Biz dergilere aşığız. Kitabı çok ciddi buluyor, gazetenin ise hayatı anlamak için yetmediğini düşünüyoruz. Ara form dergilerdir; hayatın dinamizmi ve akışından, kendimize ait soruların cevabını bulacağımız bir ciddiyet platformuna ancak dergilerle sıçrarız. Sadece bu bile dergilere olan muhabbetimizi ifade için yeterli aslında. GENÇ’in ilk çıktığı zamanlarda, yani bundan tam on sene önce bir gayret dergilerin hep var kalacağını anlatma derdindeydik, çünkü bazıları sanal dünyaların dergileri bitireceğini iddia ediyordu. Öyle bir şey olmadı tabii ki... Aksine dergicilik yeniden canlandı. Aramıza yeni refikler katıldı. Öyle ki bugünlerde yeni bir dergicilik baharı yaşadığımız bile söylenebilir. Bir dergi aşığı olarak bu baharı ancak sevinçle karşılıyor ve sizin de bu sevincimize ortak olmanızı istiyoruz. Dahası da var. Derdi olan dergi okur. Bir dergisi olan, bir dergiye kendisini yakın hisseden hayatına anlam katan bir derde de sahip demektir. Dosyamız işte bir de bunun için. Haydi buyurun.
Dergicilik kandır, candır bize!
Dergilerle soluğumuzu duyarsınız bizim, nefes nefese olup olmadığımızı… Can mı vermekteyiz; dimdik ayakta mıyız, Hakk ile miyiz; hayal ile mi…
Dergilerden anlaşılır ne halde olduğumuz…
Seçim sonuçlarından, ekonomi haberlerinden değil. 49.5 az değildir; bilirim ama 200-300 okuyucusu olan bir dergi de 49.5’tan az değildir; bunu da bilirim.
Bizim şanımız, şerefimiz 49.5 olduğumuz için değil secde merkezli dergilerle, tekkelerle, kitaplarla, camilerde büyüdüğümüz içindir.
Ondan sonrası teferruattır, berekettir, rahmettir inşallah.
Sen ocağı sağlam tut yeter ki.
Bizim ocağımız dergilerdir.
Dergiciliği kutsadığımız sanılmasın. Önüne gelen her şeyi kutsayan hristiyanilerden değiliz. Modern katil Batı’nın bilim ve sanatı kutsallar zümresine soktuğundan da haberdarız. Bizim için bir yazı Hakk’a hizmet ettiği sürece muteberdir. Bizim için bir dergi kıbleden ayrılmadıkça ölmezlik şurubundan içer; abıhayattan bir muştu taşımaya vasıta olabilir ancak.
Sanat eserini, yazı hayatını eserin kendinden kaynaklı ölümsüz zanneden aramıza sızmış sapkın “Batıçarpmış” çarpık bakışlarla işimiz olmaz.
Dergilerle yürüyoruz arkadaşlar bizler.
Sebilürreşad ile Sıratımüstakim ile başladı yürüyüşümüz. Bozulmanın üstüne üstüne yürüyüşümüz.
Susturulmak istendik Mehmed Akifce konuştukça. Kalmadık orada. Susmadık!
Meselelerimizi dergilerde konuştuk, tartıştık. Gazeteleştikçe, televizyonlaştıkça bozulanlar, çürüyenler, kokuşanlar oldu aramızda. Yılmadık, pes etmedik!
Enseyi karartmadık!
Her dem yeniden doğarız/Bizden kim usanası der gibi dedik; her sayı yeniden doğarız.
Biz dergicilerin tabiatı başka tabiatlara benzemez pek.
Necip Fazıl Üstadın Büyük Doğu’su ile doğduk.
Üstad Sezai Karakoç’un Diriliş’i, niteliğin niceliği nasıl muhteşem ve derinden yendiğinin destansı bir tecrübesi oldu bize hep.
Nuri Pakdil Usta’nın Edebiyat Dergisi’ndeki kararlı, net duruşu dört sayfalık bir dergi ile bile nasıl artistçe yürüneceğini gösterdi bize. “Suyu biz böyle geçeriz/Bizi afat sanırlar”
Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören, Erdem Bayazıtların Mavera Dergisi dergicilikte birlikte nasıl yürünürmüş, bunun en güzel örneklerinden oldu.
Ve onlardan sonra dergiciliğimiz dallanıp budaklandı. Yediveren gibi açtı dergiciliğimiz Anadolu topraklarından, Cağaloğlu’ndan, Viyana’dan, Köln’den, Berlin’den, Bosna’dan, Üsküp’ten…
Tekkelerimiz kapatıldıysa da içinde tasavvuf kokusu, lezzeti, tadı olan dergiler çıkardık: İslam, Altınoluk, Yeni Dünya, Reyhan, Aşıkane, Semerkand, Somuncu Baba, İlim ve İrfan, Birdenbire, Seyyide ve daha birçok dergi…
Edebiyat dergileri çıkardık: Yediiklim, Hece, Hece Öykü, Birnokta, Fayrap, Dil ve Edebiyat, Afak, Muşta, Hırka, Barbar, İtibar, Havsala, Karabatak, Sabah Ülkesi, Edebiyat Ortamı, Yolcu, Kardelen, Düş Çınarı, Kaşgar, İkindi Yazıları…
Çocuk dergileri çıkardık: Gülçocuk, Selam, Kandil Çocuk, Mavikuş, Ebe Sobe, Birdirbir, Bizim Bahçe, Şirin Kalem, Can Kardeş…
Gençlik dergileri çıkardık: Genç, Genç Düşünce, Genç Doku, Genç Öncüler, Genç Yorum, Genç Okur...
Eleştirel gençlik dergileri çıkardık: Çete, Yerliler, İmza, Vahdet, Yeryüzü, Müslüman Genç, Gerçek Hayat, CF, Cins…
Mizah dergileri çıkardık: Cafcaf, Hacamat, Turp, Cıngar, Fit, Filit, Cümbür, Dinazor, Ustura, Balyoz…
Düşünce dergileri, sinema dergileri, siyasi dergiler, haftalık dergiler, kitap dergileri, akademik dergiler, sağlık, hukuk, tarih, dış politika, şehir dergileri çıkardık.
Dünyada Dergi Fuarı uygulaması ilk Türkiye Müslümanları’na nasip oldu.
Tamam, dergilerimizin kusurları yok değil; var. Dergicilerimiz elbette dört dörtlük insanlar değil. Her dergi harika da değil elbet. Ama biz popüler gündemlere mahkum olmak istemeyenler meselelerimizi ne her şeyi dönüştürücü yapay TV ekranlarında konuşabiliyoruz ne de gazetelerde. Dergilerde konuştuklarımızı, yazdıklarımızı ekranlar, gazeteler kaldıramaz.
O kadar ağırdır dergiler bizim için.
Okursanız, buyurun!
Biz buradayız ey okur!
Kağıt ve Kalemin Nabzını Tutalım 
Zeynep Nur Taşçı / Öğrenci
Edebiyat gündemi üzerine çok sayıda dergi bulmak mümkünken yazma eylemi ve yazının tarihi gelişimi üzerine basılan tek dergi olduğu için Mürekkepbalığı okuyorum. Onlar da kendilerini “Yazı Kültürü Dergisi” olarak isimlendiriyorlar zaten. Hangi mürekkep markası 100. yılına özel hangi rengi çıkardı? En iyi 10 mekanik kalem hangileridir? Mürekkebi konu alan filmler hangileridir? Türkiye’de pul koleksiyonerliği ne durumda? Mıstar (satırlık) nasıl yapılır? Başka dergilerde rastlayamayacağımız sorular ve cevaplar bu dergide olduğu için Türkiye’deki çok önemli bir boşluğu doldurduklarını düşünerek ilgiyle takip ediyorum sevgili Mürekkepbalığı Dergisi’ni. Yüzeysel magazinden sıkılan herkesi de kâğıt ve kalemin nabzını tutmaya davet ediyorum.
Dergiler İnterneti Değerlendirmeli
Burhan Sarıgül / İthalat-İhracat Müdürü
Zamanımızı anlayan, küresel yapıyı gündemine alan dergiler var artık. Bizim zaafımız dergi takip etmiyor oluşumuz ve sorumlusu da aslında tamamen biz değiliz, pek aşılanmadı bize bu. Şu an için internet üzerinden birkaç ekonomi dergisini inceliyorum sadece, bir de National Geographic’i takip ederim. Her şey internet üzerinden sosyal medyada dönüyor, bunu dergilerin de değerlendirmesi lazım diye düşünüyorum.
İlgimi Çeken Dergileri Hemen Alırım
Ömer Faruk Bozdemir / Öğrenci
Pek dergi okuduğum söylenemez. Genellikle Derin Tarih, Altınoluk, Rıhle, Hüküm, ve Genç Dergisi’nde seveceğim veya ilgimi çeken bir kişi ya da yazı olursa o zaman hemen elime alıyorum, diğer zamanlar kitaplarla haşır neşir olmak yeterli oluyor. Dergilere baktığımda tasarımın iyi olduğu, kapağında önemli isimlerin gözüktüğü dergiler dikkatimi çekmiyor da değil. Mesela şimdilerde Cins Dergisi var, son kapağı hâlâ hafızamda. Mehmet Lütfi Arslan ağabeyin yazısı var diye aldığım CF’nin “Türk Medyası Cahildir” şeklindeki kapak ifadesi de çok ilginçti ayrıca.
Dergiler Yeterince Rağbet Görmüyor
Ebru Karalar / Öğrenci
Uzun zamandır Genç Dergi’yi takip ediyorum. Dergi deyince de aklıma ilk o geliyor. Şu anın aksine, küçükken sıkı bir dergi takipçisiydim. Çocuk dergilerinin yanında, ağırlıklı olarak mizah dergilerini okurdum, hem de hiçbir sayısını kaçırmadan. Okuduğum mizah dergileri, şimdiye nazaran eskiden, daha edepli ve komiklerdi. Ne yazık ki, şu an bana hitap eden ve takip ettiğim mizah dergisi yok. Nihayet ve Cins gibi ses getiren ve iyi olduklarını düşündüğüm bazı dergileri merak etmeme rağmen, henüz okumaya vakit bulamadım. Eminim ki her bir dergiye çok fazla emek veriliyor ve ülkemizde yeterince rağbet görmüyorlar.
Yıllarca Dergilere Haksızlık Etmişim 
Abdulkerim Buğra Balcı / Sosyal Medya Danışmanı
Dergi kültürümün gelişmiş olmasını çok isterdim. Biraz geç kalınmışlık söz konusu ama neyse ki bir dostumun vesilesiyle Genç Dergisi’ni tanımıştım; bu sebeple yeni de olsa tanışmaya başladım dergilerle. Daha önceden göz ucuyla bir bakardım fakat gerçekten haksızlık ediyormuşum bu kültüre. Demek ki Genç Dergisi ile başlayıp diğer başarılı dergilerle devam etmem gerekiyormuş.
Dergi Tavsiye Etmeliyiz Birbirimize
Ebazer Dalmaz / Teknik Yönetmen
Genç Dergisi, Derin Tarih, Kur’an-i Hayat dergilerini takip etmeye çalışıyorum. Öncelikle Genç Dergisi güncel ve eğlenceli geliyor bana; 7’den 70’e herkesin okuması gerekir diye düşünüyorum. Diğer saydığım dergiler de daha derin konulara giriyor; bilgi ağırlıklı yazılar oluyor içerilerinde. Tabii şimdi küfretmeyen karikatür dergileri, mesela Hacamat gibi, onlar da çok önemli bir yer tutuyor. Dergileri tavsiye etmeliyiz birbirimize, paylaşmalıyız… Ben bu şekilde keşfettim dergileri.
