Hayatını uzayda hayat bulmaya adayan meşhur gökbilimci Carl Sagan “Evren epey büyük bir yer. Eğer ki sadece biz varsak, bu epey büyük bir yer israfı olurdu” der. Bu söz biraz sıkıntılı olsa da insanlığın uzayda hayat bulma konusunda ne kadar emin olduğunu çok iyi gösteriyor.
Önceki sayıda hatırlayacağınız üzere “7 Yeni Dünya” başlığı altında, bizden 40 ışık yılı uzaklıkta hayata elverişli ötegezegenlerin keşfinden bahsetmiştik. Sizler o yazıyı okurken NASA “Okyanus Dünyaları” başlığıyla düzenlediği yeni bir basın toplantısında Satürn’ün buz kaplı uydusu Enceladus ve Jüpiter’in uydusu Europa’da hayata dair yeni bulgular keşfettiğini duyurdu. NASA’nın Hubble Uzay Teleskobu ve Cassini görevinde çalışan gökbilimciler tarafından açıklanan yeni bulgulara göre Satürn’ün uydusu Enceladus’ta hayata ev sahipliği yapabilecek bir kimyasal enerji olması mümkün.
Düzenlenen basın toplantısında Güneş Sistemi’ndeki buzul uydularda hayat olabileceği yönünde çarpıcı bilgiler sunuldu. Satürn sisteminde 12 yıldır gözlem yapan Cassini Uzay Aracı, buzul uydu Enceladus üzerinde yaptığı derin araştırmalar neticesinde buz kabuğunun altındaki okyanusların içerisinde yüksek ihtimalle mikroorganizmaların olduğunu gösterdi. Cassini’nin bize gönderdiği veriler, Enceladus’un yüzeyindeki çatlaklardan uzaya sızan buharda hidrojen olduğunu ortaya çıkardı. Bu keşif, Enceladus’un buzulları altındaki gizli okyanusun tabanında sıcak yerler olduğuna ve buraların yakınında mikroorganizmaların yaşayabileceğine işaret ediyor. Çünkü okyanus tabanındaki bu hidrotermal bacaların yakınında yaşanan kimyasal tepkimeler mikrobiyolojik hayatın en önemli kaynaklarından biri olduğu biliniyor. Dünyamızdaki okyanusların derinliklerinde de bu şekilde hayatta kalan canlılar olduğu göz önünde bulundurulduğunda, pekâlâ Enceladus’taki okyanusların diplerinde de bu tür canlılar yaşıyor olabilir.
Cassini’nin Enceladus’un yüzeyinden uzaya fışkıran su buharını keşfettiği 2005 yılından bu yana Enceladus’ta hidrotermal faaliyetlerin olup olmadığı bilinmiyordu. Ta ki Cassini’nin Ekim 2015’te Enceladus’a yaptığı yakın uçuşa kadar. Enceladus’tan uzaya fışkıran su buharının içinden geçen Cassini, üzerindeki cihazlarla su buharının yüzde 98’inin su, yüzde 1’inin hidrojen, geri kalanının ise karbondioksit, amonyak ve metandan oluştuğunu tespit etti. Bu tespitle hidrotermal faaliyetlerin olduğu yönünde ciddi bir kanıt elde edilmiş oldu. Ayrıca hidrojenle beslenen mikroorganizmaların olduğu bilindiği için uzayda hayat bulmaya dair büyük bir umut oluştu.
Açıklanan bir diğer keşif de Jüpiter’in uydusu Europa ile ilgili. Hubble Uzay Teleskobu 2014 yılında Europa’nın yüzeyinden tıpkı Enceladus’ta olduğu gibi bir fışkırma gözlemledi. 2014’te 50 kilometre yüksekliğinde olan bu fışkırmanın 2016 yılında yapılan gözlemlerle 100 kilometre yüksekliğe ulaştığı tespit edildi. Ayrıca 90’lı yıllarda Europa’yı yakından inceleyen Galileo Uzay Aracı, Europa’nın yüzeyinde sıcak bölgeler ve bu bölgelerde çatlaklar gözlemlemişti. Bu veriler ışığında Europa’da da Enceladus’a benzer hidrotermal faaliyetlerin olabileceği anlaşılıyor.
Görevinin son yılına giren Cassini, bize gönderdiği bu verilerle buzul uydularda hayat olma olasılığını oldukça yükseltti. Şu an için hayat barındırma ihtimali en yüksek adaylar ise Enceladus, Europa ve Titan. NASA, 2020 yılında Jüpiter’in uydusu Europa’ya “Europa Makası” adında bir uzay aracı göndererek “Europa’da hayat var mı?” sorusunu cevaplamak istiyor. Bir yörünge aracı ve bir yüzey aracından oluşan Europa Makası, Europa’yı hem havadan hem karadan inceleyerek bizlere önemli veriler gönderecek.
Velhâsıl insanlık olarak uzayda hayat bulma konusunda son yıllarda yığınla bilgi elde ettik. Kimilerine göre en geç 10 yıl içerisinde dünya dışı hayatı bulmuş olacağız. Kimilerine göre ise kâinatta yalnız olduğumuz için hiçbir zaman dünya dışı bir hayatla karşılaşmayacağız. Hayatını uzayda hayat bulmaya adayan meşhur gökbilimci Carl Sagan “Evren epey büyük bir yer. Eğer ki sadece biz varsak, bu epey büyük bir yer israfı olurdu” der. Bu söz biraz sıkıntılı olsa da insanlığın uzayda hayat bulma konusunda ne kadar emin olduğunu çok iyi gösteriyor. En doğrusunu hiç şüphesiz Allah bilir!..