Modern toplum olarak tarif edilen bilgi çağının bireyleri olarak hayatımızı artık plazalardaki işyerlerimizde, sosyalleşme ortamlarımızı da plazalara paralel olan alışveriş merkezlerinde (AVM) geçiriyoruz. Modernleşmenin mekânları olarak kabul edilen AVM’ler diğer taraftan “medenileşme” tarafımızı da parça parça götürüyor. Para harcama endeksli, hızın ve rekabetin olduğu bu ortamlarda saatlerin bulunmaması da tüketicilerin zamanın geçtiğini fark etmemeleri için düzenlenmiş bir sistem. Tabii tüm bunların oluşturduğu yapının devrinde büyüyen çocuklar da artık parklarda bahçelerde oynayamıyor; yeni trend “oyun alanları.” Anadolu Ajansı’nın (AA) yaptığı derlemeye göre Türkiye’de kişi başına düşen en çok AVM, bin kişiye 284 metrekareyle Ankara’da. Ankara’yı bin kişiye düşen 277,3 metrekareyle İstanbul, 267,2 metrekareyle de Bolu izliyor. Doğanın ve tabî olanın gelişim ve medenileşme için en büyük araçlardan biri olduğunu; kültürünü korumak isteyen herkesin buna riayet etmesi gerektiğini söylemeye gerek yoktur herhalde. Aksi durumu gerçekleşen ortamlarda da “AVM nesli” diye adlandırılan bir kitle ortaya çıkar ki, haksız bir itham değildir bu…