Kendime Yakın Bulduğumu Okuyorum
Beyza Nur Köklü
Düzce’de yerel bir dergi olan Sokaktaki Adam Dergisi’nde çalışıyorum. Düğün Durakları, Atlantik, Bilim Çocuk gibi dergiler ilgimi çekiyor. Sokaktaki Adam Dergisi’nin hem sosyal bir dergi oluşu hem yerel bir dergi olmasına rağmen güncel oluşundan dolayı tercih ediyorum. Düğün Durakları Dergisi’nde ise farklılıklar görebileceğim şeyler denk geliyor. Bilim Çocuk ise zevkli ve eğlenceli bilgilerle dolu bir dergi olduğu için okuyorum. Bazı dergileri kendime daha yakın gördüğüm için okurken bazılarını ise gerçekten öğrenebileceğim şeyler olduğu için alıp okuyorum.
Dergiler Eksik Kalan Yanımızı Tamamlıyor
Kübra Betül Akıllı
İnsanlık tarihi insanın eğitim ve öğrenim tarihidir. Böylesi önemli bir süreçte her geçen gün yeni bir şeyler okumak ve öğrenmek çok güzel, özel bir duygudur diye düşünüyorum. Ki tam da bu noktada dergilerin bizde eksik kalan, benim de “sol yanım” tabirini kullandığım yönümüzü tamamlamada büyük bir rol de oynadığı kanısındayım. Genç Dergi, özellikle gençlere olan hitabetinden dolayı ve içerisinde bulundurduğu adeta manyetik bir çekici etkisi, kendine has samimi duruşu sebebiyle özellikle takibinde bulunduğum ilklerim arasındadır. Aynı şekilde Nurşin Esintileri Dergisi de hem tasavvufi açıdan hem de içerisinde barındırdığı Peygamber Efendimiz’den günümüze kadar gelmiş olan âlimlerin örnek hayatlarını, nasihatlerini günümüze aksettirmesinden dolayı, insanın yaratılış gayesini hatırlatan ve onu gafletten uyandıran severek takip ettiğim diğer bir dergidir. Elif Elif, Yedi İklim, İtibar, Genç Doku, Yeni Dünya, İstikbal-i Kalp, Hırka, Hece, Rıhle, Vuslat gibi dergiler de aynı duygu ve hislere sahip olduğum bir başka deyişle kendimi bulduğum dergilerdir.
Dosya Konularına Göre Takip Ediyorum 
Şeyma Aksoy
İlk tanıdığım dergi babamın mesleği gereği Diyanet Dergisi ve çocuk eki olmuştu. Tabi kitaplığımızda duran o zamanlar okuyup anlayamadığım Cuma dergilerinin de ayrı bir yeri vardı. Sonrasında sırayla Anadolu Gençlik Dergisi, Genç İstikbal, Genç, Cafcaf, Gerçek Hayat, Genç Doku, Yedi İklim, Edebi Müdahale, Perspektif, Sabah Ülkesi, Topic, Biber, Semerkand, Yüzakı, Reyhan dergileriyle tanışıklığım oldu. Özellikle Anadolu Gençlik ve Genç Dergisi’ni uzun süre satır satır okudum. Şu an ise dosya kapak konularına göre takip etmeye çalışmaktayım.
Dergilerde Güncellik ve Özgünlük Ararım
Şule Köse
Dergiyle aram gazeteye göre daha iyi. Aylık olarak takip ettiğim belli dergiler var; Yüzakı, Altınoluk, Genç bunlardan bazıları. Ayrıca alanımla ilgili takip ettiğim dergiler de var; Çoluk Çocuk, Meraklı Minik, Bilim Çocuk gibi. Takip ettiğim dergileri seçerken bana bir şeyler kattığını düşündüğüm ve güncel dergileri tercih ediyorum. Çok nadir mizah dergisi okurum. Dergilerin, gündemi takip ediyor ve o zamanın sorunlarını dile getiriyor olması, olaylara klişelerle değil de özgün bir bakış açısıyla yaklaşması benim için önemli. Edebiyat ve belki biraz da tasavvuf alanındaki ihtiyacımı dergilerle gideriyorum denebilir. Yüzakı ve Altınoluk bu konuda çok başarılı. Genç Dergisi ise adı üzerinde bana hitap ettiğini düşünüyorum. Aradığım güncellik ve özgünlük mevcut. Dergiyi okurken mutlaka aklımda bir yerlerde soru işareti olarak kalmış düşüncelerimden birinin cevabı çıkıyor karşıma.
