Anadolu Yakası’nda adı geçen iki türkü var. Onları merak ettiniz mi?
Anadolu Yakası alt başlığında geçtiği gibi “nehir söyleşi” formatında. Gazeteci Erol, Tv sahibi Muzo Gönül ile konuşuyor. Zannettiğiniz gibi Muzaffer’in kısaltılmışı değil Muzo. Nüfus müdürünün espri anlayışı ile halis muhlis gerek Muzo.
Mustafa Kutlu’nun kitaplarını okuyanlar zaten türküler ile aşina olacaklardır. Yanlış hatırlamıyorsam bir karakter vardı, sadece TRT4 türkü radyosu dinleyen. Kitaplarda bahsi geçen türküleri de belki hala sadece TRT4 dinletiyordur.
Anadolu Yakası’nı okurken iki yerde dikkatimi yine türküler çekti. Belki başka bir türkü adı daha geçiyordur kitapta, ilgimizden kaçan. Fakat bu haber için bu iki türküyü aradık, sorduk, dinledik.
Eli elime değdi de
İlki 44. sayfada karşımıza çıkıyor. Muzo’nun müstakbel hanımın, komşu kızının, serpildiğini, büyüdüğünü, güzelleştiği fark etmesi ve ona tutulması anıdır. Kızcağız arkadaşları ile kuyudan su çekmektedir.
Dizlerim titriyor ama belli etmiyorum. Vardım kuyu başına. Öyle sessiz duruyorum.
Bunun dabaşı önünde. Kova kuyıda ama heyecandan çekemiyor.
Elimi atıp kovanın ipini aldım. O sırada elim eline değdi.
-Tıpkı türküdeki gibi.
-Nasıl?
-Eli elime değdi de
Hem ben yandım hem kendi.
Türkü Hatay yöresine ait. Aslında bir halay türküsü.
Eli elime değdi de hem ben yandım hem kendi
Pencereden at beni de, yar yanına kat beni
Eli elime değdi de hem ben yandım hem kendi
Hamaylı tak boynuma da, köle diye sat beni
Eli elime değdi de hem ben yandım hem kendi
Eli etekli yarim de, göğsü yelekli yarim
Eli elime değdi de hem ben yandım hem kendi
Beni koymuş el alıyor, mermer yürekli yarim
Eli elime değdi de hem ben yandım hem kendi
Kaynak: Mahmut Kuşcu / Derleyen : Muzaffer Sarısözen
Şeyda Bülbül Terk Edeli Bu Bağı
Diğer türkü Muzo’nun bir Tv binasını gezmesi sırasında karşımıza çıkıyor:
Koca bina sessiz.
(Erol)- Sanki Bayburtlu Zihni’nin şiiri. Hani bestelenmiştir ya.
Yavru gitmiş, ıssız kalmış otağı. (syf. 154)
Vardım ki yurdundan ayağ göçürmüş
Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı
Camlar şikest olmuş, meyler dökülmüş
Sakiler meclisten çekmiş ayağı
Zihni dert elinden her zaman ağlar
Vardım ki bağ ağlar, bağıban ağlar
Sünbüller perişan güller kan ağlar
Şeyda bülbül terk edeli bu bağı
Makam: Şehnaz
Beste: Nevres Paşa
Güfte: Bayburtlu Zihni
Muzo da Mustafa Kutlu da türkü seviyor. İster Mustafa Kutlu, iste Muzo söylemiş olsun, ne kadar haklılar:
Bir kere bizim türkülerimiz tarım toplumundan kalma. Tekrar edip duruyoruz. Yeni hayat türkü üretemiyor, üretemez. Şarkılar, yani alaturka olanlar geçmiş zamanın ruhuna bağlı idi. O ruh kayboldu. (syf. 198)
Türküleri internetten bulup, dinlemek mümkün. Onları dinlerken hadi bir de kitap adı not edelim. Muzo’nun tavsiyesi:
Düşünürler, yazarlar, sanatçılar da böyledir. Madalyonun öteki yüzüne baksan tiksinirsin. “Entelektüeller” diye bir kitap okumuştum. Jan Jak Ruso’dan, Hemingvey’e kadar pek çko düşünür ve sanatçının gerçek yüzünü anlatıyordu. Şoke oldum. Bulursan oku. (syf. 164)