
Süleyman Şah Türbesini taşımak için yapılan operasyon hâlâ gündemini koruyor. Son zamanlardaki her olay gibi bu operasyonda da iki görüş hâkim oldu ülkemize. Bir grup, yapılan operasyonu vatan toprağını bırakmak olarak algıladı ve operasyonu yapanları ihanet, beceriksizlik gibi ifadelerle suçladı. Diğer taraf ise tehdit altındaki Süleyman Şah Türbesi`ni yine ülkemiz dışında bir alana taşıyarak daha güvenli bir ortama aldığını, son derece başarılı bir operasyon olduğunu ve bu operasyona yönelik diğer suçlamaların hainlik olduğunu söyledi.
Ülkemiz dışındaki yorumlar da iki türlü. Bir grup operasyonun başarılı bir operasyon olduğunu ve Türkiye’nin İŞİD tehdidine karşı daha önceki konsolosluk personelini kurtarma operasyonu ile birlikte çok başarılı hamleler yaptığını belirtirken diğer grup, operasyonun Suriye topraklarına yönelik bir işgal olduğunu ve Türkiye’nin uluslararası antlaşmalara ihanet ettiğini iddia ediyor. Türkiye içindeki taraflar bu düşünceleri de kendi görüşlerine ilave ediyorlar.
Süleyman Şah Türbesi Operasyonu ile ilgili yapılan operasyonun ne şah ne de mat olduğunu düşünüyorum. Şah değil çünkü IŞİD’i bitiren bir hamle değil. Mat değil çünkü bizi bitiren bir hamle değil. Peki o hâlde ne? Bu bir "rok" hamlesi. Nedir rok? Satranç oynayanlar elbette biliyordur fakat Dünyayı dev bir satranç tahtası olarak görürsek yapacağınız hamleler akıbetinizi etkileyecektir. Rok hamlesi tehditler yakın değilken yani henüz şah çekilmemişken yapılabilecek bir hamle. Kaleyi Şah’ın yanına alma esasına dayanır. Tabi bu hamle yapılırken Şah da yerini kaleden yana az da olsa değiştirir. Peki, bu neyi sağlıyor. Güçleri temerküz ettirmeyi sağlıyor. İşte bizim durumumuz da bu. IŞİD Aynülarap`da (Kobani) kan kaybetti, kısmen de olsa geri çekildi, aşağıda Bağdat’ı kuşatmıştı fakat Irak rejimiyle nasıl bir anlaşma yaptıysa oradaki ilerleyişini de durdurdu. Koalisyon güçleri denilen özlerini hepimizin bildiği ülkeler de hava saldırılarıyla IŞİD’i bunaltıyor. IŞİD yeni bir hamle arıyor ve koalisyon güçlerinin yapacağı olası bir Musul operasyonundan söz ediliyor ki bu operasyona bizi de dâhil etmek istedikleri açık. Geçerli bir bahane aranıyor belki de. Henüz bu konuda açık bir tehdit yokken ülkemizin olası tehditlere karşı vücut bütünlüğünü sağlaması en doğal hakkıdır. Bu sayede her türlü saldırıya yekvücut olarak karşılık verecektir ve daha az kayıp verecektir. Bu minvalde yapılan hamleyi bir başarı ya da başarısızlık olarak yorumlamak yerine önümüzdeki hamlelere bakmak lazım asıl o zaman bu hamlenin değeri anlaşılacaktır.