• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • Beden Gözü Bakar, Kalp Gözü Görür
  • Rabbine Dön
  • Bedir`e Katılmadan Bedir Ashabından Olan Yiğitler
  • Acı Gurultu
  • Merak Öldürmez Ki…
  • Tecrübe Söyleşileri Başlıyor
  • TDV Gençlik Fuarı bu Yıl İstanbul`da!
  • Muharrem Güneş ile Siyonizm Üzerine Konuştuk
  • Zafer Evi
  • GENÇ Dergi Mayıs Sayısı Çıktı
  • Gençler Bize "Aşina" (Fuar Notları)
  • Delilik mi Velilik mi?
  • "Altı Tane Üç Lira!"
  • Yaşam Sanatı Yahut Yaşam Sancısı
  • Sen Hiç Sarı Çiçeğe Sordun mu?
  • Ne Olur Beni Muhammed`in Yanına Götür
  • Uçun Kuşlar Medine`ye
  • Mütevazı İftarlar
  • ANASAYFA
  • Kelimeler
  • Neler Çektin Benden Hirudo Terapi

Neler Çektin Benden Hirudo Terapi

08.08.2019 14:54
Kelimeler
2000
Rabia Gülcan Kardaş

Bir temizlik kovası, içine geçirilmiş çöp poşeti ve ayağım. Kan öyle bir akıyor ki başka türlü başa çıkmak mümkün değil. Bütün halılar açık renk, bütün koltuklar leke tutuyor. Ayaklı bir kan gölü olunca ev sahibesi de telaşlanıyor, siz de. Bütün geceyi koltukta, ayağınız kovada oturarak geçirmek zorunda kalıyorsunuz.

Bir Süleyman Efendi vardı, bilir misiniz? Sanki hala, isli ve yağlı bir duvarda “ölüm Allah’ın emri, şu ayrılık olmasa” dertlenişi duruyordur. Şimdi daha iyi anımsayacaksınız onu, hiç bir şeyden, çirkinliğinden bile çekmemiştir o, ayağındaki nasırdan çektiği kadar. Evet, muhtemelen hatırladınız onu. (Hatırlamayanlar için google anahtar kelimeleri: hiçbir şeyden çekmedi…)

Ayağı nasırlı olmak, sessiz dost ayakkabının her adımda size acı çektirecek bir zalime dönüşmesi nasıl bir duygudur kim bilir?! Ayağındaki nasırlar yüzünden, bir insanın yürümekten de acı duyması, kendisine dert olarak yeter sanki.

Kendileri (ayak denilen uzvumuz) ile bizim de aramız iyiydi bir süre öncesine kadar. Sonra göze mi geldik bilmiyorum, bana ayak diremeye başladılar. Ayakkabılarla geçinemez oldular. Daha olmadı yolda yürürken bile acemilik göstermeye başlamasınlar mı?! Nerede bir çukur, kırık bir kaldırım taşı var, oraya gittiler. Burkulmalar artık rutin birer faaliyet haline geldi aramızda. E hal böyle olunca sık sık kara sulardan şikayetleniyorlar, ağrı sızı makamından dert yanıyorlar. Bir değil iki değil. Alçı içinde geçirdiği bayramları mı saymalı, yoksa bal, et, zeytin gibi bilumum kahvaltılıklar ve yiyecekler ile sarılıp özel bakıma alınmalarını mı? Her türlü nazına, oturduğun yerden yaşamak mecburiyetine bile sabrettim ama her şey bir yere kadar. İnsan kapıdan uğurlanırken annesinin yüzünde “yürümesinden haberi yok” bakışlarını görmüyor mu, işte o -belli bir yaştan sonra- ağır geliyor.

En sonunda her ne kadar ayak sürümeye çalışsa da, kararlılığımı gösterip bu işi kökünden halletmeye kadar verdim. Yaşadığımız bütün burkulmaların izlerini kapatacak, böylece eski güzel günlerimize kavuşacaktık. Gerçekten tek niyetim buydu.

Efendim sülük (Latince Hirudo) denilen solucanımsı bir yaratık için dediler ki, çok şifalıdır. Hele ayak burkulmalarında vs müthiş bir etki ile hemen iyi etmektedir insanı. Nice topal insanlar, keklik gibi sekmeye başlarlar bu tedaviden sonra. Madem böyle kökten bir çözüm var, ben de bal sargısını çıkartıp düştüm yollara.

Evimden yüzlerce kilometre uzakta bir mekana ayak bastım. Yani anlayacağınız, sülük gibi bir hayvan karşısında bile tevazuumu bırakmayıp, ayağına kadar gittim hayvancağızın. Tabi malum mekanı bulana kadar ayağıma kara sular indi ama olsun. Ne de olsa her şey sağlık için! Minicik, ufacık, tefecik, şirin mi şirin yaratıklardı işte bunlar. Ben ki korku ve gerilim filmlerinde nice ucube yaratığa karşı korkmadan esas oğlanı/kızı tutan cesur kişilik, şuncacık solucanımsılardan mı korkacaktım. Korkmadım elbet. En azından ilk iki dakika.

Efendim bu sülük denen çelimsiz yaratıkların mercedes işaretine benzer keskin mi keskin tam üç tane çenesi var (imiş). Çünkü geride bıraktıkları yara aynen o şekilde. “Cool” bir yara izi yani. Bir yakuza filminden edindiğim bilgiye göre bir yaradan en çok kan akıtmanın yolu bu şekilde bir delik açmak idi. Ama sülük hazretleri işi garantiye alıp, kanın pıhtılaşmasını engelleyen bir enzim de şırınga ediyor insana. Dolayısı ile karnı doyana, çelimsiz vücudu on katına şişene kadar emiyor da emiyor. Zaten kendi düşmedikçe alıp atmanız mümkün değil. Yani ki sülük gibi yapışmak tabiri boşuna söylenmemiş.

