle Korfu seferinden sonraki adımlar atılamadı. Bazı rivayetlerde Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Batı Roma’nın da fetih edileceğini müjdeliyor. Şimdi Batı Roma’nın fethi için yapılması gereken adımları hepimiz atmalıyız. Fatihler fethi arzulayan toplumlardan çıkar.
Huzur 1453’te Başladı
Gezi olaylarında duvarlara yazılan “zulüm 1453’te başladı” iftirasını kabul etmek mümkün değil. Kardinal hotozu yerine Osmanlı sarığını tercih ederim diyen Bizanslıların yaşadığı dönemde İstanbul’u fetih etmiş bir milletin içinden bugün bu alçaklığa düşmüş insanların çıktığına inanmak pek mümkün değil. Bu yazıyı yazan kişiler en büyük düşmanımız kimse onun adamları olabilir ancak.
Fatih Sultan Mehmet Han
Çok küçük yaşta padişah olmasına rağmen Türk milletinin ve İslam ümmetinin asırlardır biriktirdiği tecrübeleri kendi bünyesinde birleştirerek Roma İmparatorluğu’nun son temsilcisini tarihin kara sularına gömmüştür. Henüz çocuk yaşta babasına söylediği “Padişahsan gel ordunun başına, padişahsam emrediyorum gel ordunun başına” sözü dehasının ufak bir örneğidir. Gemileri karadan yürütme fikri daha önce babası 2. Murat tarafından da Mora Yarımadası’nda denenmişti ama gerçekleştirmek Fatih Sultan Mehmet Han’a nasip oldu.