
Yağmur Ünalan
Hz. Atike b. Zeyd`in Hayatı 2. Bölüm
Hz. Atike (ra) validemizin iddet süresi bitince evlilik teklifleri yağmaya başlamış, evinin önü onunla evlenmek isteyenlerle dolup taşmıştır. Fakat Atike validemiz, şehit olmadan eşine verdiği söz gereği kimsenin teklifini kabul etmek istememektedir. Buna rağmen teklifler gelmeye devam etmiştir. Teklif götürenlerden biri de Hz. Ömer (ra) idi. Validemiz onu da reddedince Hz. Ömer (ra), amcasının kızına bir haberci göndererek şöyle demiştir;
"Allah`ın helal kıldığı bir şeyi, söz verdiğin için kendine haram edemezsin. Git, Hz. Ali`den (ra) fetva al, ona göre kararını ver."
Mesele Hz. Ali`ye (ra) iletilince şöyle bir fetva vermiştir:
"Eşin Abdullah`ın sana mehir dışında verdiklerini, Abdullah`ın yakınlarına geri ver ve evlen. Kocanın sana verdiklerini, varislerine vererek onun sözünün kefaretini ödemiş olursun."
Bu fetva sonrasında Hz. Ömer (ra) teklifini yeniler fakat Hz. Atike (ra) validemiz teklifini kabul etmek için iki şart koşar.
“Birincisi: Bana asla sert davranmayacaksın. İkincisi: Asla beni Allah`ın mescitlerinden alıkoymayacaksın. Eğer bu iki şartı kabul ediyorsan ben de seninle evlenirim."
Hz. Ömer (ra) bu şartları kabul eder ve Hz. Atike (ra) validemiz ile evlenir. Bu evlilikten İyad isminde bir oğulları olur. Hz. Ömer (ra), güzelliği dillere destan olan validemizi çok kıskanmaktadır. Bir gün Hz. Ömer (ra) halife iken Bahreyn`den bir miktar misk hediye gönderilmiştir. Hz. Ömer (ra) der ki; "Keşke tartmasını becerebilen bir kadın olsa da, bunu terazi ile taksim ederek münasip olan herkese hissesini versem" o sırada orada olan Hz. Atike (ra) validemiz ise şöyle cevap verir: "Ben terazi ile ölçmesini güzel beceririm. Ver, tartıp böleyim.” Hz. Ömer (ra) susar ardından da şöyle cevap verir; "Sen tartarken eline bulaşan miskleri vücuduna sürersin de böylece herkesten fazla koku kokmuş olursun"
Hz. Ömer (ra), mecusi köle Ebu Lülü künyeli Firuz tarafından, hançerlenerek mescitte şehit edildiğinde Hz. Atike (ra) validemiz de o gün orada, sabah namazındadır.
Hz. Ömer`in (ra) şehadetinden sonra Hz. Atike (ra) validemiz Hz. Zübeyr b. Avvam (ra) ile kendisini mescitlerden alıkoymama şartı ile evlenmiştir. Hz. Zübeyr b. Avvam`da (ra) Cemel Savaşı`ndan dönerken, Amr b. Cürmüz tarafından şehit edilince Hz. Atike (ra) validemiz gözyaşları içerisinde şöyle demiştir: "Ben nasıl bir kadınım ki, evlendiğim her erkek bir olayda ölüp gidiyor."
Hz. Abdullah b. Ömer (ra), Hz. Atike (ra) şöyle buyurmaktadır: "Her kim şehadete ulaşmak isterse Atike ile evlensin."
En son Hz. Hüseyin (ra), Hz. Atike (ra) validemize talip olmuştur. Hz. Hüseyin (ra) Kerbela`ya doğru ilerlerken Hz.Atike (ra) validemizde o kafilenin içerisindedir. Hz. Hüseyin`in (ra) şehadetine şahit olmuş ve onun mübarek kesik başını kaldırarak tarihe geçecek bir mersiyeyi dillendirmiştir.
Bu acıya daha fazla dayanamayarak kısa bir süre sonra da Medine`de vefat etmiştir.
Allah ondan ebeden razı olsun.