Kanımız feda olsun, iyi hoş da, kimse bana sülüğün bu kadar can yaktığını söylememişti. Isırdıktan sonra uyuşturucu da salarmış vücuda ki, hastanın canı yanmasın. Bizim sülüklerin uyuşturucusu bitmişti anlaşılan. Yakınmalarıma karşılık dediler ki, hastalıklı bölgede ağrı yaparmış. Ayak burkula burkula hastalık hastası olup çıkardı demek ki kendini. Gel gör ki acısını yine ben çekiyorum. Üstüne üstlük 7 (yazıyla yedi, yanlış okumadınız) saat kadar süren bir kanamaya da tahammül etmek zorunda kaldım.

Bir temizlik kovası, içine geçirilmiş çöp poşeti ve ayağım. Kan öyle bir akıyor ki başka türlü başa çıkmak mümkün değil. Bütün halılar açık renk, bütün koltuklar leke tutuyor. Ayaklı bir kan gölü olunca ev sahibesi de telaşlanıyor, siz de. Bütün geceyi koltukta, ayağınız kovada oturarak geçirmek zorunda kalıyorsunuz.

Gecenin sabahında, halimi hatırımı soruyor bir arkadaş sms ile. Yeniden doğmuş gibiyim, çünkü gece öldüm öldüm dirildim, dedim. Sevgili ayağım, mercedes amblemli yara izlerim ve ben. Sanırım artık aramız düzelir, burukluk yaşamayız. Ne demişler, bir musibet bin nasihatten iyidir. Şimdi artık yürüme vakti. Yürüyelim, kaçmayalım.*

* “Yürümenin dışında bütün eylemlerin adı / kaçış kaçış kaçıştır!..” İlhami Çiçek

Not: Hepinizin kurban bayramı mübarek olsun.

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Rabia Gülcan Kardaş

Ankara doğumlu. Liseyi Muradiye Kız Lisesi’nde bitirdi. Kimya bölümünde okuduğu üniversiteyi 3. sınıftan terk etti. 10 yıl sonra Sosyoloji eğitimi almaya başladı. Yedi İklim, Hece, Atlılar, Fayrap dergilerinde çeşitli çalışmaları yayımlandı. Hikaye yazıyor. 2002 yılından beri çocuk edebiyatı ile yakından ilgileniyor. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları tarafından yayımlanmış 2 çocuk kitabı bulunuyor. Halen Genç, Bizim...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • Beden Gözü Bakar, Kalp Gözü Görür

  • Rabbine Dön

  • Bedir`e Katılmadan Bedir Ashabından Olan Yiğitler

  • Acı Gurultu

  • Merak Öldürmez Ki…

  • Tecrübe Söyleşileri Başlıyor

  • TDV Gençlik Fuarı bu Yıl İstanbul`da!

  • Muharrem Güneş ile Siyonizm Üzerine Konuştuk

  • Zafer Evi

  • GENÇ Dergi Mayıs Sayısı Çıktı

  • Gençler Bize "Aşina" (Fuar Notları)

  • Delilik mi Velilik mi?

  • "Altı Tane Üç Lira!"

  • Yaşam Sanatı Yahut Yaşam Sancısı

  • Sen Hiç Sarı Çiçeğe Sordun mu?

  • Ne Olur Beni Muhammed`in Yanına Götür

  • Uçun Kuşlar Medine`ye

  • Mütevazı İftarlar

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • 15
  • 16
  • 17
  • 18
  • Tümü

Benzer Yazılar

Neler Çektin Benden Hirudo Terapi
Neler Çektin Benden Hirudo Terapi
Bir temizlik kovası, için...
Trend Hayat
Trend Hayat
Neden aldığını bilmediği ...
Zehra Kasrına Yakın
Zehra Kasrına Yakın
"Gül kokusu Muhammed`in t...
Eyvah! Hem Kötü Hem Meşhur Romanlar
Eyvah! Hem Kötü Hem Meşhur Romanlar
Bana çok soruyorlar, "Çoc...

Genç Dergisi 187. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Beden Gözü Bakar, Kalp Gözü Görür

Rabbine Dön

Bedir`e Katılmadan Bedir Ashabından Olan Yiğitler

Acı Gurultu

Merak Öldürmez Ki…

Tecrübe Söyleşileri Başlıyor

TDV Gençlik Fuarı bu Yıl İstanbul`da!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8020378

Bagamoyo Afrika... 4912708

Kasım Sayımız Çıktı! 3345107

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1160246

En Güzel Cuma Hediyeleri! 280862

10 Soruda Sen Kimsin? 259769

Leyla ile Mecnun Fuzuli mi? 161229

18.05.2022

Beden Gözü Bakar, Kalp Gözü Görür

18.05.2022

Rabbine Dön

17.05.2022

Bedir`e Katılmadan Bedir Ashabından Olan Yiğitler

12.05.2022

Acı Gurultu

12.05.2022

Merak Öldürmez Ki…

10.05.2022

Tecrübe Söyleşileri Başlıyor

10.05.2022

TDV Gençlik Fuarı bu Yıl İstanbul`da!

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2022 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS