İsyan Ahlâkı Nurettin Topçu`nun temel eserlerinden biri. Nurettin Topçu, 20. yüzyılın önde gelen felsefe sistemlerinden hareket felsefesine bağlı bir düşünürümüz. Hareket felsefesi de kısaca, Aydınlanma felsefesiyle zirveye çıkan Batı`daki materyalist-pozitivist düşüncenin karşısında duran, ahlak ve moral değerlerin insanların kurtuluşu olduğunu söyleyen bir akım. Bu akımın kurucusu M. Blondel`in ifadesiyle `insanın hareketinin aile, toplum, devlet ve insanlık aşamalarından geçerek Allah`a doğru ilerlemekte olduğunu` söylüyor, dolayısıyla da akıl ve inancı birbirinin içinde kabul ediyor.
Nurettin Topçu İsyan Ahlâkı kitabında hareketin anlamından yola çıkıp, hareket düşüncesinden isyan ve ahlaka doğru bir temel kuruyor. Bir düşünme biçimi ortaya koyuyor. Böylece, hareketlerimizi, davranışlarımızı, günlük eylemlerimizi, hayattaki savunmalarımızı ve muhalefetlerimizi anlamlandırmamızı sağlayan bir temel getiriyor önümüze. Bunu yaparken ahlakçı filozoflardan ayrılıyor tabii, herhangi bir dayatma mutlaklaştırma ya da lanetleme söz konusu değil Topçu`da. Hareketin yani isyanın bağlandığı unsur olarak `sorumluluk`u temel alıyor. Hareketle beraber buna bağlı kavramlar olan hürriyet, irade, sorumuluk, sezgi, sebep-sonuç ilişkisi, esirlik, haz, dayanışma, hakimiyet... gibi kavramların anlamlarını çözümlüyor, filozofların bu kavramlara yüklediği anlamları belirtip, onların eleştirisini yapıyor. Ve “Hareket, insan ile Allah`ın bir terkibidir.” sonucuna ulaşıyor ki böylece Blondel`in düşüncelerini İslami bir temelde yeniden yorumlamış oluyor.
Günümüzde, dünyanın karmaşık gidişatı ve her türlü gürültü patırtı içinde, yaptığımız hareketler `muhalefet, isyan` ve `ahlak, aksiyon` gibi iki yöne doğru açılıyor. Bu iki yönü birleştirebildiğimiz, özümleyebildiğimiz oranda gerçekten özgür ve faydalı bir hayat sürebiliriz. İsyan Ahlâkı kitabı da, böyle bir hayat için; felsefi derinliği sebebiyle okunması kısmen zor olabilse bile, bize ilgimiz, dikkatimiz oranında fayda sağlayan bir kitap.
İsyan Ahlâkı, Nurettin Topçu, Dergâh Yayınları, 228 sayfa.
- İnsan kendini ancak hareketin içinde tanır ve sonra hareket ondan bir yaprak gibi kopar.
- Ahlakî hakikatler olgu hakikatleri değil, zaruret hakikatleridir. Onlar hareketin içindeki iradeyi incelemek yerine, haz ve mutluluk, sosyal fayda veya ferdî menfaat vs. gibi hareketin ortaya çıkardığı bir takım genel sonuçları incelemekle yetindiler.
- Eğer uysalların yanında isyancılar da varsa ve bazı ruh dünyasının kahramanları kendilerini isyankâr olmakla suçlayan insan yığınlarının aksine ıstırabı istirahate tercih ediyorlarsa, insan hareketlerindeki bu çelişki, toplum içinde bile akıntıya karşı göğüs geren fertlerin, esaretin yanısıra hürriyetin bulunduğunun en açık delilidir. Kalabalıklar, bu isyancıları her çağda körükörüne suçlamışlardır.