Mizah ve Seviyeli İçerik Beni Çeker
Güllüşan Sarı
Bir zamanlar Altınoluk, Genç Dergi, Caf Caf, Siyer-i Nebi, Diyanet, Semerkant abone olmamakla beraber bildiğim dergiler. Okuduğum dergiler genellikle dini içerikli oluyor. Bazen kalbe dokunan bir konuyu ele alan, bazen de bildiğimiz bir olayın bilinmeyen yönlerini anlatan dergiler... Mizahı severim, kaliteli ve seviyeli ise bu beni çeker. Bu yönü ile Cafcaf çok hoşuma gider.
Dergiler Zihnimi Açıyor
Saliha Zeynep Çiftler / Öğrenci
Okumayı seven bir aile içinde büyüdüğüm için, küçük yaşlarımdan beri kitaplar ve dergiler en yakın arkadaşlarım oldu diyebilirim. En çok aklımda kalanlar babamın bizlere okuduğu Çocukça ve Gonca dergileri ile Bilim Çocuk Dergisi idi. Daha sonra ilgi alanlarım değiştikçe bilim alanında Bilim ve Teknik Dergisi’ni, edebiyat alanında da İtibar ve Yedi İklim dergilerini takip etmeye başladım. Bu dergileri uzun süredir takip ediyorum. Daha sonra üniversiteye geldiğimde bir dostumun tavsiyesiyle Genç Dergi’yi takip etmeye başladım. Açıkçası dergiyi elime alıp okumaktan çok online olarak takip ediyorum. Genç Dergi’nin sitesinden her gün 2-3 yazı okumak günlük bir alışkanlığım haline geldi. Aynı zamanda son günlerde tanıdığım Nihayet, Lacivert ve Cins dergileri de zihnimi açan yayınlardan. Özellikle okuldan yorgun döndüğüm günlerde vapurdan inince Üsküdar’daki büfelerde dergileri uzun uzun incelemek en büyük zevkim haline geldi. Nihayet Dergisi’nin güncel olayları çok açıklayıcı bir dille anlatması, Lacivert Dergisi’nin tasarımı ve Cins Dergisi’nin bu dünyadan başka bir dünyaya sürükleyen yazıları en çok hoşuma giden yönleri.
Dergimin Kokusu Bile Güzel 
Aliye Topbaş / Öğrenci
Düzenli olarak takip ettiğim birkaç dergi var. Bunlardan en beğendiğim İzdiham. Güzel insanların bir arada olduğu bir dergi. Kapakları çarpıcı. Kokusu bile çok güzel. Olaylara bambaşka bir gözle bakıyorlar. Şiir okumayı sevmeyen ben İzdiham’dan birçok yeri ezberlemiş buluyorum kendimi.
Arkadaşlarımla Dergi Konuşuyorum
Ramazan Duman / Ses Teknikeri
İşim gereği olmasının da sebebiyle ses ve görüntü prodüksiyon dergileri okurum. Yeni çıkan cihaz ve yazılımlarla alakalı bilgi alabileceğim ve mesleğimle alakalı tecrübeleri ve bilgileri alabileceğim Türkçe kaynak olarak basılan SgProder ve Sound dergilerini de takip ediyorum, arkadaşlarıma tavsiye ediyorum, böylelikle dergiler üzerine konuşuyor, dergi muhabbeti yapıyoruz.