Mart 2015 Yazı Atölyesine Gelen En İyi Yazı
Yazı Hakkında Metin Karabaşoğlu`nun Yorumu: Meramını akıcı biçimde derli-toplu anlatabilen bir yazı. Bir tek, son bölümde yorulmuşsun, seni etkilemiş olan şiiri yazıya ‘monte etmekte’ zorlanmışsın. Ama bu haliyle o dizeler oraya eklenmeden de bu yazı bir anlam ve bütünlük içeriyor. Dört dörtlük olmasa da, daha yürümen gereken yollar da olsa, içerdiği anlam bütünlüğü ve akıcılık dolayısıyla ‘Ayın Yazısı’ olmaya değer gördüm yazını. Gayretle, sabırla devam...
Merve Arslan
Bir dönemi daha bitirmenin sürûruna kapıldığım günlerden bir gündü. Son final sınavımdan çıkmış, otobüs durağına doğru yürüyordum. Akşam öyle güzeldi ki; ahdleri bizden taze kar tanelerini yakalamak için eldivenlerimi takmayıp göğe kucak açmıştım. Ben onlara kavuşurken onlar henüz bir ayrılık yaşamışlardı, yeni bir kavuşma için… Ardından iki A4 dolusu yazdığım cevap geldi aklıma. Tek soru, tek puan: “Ölüm Makalesini açıklayınız. (100 puan değerindedir.)”
Aman yâ Rabbi! İnsan bir ölümü nasıl açıklar? Dönemin son sınavı böyle mi olacaktı hocam? Kapanışı ölümle yapmak…
Evet; kapanışı ölümle yaptık. Makalede takrîben yirmi sayfa Türklerdeki ölüm ve ölü ile ilgili ritüeller anlatılıyordu. Ölümün belirtileri, yaşandığı anda gerçekleştirilen uygulamalar ve sonrasındaki anma günleri... Yaklaşık iki koca sayfa sorunun cevabını yazdıktan sonra şöyle bir not düştüm sınav kağıdıma:
“Makale bu kadar! Yani sorunun cevabı burada bitti.
Yazıda “ölü aşı” çerçevesinde için yapılan törenlerin “sosyal bir organizasyon” olduğu ifadesi yer alıyor. Ölüm ne kadar sosyal ise biz ona o kadar “a-sosyaliz.”
Tefekkür-ü mevt! Tabii, muhayyilemizin imkânınca gerçekleşiyor bu da. Peki ya biz ölümü anladık mı?
El-cevap: “Anlamak yok çocuğum / Anlar gibi olmak var.”
Kağıtları verirken hocanın yüzünde bir gülümseme belirdi. Ve şöyle bir konuşma geçti aramızda:
- Ooo, makaleyi anlatmışsın.
- Hocam, elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. Bakalım istediğiniz cevaplar mı?
- Makaleye çalıştığını anlayayım yeter. Hem senden de bu beklenirdi.
Basit bir sınav değerlendirmesiydi bu. Şimdi ise perdeyi kaldıralım; dönemin son sınavı, tatil başlayacak, dışarıda mis gibi rahmet taneleri dökülüyor… Tek soru 100 puan! Perdenin arkasında ise asıl dönem, sen dünyaya gözünü açtığında başlamış bile. Tek soru sonsuz puan: “Kulluk makalenizi neler ile doldurdunuz?”
Bu defa, kağıdını sen vermeyeceksin, sana verecekler. Dua et ki, solundan ve ardından verilmesin. Ve sana kar tanelerinin Rabbi desin ki: “Ey filan kulum! Senden beklediğim buydu. Makaleni güzel doldurmuşsun. Gir haydi, gel sonsuz cennetime…”