Nusayrîlerin görüşlerinin temelini, Hz. Ali’nin ilahlaştırılması teşkil eder. Nusayrîlere göre Hz. Ali gökyüzüne yükselmiştir ve güneşte bulunmaktadır. Bu yüzden Nusayrîler, Güneş’in doğuşu ve batışı zamanında Güneş’e secde ve yıldızlara hürmet gösterirler.
Bugün Nusayrîler denilince Suriye’deki yönetim akla geliyor. Aslında ülkemizde Hatay, Tarsus ve Adana’da da Nusayrîlerin yerleştiğini biliyoruz. Bir araştırmaya göre Hatay bölgesinde yaklaşık yüz elli bin Nusayrî yaşamaktadır. İslam Mezhepleri Tarihinde aşırı ve batınî fırkalar arasında sayılan Nusayrîliğin kurucusu Ebû Şuayb Muhammed b. Nusayr en- Nemîrî’dir. (ö. 884)
Diğer batınî fırkalar gibi Nusayrîliğin tarihi de gizlidir. Nusayrîliğin görüşlerini aslen İranlı olan, Halep’te ölen ve Şeyh Yaprak adı ile şöhret bulan Hamdan el- Hasibî (873-957) düzene koymuştur. Böylece Nusayrîliğin ikinci kurucusu olarak tanınmış ve Nusayrîler hakkında birçok eser yazmıştır. Ancak en önemli eseri on altı sureden oluşan Kitâbu’l-Mecmu’udur. Bu kitap Nusayrîliğin kutsal kitabı olarak tanınmaktadır.
Nusayrîler, ulûhiyyet ve nübüvvet hakkında batıl düşüncelere sahiptirler. Allah’ın insan biçimli (Antropomorfi k) bir özellik taşıdığına inanan Nusayrîlerin görüşlerinin temelini, Hz. Ali’nin ilahlaştırılması teşkil eder. Nusayrîlere göre Hz. Ali gökyüzüne yükselmiştir ve güneşte bulunmaktadır. Bu yüzden Nusayrîler, Güneş’in doğuşu ve batışı zamanında Güneş’e secde ve yıldızlara hürmet gösterirler.
Kutsal kitapları Kitabu’l-Mecmu’unun “Başlangıç” olarak adlandırılan birinci suresinde, İslâm itikadında Allah için kullanılan pek çok sıfat ve isim ilâh olarak görülen Hz. Ali için ifadelendirilmektedir. Nusayrî ve nüfusun sadece %10’unu oluşturdukları bilinen Suriye yönetimi, 1982 yılında Hama şehrinde otuz bin sivil insanı şehit etti.