
Uçurtmayı Vurmasınlar
Feride Çiçekoğlu’nun “Uçurtmayı Vurmasınlar” romanındaki hapishanede büyüyen çocuk karakterin ismi Barış’tı. Bu romandan ziyade daha sonra yapılan fi lm uyarlaması büyük ses getirdi. Türkiye’deki bir dönemin hapishane hayatını anlatan bu dram özgürlüğün sembollerinden olan uçurtmayı uçuran Barış isimli çocuğun hapishanede uçurduğu uçurtmanın akıbetiyle sonlanıyordu. Bir dönemin çocuklarını gözyaşlarına boğan bu filmin şah cümlesi “adının anlamı dünyayı kucaklasa taşta büyümezdi barış.” Hapishanelerdeki insanları kucaklamıştı.
Bu Barış Savaşılmadan Geldi. Hem de Ne Geliş!
628 yılında Medineli Müslümanlarla Mekkeli Müşrikler arasında Hudeybiye antlaşması yapılır. Ama diğer barış antlaşmalarının aksine bir savaştan sonra yapılmamıştır. Bu yönünde çok hikmetler barındırmaktadır. Hicretin altıncı yılında İslam hızla yayılırken Mekkeliler korku ve çaresizlik içinde kalmış, Hendek Savaşı’ndaki başarısızlıkları da bu korku ve çaresizliği derinleştirmişti. Tam da bu sırada Peygamberimiz ve ashabı Beytullah ziyareti için Mekke’ye doğru yola çıktılar. Mekkeliler Müslümanların savaş için geldiklerini zannedip korkuya kapıldılar, anlaşma teklif ettiler. Böylece, 628 yılında Hudeybiye barış antlaşması imzalanmıştır. Bu sulh ortamı sayesinde İslam büyük bir hızla yayılmış böylece savaşarak elde edilemeyecek ölçüde kazanımlar sağlanmıştır.
Barışa Evet Kör Hümanizme Hayır!
Hümanizmin etkileri, kayıtsız şartsız insana saygı noktasında “kör” olmayı da beraberinde getirmiştir. Her kucaklama, saygı duyma ve koşulsuz sevme; “adalet” tevdi edilmediğinde insanlığa “suç” olarak geri döner. Bu noktada tüm dünyada barış olsun diyerek kör bir hümanizme kucak açanlar; devletleri suçlu suçsuz diye ayırmadan ve hakları gasp edilen insanların susarak barışa katkı sağlamalarını bekleyerek aslında bir sonraki savaşın startını vermiş oluyorlar. Ben barışa barış demem adil olmadıktan sonra…
Dünya Barışını İstemek Aptallık mıdır?
Güzellik yarışmalarında kullanılan bir jargon vardır. Yarışma birincisi seçilen güzel, çıkar ve “Dünya Barışı”nı ister. Bu dışarıdan gayet anlamlı bir ifadedir. Ancak hakikat başkadır. Batı güzelliği aptallıkla eş değer tutmaktadır. En güzel kişi onlara göre en aptal kişidir ve “Dünya barışı”nı sadece aptallar isteyebilir çünkü “Dünya barışı” diye bir şey sadece efsanedir. İngilizlerin Kamelot ve Kral Artur efsanelerinde vardır sadece Dünya barışı…
Barış Manço Türkiye’nin İlk Barışıydı
Barış Manço vefat ettiğinde eşi Lale Manço “Türkiye’nin ilk Barış isimli kişisi eşimdi” şeklinde bir açıklama yapmıştı. Bunun hiçbir önemi yok lakin Barış Manço’nun geliştirdiği ve içini doldurduğu “Dünyanın her yerinde konuşulabilecek tek dil tatlı dildir” söylemi gerçekten anlamlıdır. Barış Manço’nun tam ismi ise oğlunun söylediğine göre “Tosun Yusuf Mehmet Barış Manço”dur, okula başlayınca “Tosun Yusuf” ismi kimlikten sildirilmiştir. “Barış” ismi Kıbrıs barış harekâtından sonra çocuklara bolca konulmuştur.
Sevgili İle Barışmak İçin Okunacak Dua Var mıdır?
İnternette dua sitelerinde karşınıza çıkan ve en çok sorulan sorulardan biridir bu soru. Genelde soru şu şekilde dallanıp budaklanıyor. “lütfeeen onsuz yapamam iki aydır ayrıyız”, “yeni çıkmaya başlamıştık ama ayrıldık” ya da “flörtümle aram açıldı barışmak için bildiğiniz bi dua var mı ne oluur” “özür diledim seviyorum ama olmaz diyor sevdiğini biliyorum belki Allah yardım eder ya lütfen” … İçeriği din ile çelişen kadın erkek ilişkilerini disipline edememiş kişilerin klavyelerinden dökülen bu lakırtılar insanı derinden üzüyor... Kim bilir belki de bu gençler Ali Baba türbesinde loto doldurup türbenin duvarlarına süren kadınların çocuklarıdır. Haram fiiller için dua edenler ne kadar komik duruma düştüklerinin farkındalar mı acaba.
Bilinen İlk Barış Antlaşması
Kadeş Savaşı Barış Antlaşması. MÖ 1258 yılında Hitit Kralı III. Hattuşili ve Mısır Firavunu Ramses-II arasında imzalanan dünyanın bilinen ve kaydedilen ilk barış anlaşmasıdır. Suriye topraklarının paylaşılması ile neticelenmiştir. Orijinal olarak Akad dilinde yazılmış Mısır ve Hititçe’ye de kopyalanmış eşit koşullar altında imzalanmış olan antlaşmanın orijinal metni İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.
Savaşsız Yıllar
Milattan sonraki hiçbir yıl yoktur ki Dünya üzerinde savaş olmasın. Ancak son 3500 yıla bakılarak incelendiğinde milattan önceki yıllarda savaş olmadığı düşünülen yıllar mevcut. Toplam 230 yıl hiç savaş olmamış. Ancak savaş olmamış diye olumlu bir düşünceye sahip olmak ne mümkün. İnmobil zamanlar olduğu için bu barış yılı gibi gözüken yıllarda aslında ya savaş hazırlığı yapılmış ya da orduların birbirini bulup karşılaşması çok uzun sürmüş. Bir Kızılderili atasözü bu durumu özetlemektedir: “Beyaz adam savaşı kazandı ama barışı kaybetti.”
Ebabil mi Güvercin mi?
Barışın sembolü olarak beyaz güvercinler kullanılır uzun zamandır, siyasi partiler liderler sivil toplum kuruluşları da bunu kullanmıştır pek çok kere. Lakin bizim barışımızın simgesi güvercin değil ebabil kuşu olabilir. Çünkü ebabil kuşları Kâbe’yi muhafaza ederek o topraklarda doğacak olan barış dini İslâm’ı attıkları her taşla bir anlamda kale gibi inşa ederek korumuştur. Ve Fil Sûresi’nde bu kuşlardan bahsedilir. Genelde merak edilip bu kuşun nasıl bir görüntüsü olduğu araştırılmaz ancak merak edilip saygı duyulmalıdır bu kuşa. Ve şimdi de bizim için barışın sembollerinden biri Filistinli sapan taşıyla tank vuran çocuklardır. Onların her biri Ebabil gibidir. Mescidi Aksa’yı ve Kubbetüssahra’yı korumaktadırlar
ABD, UNu Elemiş Eleği Asmış!
2. Dünya savaşından sonra (1945) savaşın galibi ülkeler tarafından BM kurulmuştur. Dünya barışını, güvenliğini korumak ve uluslararası ekonomik, toplumsal ve kültürel bir iş birliği oluşturmak için kurulan örgütün üye sayısı 200e yakındır. BM Güvenlik Konseyi ise 15 üyeden oluşmaktadır. Bu üyelerin beş tanesi (ABD, Fransa, İngiltere, Çin, Rusya) daimi üyedir ve veto etme hakkına sahiptir. Tüm bunlar sözlük bilgileridir elbette biz BM’yi ABD politikalarını seyretmesinden, İsrail’i kınamamasından ve Bosna’da katliama göz yuman tutumundan tanırız. Ki Bosna’da BM’nin güvenli bölge ilan ettiği ve Hollandalı askerler tarafından korunduğu belirtilen Srebrenitsa’da gerçekleştirilen soykırıma izin vermiştir. Genç Boşnaklar Derneği katliamın yıldönümünde ayakkabıların ortasına yerleştirdikleri UN logosu ile protestolarını gerçekleştirmişlerdi. Bir anekdot Bosna savaşı sırasında Bosnalı gençler Saraybosna sokaklarında gezen sokak köpeklerinin üzerine “işte siz busunuz, bir işe yaramıyorsunuz” dercesine UN yazmışlardı.
1994 Yılında Söyleyin Biz Ne Yapıyorduk!
Uzun yıllar önce Ruanda’da olan şeydir barış. Beyaz adam Afrika kıtasını cetvelle paylaşmadan önce… 1. Dünya savaşı ve antlaşmalar sonucu Ruanda sırasıyla Almanya, Belçika ve BM yönetimine verilmişti. Belçika Ruanda’da iki kabilenin arasını açacak kadar eşitsizlik politikası izlemiş, bunun sonucunda burnu kibar olanlar Tutsi, olmayanlar Hutu diye pratik(!) bir şekilde ayrıştırılmıştı... 1994 tarihinde ise Belçika’nın üstün kabul ettiği Tutsi kabilesine Hutular soykırım uygulamış ve 1 milyon kişiyi bildiğiniz palalarla doğramışlardı. 1 milyon kişi diyoruz… ve dünya uyumuştu. Hatta BM, soykırım bile demeye yanaşmamıştı... Birleştirici bir liderleri olsa olur muydu... Belki de... Çünkü aslında iki kabile arasında doğru dürüst bir fark bile yoktur...
Zeytin Barışın Simgesi Ama…
İsrail Filistinlilerin topraklarını işgal etmek adına ve onların bahçelerine el koymak için uzun yıllar aynı politikayı sürdürmüştür. Bahçesi olan bir Filistinli öldürülür daha sonra ölen Filistinlinin malına el konulur. Bu bahçeler ise genelde zeytin bahçeleridir. Zeytin ağaçlarını tek tek yakan ve buldozerle yerle bir eden İsrailliler, mecazi bir şekilde kökünden söktükleri zeytin ağaçları sayesinde Filistinlileri de topraklarından sökebileceklerine inanırlar. Filistinliler için ise zeytin, malumunuz Kuran-ı Kerim de geçmesi nedeniyle kutsaldır.