@suleymanragip
Allah nasip ederse 11 Mart’ta Ramazan ayına kavuşmuş olacağız. Yüreğimizin en aziz misafiridir Ramazan, nasıl sevinmeyelim, nasıl coşmayalım? Bu lütfa ermek için Recep ve Şaban aylarında dilimizden dualar eksik olmadı, “Rabbimiz Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır” niyazında bulunduk Mevlamıza. Çünkü Nebevi tavsiye bu idi ümmete, Peygamberimizin yoluna can feda diyerek ayak izlerini takip etmeye çalıştık gücümüz yettiğince.
Lakin bu Ramazan, bir bakıma yüreğimiz öyle buruk, öyle acılı ki, anlatmak zor. Çünkü 7 Ekim 2023’ten beri, Gazze’ye ölüm yağıyor, kardeşlerimiz orada akıl almaz bir soykırıma uğruyor. Gördüklerimiz karşısında dilimiz tutuluyor, izlediklerimiz gözlerimizi yaşartıyor. Milyonlarca insan, bir yandan bombalarla mücadele ediyor diğer yandan açlıkla sınanıyor. Kahrolası İsrail, bizce malum olan rezil akıbetine doğru azgın bir şekilde ilerliyor.
Evet, ümmet olarak bu Ramazan’a acıyla, kederle, hüzünle giriyoruz. Çünkü bizler kardeşlerimiz ölürken, çocuklar acı içindeyken, kadınlar açlık çekerken, hiçbir şey olmamış gibi yaşayamayız. Onların dertleriyle dertlenmezsek, ne aynaya bakabiliriz, ne de kıyamet günü Rabbimizin huzuruna çıkacak yüzümüz kalır.
Büyük bir imtihanın içindeyiz, Gazze dışındaki her mekan, o izzetli insanların direnişine destek olmak zorunda. Bugün bizler Gazze’nin sesi olmazsak, Gazze’ye nefes olacak çabalar içinde bulunmazsak, korkarız ki bunun vebali büyük olur.
Ramazan ayı ruhun dirilişi, kalbin uyanışı için büyük bir vesiledir.
Biz istedik ki, bu kutlu ay vesilesiyle yüreğimizi şöyle bir yoklayalım, hayatlarımızı baştan sona bir gözden geçirelim. Neyin nesiyiz şu alemde, bu gidişat nereye, yapabileceklerimiz neler, gerek fert planında gerek toplum düzeyinde sorumluluklarımız ne durumda, bir gözden geçirelim istiyoruz.
Birbirimize hakkı, hayrı ve hakikati hatırlatmak zorundayız. Zalimler birbirlerine yardımı esirgemiyorlar, dünyanın iyileri şu zalimlerden daha fazla el ele vermedikçe, daha cesur adımlar atmadıkça, yaralarımız kanamaya devam edecektir.
Ramazan ayı ümmetin uyanmasına vesile olmalı, bu altın fırsatın her saniyesini değerlendirmek zorundayız. Bunu önce kendimiz, sonra da dünyanın korkunç gidişatına yön vermek için başarmalıyız. İslam insanlığın umududur, Müslümanlar yeryüzünün sigortasıdır. Biz Allah’ın şahitleri olarak hakkı tutup kaldıramazsak eğer, bâtıl kalpleri işgal etmeye, kötülükler çoğalmaya devam edecek.
Ramazan aylarında televizyon ekranlarında boy gösteren hocalara, halk tarafından çeşitli sorular sorulur. Bu Ramazan’ın en gerçek sorusunu biz sizler için sormuş olduk: “Soykırıma sessiz kalmak, boykotu gevşetmek, orucu bozar mı?”
Evet, bu Ramazan tutacağımız orucun hakkını daha fazla vermek zorundayız. Çünkü mazlumların ahı yeryüzünü sardı, başımıza gökten taşlar yağmasın istiyorsak eğer, bir oruç azami ölçüde nasıl diriltirse mümin yüreği, o ölçüde dirilmeli ve kendimize gelmeliyiz.
Yapacak çok işimiz var, Allah gücümüzü artırsın, ferasetimizi keskinleştirsin, birliğimizi ve dirliğimizi nasip etsin.
Biz büyük bir ümmetiz, tek başımıza dahi kalsak, İbrahim Peygamber misali, yeryüzündeki bütün putları kıracak niyeti taşıyalım kalbimizde, dünyadaki tüm zalimlerle mücadele etme azmini bileyelim içimizde.
Her durum ve şartta izzet inananların, zillet zalimlerindir.
Allah bu Ramazan’ı hem kendi hayatlarımızda büyük inkişaflara vesile eylesin hem de ümmetin güçlenip toparlanmasına zemin kılsın, amin.
Nisan ayında görüşmek üzere.
Muhabbetle.