“Yaşamak umurumdadır.”
İsmet Özel
Bulunduğumuz eyalette bize çok yakın mesafede, Müslüman birinin çiftliği olduğunu duyunca çok sevindik ve tanışmak için ziyaretlerine gittik. Bilal ve Büşra Benson çiftine ait olan çiftlik, etrafı tellerle çevrili geniş bir araziydi. Bir kenarında büyükbaş hayvanlar, kümesleri ayrılmış tavuk ve hindiler yer alırken, tarlanın içinde ise sebzeler bölümü mevcuttu.
Aslen Filistinli olan Büşra Hanım bize çiftliği gezdirirken, bir yandan da eşi Bilal Bey’in hikayesini anlattı. Asıl adı Patrick olan Amerikalı Bilal Bey, Harvard Üniversitesi Edebiyat Bölümü’nde okurken Hristiyanmış. Dil ve Anlatım dersleri müfredatında Shakespeare ve birçok ünlü yazarın eserlerinin yanı sıra, kutsal kitapları da incelemişler. Bunlar arasından Kur’an’ın dili ve içeriği Bilal Bey’i çok etkilemiş. Bir süre kendi ile mücadele etmiş ve sonra da teslim olarak Müslüman olmaya karar vermiş.
Bilal Bey, eğitimini tamamladıktan sonra kendi hayatında yaşadığı önemli değişimle birlikte, her şeyin başı temiz gıda diye düşünerek yepyeni bir alana yönelmiş: Tarım konusunda kendini yetiştirmek için çeşitli programlar dahilinde derslere katılmış ve sertifikalar almış. Nihayet, “good food” sloganı ile kendi çiftliğini (Stony Brook Valley Farm) kurmuş. (http://www.newenglandtowncrier.com/wordpress/?page_id=3820)
Çiftlikten aldığımız tavuğun ve yumurtaların tadının ne kadar farklı olduğuna hayret ederken, bir yandan da Büşra Hanım’ın bize hayvanları gösterirken, onları sanki ailenin fertlerindenmiş gibi nasıl sevdiğini ve onlara sürekli dua okuyup üflediğini hep hatırladık.
“Bana ne yediğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” diyen Fransız tıp alimi Jean Anthelme’nin hakkını teslim etmeli. Zira yemek sadece açlığı gidermek anlamına gelmiyor, bizi insan kılan bedenimizi, zihnimizi ve ruhumuzu da besliyor.
Amerika’da bulunan market araştırma firması MINTEL tarafından yapılan bir araştırmaya göre, özel kesim et ürünlerini tercih eden beş kişiden üçü, bunu dini gerekçelerle değil daha temiz olduğuna inandığı için yapıyor. Kimilerinin dudak bükerek değerlendirdiği “helal” damgalı ürünler, Yahudi Şeriatı’na göre üretilen “koşer” ürünler gibi henüz Amerika çapında her süpermarkette satılacak kadar büyük bir pazara sahip olmasa bile, yine de ismini ve önemini kanıtlamış durumdadır.
Özel kesim etler, daha insani metodlar ve dini hassasiyeti olan kişiler tarafından dikkatli bir şekilde hazırlandığı için fabrikasyon usulü kesimlerle satışa çıkan diğer et ürünlerinden daha güvenli ve kaliteli kabul edilirken, özellikle helal ürünler, organik gıda otoriteleri tarafından organik ürün kategorisinde tavsiye edilmektedir. Analizleri yapan Dr. Marcia Mogelonsky, helal kesim yapılırken hayvanın kesilmeden önceki son günlerinde temiz bir şekilde beslenmesinin dikkate değer olduğunu belirtirken, tam olarak organik kategorisinde değerlendirilebilmesi için kullanılan besinlerin de organik olması gerektiğinin altını çizdi.
Anlıyoruz ki “helal” kavramı, hayvana nasıl muamele edildiği ile ilgilidir. Hangi besinlerle ve nerede beslendiği, hangi metotla ve nasıl kesildiği net olarak bilinmelidir ki “tayyib” sıfatına haiz olabilsin. Daha büyük bir pencereden baktığımızda, “boğazlar meselesinin” neden günümüzün tıkınma alışkanlığı içinde kaybedilecek kadar basit olmadığını, yiyenin ve yenilenin neden bu kadar önemsendiğini görebilmek mümkün olabilmektedir.
Öte yandan, Budist inancından etkilenerek geliştirilen “düşünerek yemek (mindful eating)’’ hareketi, yemeğin nasıl yenmesi gerektiği konusuna dikkat çekerek sağlıklı beslenmek isteyenler tarafından dünya çapında oldukça ilgi görmektedir. Bu aktivitede önemli olan, zihin ve beden bütünlüğünün sağlanması için, yemeğin özellikle cep telefonları ve TV kapatılarak sessiz bir ortamda, tadına ve kokusuna yoğunlaşılarak yenilmesidir. Takipçileri tarafından birçok fiziksel faydası görülen bu uygulama, çocuk kitaplarında da konu edilerek, yazar Sara Marlow tarafından “Sıradan Elma Yoktur (No Ordinary Apple)” ismiyle çocukların dikkatine sunulmuştur.
İnancımızda, “gafletle yenen yemek kalpte huzursuzluğa sebep olur’’ sözüyle ifade edilen önemli ikaz, manevi sağlığımızla maddi sağlığımızın birbirini nasıl beslediğini ortaya koyarken, bu formül Behlül Dâna Hazretleri’nde en olgun haline ulaşır: “Allah’la ye, Allah’la uyu ve Allah’la konuş!”
(17 Şubat 2009, Mintel Oxygen Reports, Dr. Marcia Mogelonsky, www.mintel.com/press-centre/press-releases/321
http://www.organicauthority.com/health/what-is-kosher-halal-meat-organic-meat.html)