Evet, bitiğiz…
Popüler müziğin tavan yaptığı aylar, içinde bulunduğumuz yaz ayları. Şarkıların klipleri de yaza endeksli. Hepsi sahillerdeki insan manzaralarıyla dolu. Pop denildiğinde dünyada Michael Jackson Türkiye’de Tarkan akla gelir. Onların giydiği elbise giyilir onların yaptığı hareketler yapılmaya çalışılır. Onlar mega star olduğu için fark etmez bayanlar da onları örnek alabilir. Maalesef bu yaklaşık beş-on yıl önceydi. Şimdi durum daha da vahim. Her evin bir popçusu var. Kızmış erkekmiş hiç önemli değil. Zaten kızlar erkek olan popçuyu sever erkekler de kız olan popçuyu sever. Hal böyle olunca buna Michael Jackson da dayanmaz Tarkan da. Müzik âlemine 22 Temmuz seçimlerinin de katkısı olmadı değil hani. Unutulmaya yüz tutmuş şarkılar bir daha ezberlendi. Mitinglerde sözleri
karıştırılarak da olsa hep bir ağızdan söylendi. Ben anlayamadım mazotu beleş dağıtacak parti liderleri nasıl oldu da işsizliği “hepinizi popçu yapacağız” vaadiyle çözme girişiminde bulunmadılar. Bunu söyleseler ne oy patlaması olurdu ama?
Müziğimizin bu hali bittiğimizi mi gösterir?
Hayır, bitik değiliz…
Yaz sıcakları devam ediyor. Televizyonlarda Sarı Sıcak ve Gölgeler gibi sadece yaz aylarında yayınlanan kaliteli müzik programları yer alıyor. Büyük konserler düzenleniyor. Hemen hemen bütün şehirlerde yöresel, ulusal bazen de uluslararası müzik şölenleri düzenleniyor. Kimi zaman kendi müziğimizin kimi zaman da hiç duymadığımız kültürlerin müziklerini dinleme fırsatımız oldu ve olmaya devam edecek gibi gözüküyor. Bunların müzik kültürümüz açısından ilerleme olduğunu düşünüyorum. Seçme şansımız artıyor. Rekabetin artması en çok dinleyiciye yarar şüphesiz. Düşünsenize yakın zamana kadar Orhan Baba ve onun gibi kaliteli müzisyenler yasaklıydı. Ama millet olarak inatla onları dinledik. Çoğu zaman milletimizin bu inatçı kimliğini sevdim. Ve belki bu inat sayesinde şimdi her türlü müziği dinleyebiliyoruz. En protestinden en yeşiline kadar müzikler yer alıyor winamp listemizde. Müziğin en güzel yönü de bu belki. Hiç tanımadığımız kültürdeki insanların seslerini tanımış oluyoruz. Müzik atsan atılmaz satsan satılmaz bir araç. O zaman iyi yanlarını bulmaya ve çoğaltmaya çalışmalıyız.
Kim bilir bir kuyumcu ustasının dükkânından gelen çekiç seslerinde Allah zikrini duyan Mevlana gibi bir insan da etkilenerek istikamet sahibi olabilir…