• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Memleket Hâlleri
  • Suriyeli Sığınmacılar ve Merhamet Yorgunluğu

Suriyeli Sığınmacılar ve Merhamet Yorgunluğu

31.07.2014 04:53
Memleket Hâlleri
6165
Ali Can

Kültürümüzdeki misafirperverliğin de etkisiyle, ‘öteki’, düşmanlaştırıcı ve dışlayıcı davranışın temeli değildir. Büyük zıtlıkların olmadığı yerde küçük farklılık abartılmaya müsaittir. Yapılması gereken merhamet yorgunluğu taşıyan insanımıza merhamet aşısı yapmaya devam etmektir. Bu soylu duygunun kutlu cümlesi de  ‘acınız acımızdır’ olmalıdır.

irleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, iç savaşlar, çatışmalar ve şiddet olayları nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalanların sayısının, 2014 yılında bir önceki yıla göre 6 milyon artarak 51,2 milyona ulaştığını rapor etti. Kaldı ki bu rakam 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en yüksek seviyeye çıkmış durumda. BM raporuna göre mültecilerin %86’sına gelişmekte olan ülkeler ev sahipliği yaparken, sanayileşmiş ülkeler sadece %14 gibi küçük bir gruba sığınma hakkı veriyor. Rapora göre 2,5 milyondan fazla Afgan mülteci bulunuyor; bunu 2,4 milyon Suriyeli ve 1,1 milyon Somalili mülteciler izliyor. Diğer yandan BM’nin raporunda yer almayan, yerlerinden edilmiş, ancak ülkesini terk etmemiş ya da edememiş 33,3 milyon insan bulunduğu tahmin ediliyor. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanılan ‘mülteci’ ile ‘sığınmacı’ kavramları farklı anlamlara geliyor. Mülteci, sığınma başvurusu olumlu sonuçlanan ve o ülkede mülteci olarak kalmasına izin verilen, dolayısıyla birtakım hakları elde etmiş olan kimseleri niteliyor. Mültecilik hukuksal bir statüyü, sığınmacılık ise daha çok fiili bir durumu ifade ediyor. Ülkemizde yetkililerin, Suriye’den gelen insanlara ‘misafir’ tanımlaması yaptıkları görülüyor, ancak literatürde böyle bir tanım olmadığı için bu insanlar fiilen sığınmacı durumundalar.

Kur’an-ı Kerim’de Medine’yi daha önce yurt edinmiş Müslümanların, kendilerine göç eden Muhacirlere karşı sevgileri övülür. “…onlara verilenler karşısında içlerinde bir çekememezlik hissetmezler; kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerinden önde tutarlar…” (Haşr-9) Tarihimiz ve imparatorluk tecrübemiz, sığınanlara kucak açışımızın örnekleriyle doludur. İspanya’dan ölümden kaçan 300 bin Yahudi’nin İstanbul’a getirilmesi erken örneklerden biridir. Yakın tarihlerde Balkanlar’dan ve Orta Asya’daki zulümlerden kaçan milyonlarca insan bir kurtuluş yeri, anavatan olarak Türkiye’ye sığınmışlardır. Cumhuriyetin ilk yıllarında Balkanlar’dan Türkiye’ye gelen Bulgaristan kökenli soydaşlarımız ve Yunanistan kökenli 400.000 Türk burada sayılabilir.

Suriye’de üç yıla yakın süredir devam eden savaş nedeniyle 6,5 milyon kişi yerlerinden oldu. Türkiye’de sayıları şu an 1,2 milyon olan ve her geçen gün artan sığınmacıların, sadece 220 bini barınma merkezlerinde ve kamplarda kalıyor. Sığınmacıların ağırlıklı olarak barındığı Maraş, Adana ve Antep illerinde son günlerde yerli halk ile sığınmacılar arasında gerginlik yaşanmaya başladı. Bir takım münferit olayların neden olduğu kontrolsüz öfke patlamaları, Suriyelilerin kendilerine ve işyerlerine saldırıya dönüştü. Söz konusu şehirlerde, Suriyelilerin yoğun yaşadığı mahallelerde, Suriye plakalı araçlar, Arapça ibarelerin bulunduğu dükkânlar hedef haline getiriliyor. Çoğu zaman ‘Türkiye bizimdir.’ sloganı ile başlayan bu saldırılar, ‘provokasyon’ demekle açıklanamayacak kadar ağır sosyolojik gerçekleri de gün yüzüne çıkarmaya başladı. İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği’nin hazırladığı “Kamp Dışında Yaşayan Suriyeli Kadın Sığınmacılar” başlıklı rapora göre, Türkiye’ye sığınan kadınlar ucuz işgücü, fuhuş ve ikinci evlilik için kullanılıyor.

