K. Beyza KİRENCİ / Nurcan DOĞAN
Kudüs, yerin göklere en yakın avlusu. İlk kıblemiz, ikinci mescidimiz, üçüncü haremimiz. Selahaddin’in rüyası, Kanuni’nin mirası, Abdülhamid’in davası…
En özel ayımızın en özel günlerinde, bayram sevincini yaşayacağımız zamanlarda, en kıymetli beldemizden içimizi dağlayan, yüreğimizi hüzne boğan haberler aldık.
Her yıl aynı zamanlarda yaptığı zulümlere bir yenisini ekleyen “işgalci terör örgütü İsrail” yüzlerce mazlumun ahını almaya devam etti. Onlarca çocuğu babasız bıraktı. Dokunmaya kıyamadığımız çocukları hedef aldı. En kıymetli mabedimizi yaktı.
Aksa’da ağaçlar yanarken, canlar giderken; danslarla, şarkılarla kutladılar zulümlerini. Cehennemin odunu yok, kendi odununu kendi taşır insan. Her sevinç nidasında biliyoruz ki ateşlerine bir odun daha taşıdılar.
Ve Allah’ın vaadiyle diyoruz ki “Ey kafirler yenileceksiniz ve toplanıp cehenneme sürüleceksiniz.” Canı yanan her bir mazluma yapılanların hesabının görüleceği o günde “şahidiz” diyeceğiz.