Bu ay okyanus ötesine uzanıyoruz. 18 yaşında Müslüman bir Amerikalı, “The Hijab Project” adı altında global bir girişimcilik hareketine imza attı. Amerika’da yaşayan ve dünyanın dört bir tarafından kendisine ulaşan tesettürlü Müslüman hanımların, yaşadıkları bölgelerde ne gibi durumlara maruz kaldıklarını, tesettürü anlatmak için neler yapılabileceğini ve hanımların bu konudaki sosyal tecrübelerini anlatabildiği bir proje bu. Henüz genç yaşına rağmen Amerika’da ciddi bir üne kavuşan Amara’nın, CNN, The Huffington Post ve Bustle gibi dünyaca ünlü yayın organlarında röportajları yayınlandı, canlı yayınlara davet edildi. Aynı zamanda Global News, MSNBC, Marie Claire ve The Washington Post gibi gazete ve dergilerde haberleri yayınlandı. Biz de bu ay Amara Majeed ile The Hijab Project hakkında kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.
Öncelikle seni kısaca tanıyarak başlayalım.
Kendimi 18 yaşında Amerikalı Müslüman bir aktivist olarak nitelendiriyorum. 16 yaşımdayken “The Hijab Project” adı altında ilk girişimcilik adımımı attım. Dünyanın dört bir tarafından Müslüman hanımların toplandığı bir platform oluşturdum ve onların kendi ülkelerinde başörtüsü ile yaşadıkları sıkıntıları anlatmaları için ortak bir payda oluşmuş oldu. O yıl içerisinde bu projemden ötürü Amerikan Senatosu tarafından projemi anlatmak üzere davet edildim.
Tabii bu sayede de medyanın ciddi şekilde ilgisini çekmiş oldun.
Aynen öyle. CNN ve The Huffington Post gibi yayın organları tarafından bu konudaki tecrübelerimi paylaşmam için çeşitli davetler aldım. Bana özellikle 11 Eylül’ü ve Fransa’daki Charlie Hebdo saldırıları konusunda sorular soruyorlardı. Amerikalı genç bir Müslüman olarak bu tip konularda nasıl bir bakış açısına sahip olduğumu merak ediyorlardı. Bu yıl liseyi bitirdim. Aynı dönemde dünyanın en yaygın kadın yaşam dergisi olan Marie Claire Dergisi tarafından Standardı Bozan 12 Müslüman Kadın’dan biri olarak isimlendirildim.
Peki “The Hijab Project” fikri nasıl ortaya çıktı ve bunu hazırlarken neyi amaçlamıştın?
Tüm dünyadaki Müslüman kadınların tesettür sorunlarının paylaşılması için ortak bir platform oluşturma amacıyla yola çıktım. Müslüman hanımların özellikle Amerika’da çoğu zaman saygısızlık denebilecek hareketlere maruz kaldıktan sonra bunları özgüvenle yazmaları için ortak bir payda burası. En büyük amacım ise tüm dünya üzerinde Müslüman hanımların birbirleriyle etkileşim içinde olmaları ve güzel bir kardeşlik hukukunun oluşması gibi güzel bir amacım var. İnşaallah da böyle olacak.
Projeye katılanlar için belirli bir standart var mı?
Hayır yok. Her yaştan, dilden, ırktan Müslüman hanımlar projeye dahil oldular.
Amerika’da Müslüman hanımların sıkıntı yaşayabildiğinden bahsettin. Amerika’nın tesettüre bakış açısı sana göre nasıl?
Bunu genellemek pek doğru olmaz aslında ama en genel ifadeyle şunu söyleyebilirim; Amerika’da tesettürlü Müslüman hanımlara nasıl davranacaklarını kestiremiyor insanlar. Bunun yanında büyük çoğunluk bizleri “mazlum” olarak addediyor. Pek de hoş bir düşünce değil bu bizler için elbette.
Son olarak kitabından bahsetmek istiyorum. “The Foreigners” (Yabancılar) adı ile yayınladığın bir kitabın var.
Evet. The Foreigners kitabımı Müslümanlar hakkındaki klişeleri ortadan kaldırmayı amaçlayarak kaleme aldım. Bugün gerek görsel gerekse sosyal medyada Müslümanların dolandırıcı, ahlaki bozukluğu olan insanlar olduğuna dair ciddi bir imaj çiziliyor. Allahu Ekber nidaları altında her türlü gayrı ahlaki eylemde bulunduklarını resmediyorlar. Bunun böyle olmadığını tüm dünyaya göstermek istediğim için bu kitabı yazdım.
Çok zor bir işe girişmişsin. Dilerim istediğin sonuçları alırsın inşallah. Çok teşekkür ederim sana röportaj için.
Ben teşekkür ederim.