Kilis 7 Aralık Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. M. Ruhat YAŞAR’ın, “Kilis’te Sığınmacı Algısı” başlıklı araştırmasında, devletin ve yardım kuruluşlarının Suriyelilere yaptığı yardımı %27 oranında olumsuz bulanlar, bu yardımların kendi insanımıza gitmesi gerektiğine inanıyor. Yine aynı araştırmada Suriyelilerle birlikte yaşamayı halkın %74’ü, ‘memnun değilim’ diye cevaplamış. “Onların başına gelen hepimizin başına gelebilir, benim de başıma gelebilir.” duygusuyla Suriyelilere duyduğumuz merhamet bizi onlara yakınlaştırıyordu. Türk insanı, sığınmacıların ilk geldiği dönemlerde onlara çok içten yardım etti. İnsanlar din kardeşliği vesilesiyle bu insanlara evlerini açtı, giysi ve eşya yardımında bulundu, ancak hem sayı hem de organizasyon yetersizliği nedeniyle hep bir şeyler yetersiz kaldı. Yardımların hepsi değerliydi, ancak bunların çoğunun sürekliliği olamadı. Kimin daha öncelikli ihtiyacı olduğu bilinemediğinden sadece kısa gözlemlere, değerlendirmelere göre bu yardımlar dağıtıldı. İnsanların bir kısmı bu yardımların başka sığınmacıları da çekeceği endişesini taşıyor. Suriye’den gelen insanlara başta acıyarak bakan insanımız bu duyguyla onlara giyecek, yiyecek ve barınma yardımda bulunurken, şimdi git gide onlara mesafe koyarak uzaklaşıyor. Savaş uzadıkça bölgedeki belirsizlik önce Suriyeli sığınmacılarda, ardından kendi insanımızda bir bıkkınlık ve yorgunluk oluşturmuşa benziyor. Zamanla yorgunluğa dönüşen ve rutinleşen bu ilk yardımlarla ‘bir şeyler yapalım iyimserliği’, sığınmacıların sayı ve yoğunluğu arttıkça değişti; yavaş yavaş ilgisizliğe hatta bir şeylerin değişmediği görüldükçe, moral bozukluğuna ve kızgınlığa dönüştü. İnsanlar, sığınmacıların söz konusu yardımları hak etmediklerine ilişkin tavır ve davranışlarının olduğunu düşünmeye başladı. Öte yandan artık yardımlarla bu işin götürüleceğine olan inanç kaybedilmek üzere. Özellikle sığınmacıların yoğun olarak bulunduğu Urfa, Maraş, Antep, Kilis gibi illerde yaşayan insanlar kendilerini sıkışmış, daralmış ve ihmal edilmiş olarak görüyor ve Suriyeli sığınmacıları artık ötekileştirmeye gidiyor. Sığınmacılara yapılan yardımların diğer yoksul ve dar gelirli aileleri kızdırması, sığınmacıların ötekileştirme araçlarından birini teşkil ediyor. Suriye’den gelen Çingenelerin ve benzeri sorunlu grupların yaşam tarzları ve sürekli dilenmeleri de toplumu rahatsız eden unsurlar arasında sayılabilir. Ruhat Yaşar tarafından “toplumsal otizm” olarak nitelendirilen bu durum, ön yargı, ötekileştirme ve gerginlik oluşturmaktadır.

Zaman geçtikçe, Suriye’deki iç savaşta bir şeylerin değişmediği algısıyla, yardımlarda ciddi bir azalmanın, duyarsızlaşmanın olduğu görülmektedir. İnsanımız bir yandan merhamet yorgunluğu yaşarken bir yandan da çaresizlik hissine kapıldı. Yardımlardaki düzensizlik ve dağınıklık da sorun oluşturuyor. Irkçı düşünceler, ayrımcılık, kimlik kaygısı, ekonomik nedenler ve iç politika hesapları bu yorgunluğu kronik hale getiriyor. Kültürümüzdeki misafirperverliğin de etkisiyle, ‘öteki’, düşmanlaştırıcı ve dışlayıcı davranışın temeli değildir. Büyük zıtlıkların olmadığı yerde küçük farklılık abartılmaya müsaittir. Yapılması gereken merhamet yorgunluğu taşıyan insanımıza merhamet aşısı yapmaya devam etmektir. Bu soylu duygunun kutlu cümlesi de ‘acınız acımızdır’ olmalıdır.

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Ali Can

1976 yılında Kayseri’de doğdu. 1994 yılında İstanbul Yedikule Lisesi’nden, 1999 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Din Sosyolojisi alanında yüksek lisans diploması olan Ali CAN, eğitim danışmanlığı, yurt müdürlüğü gibi vazifelerde bulundu. Şu anda Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı’nda Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan yazarımız, dergimizin aynı zamanda yayın kurulu ü...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

Kalbi Kırıklar Kulübü
Kalbi Kırıklar Kulübü
Kızgın şişler sokuyor ins...
Ortadoğu Senin Babandır
Ortadoğu Senin Babandır
Dünyada her gün dengeleri...
Bir SMS`lik Merhamet
Bir SMS`lik Merhamet
"Ne oluyor size ki, Allah...
Her Şeyi Tenkit Etmek Zorunda mısın?
Her Şeyi Tenkit Etmek Zorunda mısın?
Gençlere, hakikati yalnız...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431400

Bagamoyo Afrika... 4919247

Kasım Sayımız Çıktı! 3498150

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1187620

Bkz: Doğu Türkistan 480172

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287549

10 Soruda Sen Kimsin? 276035

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS