• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Bir Soru Bir Cevap
  • Madde ve Mânâ Sultanları

Madde ve Mânâ Sultanları

04.02.2015 16:34
Bir Soru Bir Cevap
4864
Osman Nuri Topbaş

Efendim; Osmanlı pâdişahlarından özellikle üzerinde durduğunuz, gençlerin örnek almasını istediğiniz bir pâdişah var mı? Bu konudaki duygu ve düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz?

Cihan tarihinde, Osmanlı kadar hem uzun ömürlü, hem de hakka, hukûka ve insaniyete meş’ale olan başka hiçbir devlet kurulmamıştır. Bunun mânevî sebepleri arasında dikkat çeken iki mühim husus vardır ki; biri, Osman Gâzî’nin misâfir kaldığı bir evde, odada Kur’ân-ı Kerîm bulunması sebebiyle geceleyin edeben ayağını uzatıp yatmamasıdır. Diğeri de, Yavuz Sultan Selîm Hân’ın mukaddes emânetleri büyük bir tâzim ile İstanbul’a getirip, kırk hâfız tâyin ederek, onların başında asırlarca sürecek bir sûrette, kesintisiz olarak Kur’ân-ı Kerîm okutmasıdır. Ki, ilk okuyan da kendisidir.

Hadîs-i şerîfte de şöyle buyrulur:

“Şüphesiz ki Allah Teâlâ, bu kitâb (Kur’ân-ı Kerîm) sebebiyle (yani ona îman ve bağlılık bereketiyle) bâzı milletleri yüceltir, (bu istikâmetten uzak olan) diğer milletleri de alçaltır.” (Müslim, Müsâfirîn, 269)

Hiçbir milletin tarihinde üç asır müddetle birbiri ardınca dâimâ cihangir pâdişahlar ve dehâlar silsilesi gelmemiştir. Dolayısıyla, gençlerimizin kendisine misâl olarak alması gereken pek çok Osmanlı pâdişahı vardır.

Zira hepsinin gönlü, derin bir îman aşkı ile doludur. Yegâne idealleri, “İslâm’ın hak ve hukuk tevzî eden esaslarına dayalı bir cihan hâkimiyeti” düşüncesidir. Bütün gayretleri îlâ-yı kelimetullah, yani Allâh’ın dînini yüceltmektir. Nitekim Osman Gâzi’nin;

“Gâyemiz, kuru bir cihangirlik değil, i‘lâ-yı kelimetullâh’tır!” şeklindeki sözleri, bütün sultanlara rehber olmuştur.

Bu sebeple de, aslâ yorulmak nedir, bilmemişlerdir. Kazandıkları muzafferiyetlerde hiçbir zaman nefislerine prim vermemişlerdir. Cenâb-ı Hak ile gönül irtibatlarını aslâ koparmamışlardır. Hükmettikleri topraklar arttıkça, tevâzûları da artmıştır. Tebaaları çoğaldıkça, mes’ûliyetlerinin de büyüdüğü idrâkini daha derinden hissetmişlerdir.

Burada, yerimizin elverdiği ölçüde, güzîde pâdişahların örnek alınmasını arzu ettiğimiz gönül hassasiyetlerinden, ancak birkaç misâl arz edelim:

Meselâ Orhan Gâzi’nin, oğlu Murad Hân’a verdiği şu tâlimat, gönüllerindeki îman vecdinin ufkunu göstermeye kâfîdir:

“Osmanlı’ya iki kıt’a üzerinde hükmetmek yetmez! Zira i‘lâ-yı kelimetullâh (Allâh’ın dînini yüceltmek) azmi, iki kıt’aya sığmayacak kadar büyük bir dâvâdır! Selçuklular’ın vârisi biz olduğumuz gibi Roma’nın (Avrupa’nın) da vârisi biziz!..”

İşte gençlerimiz, böylesine yüksek bir îmân ufku ile mücehhez olmalı.

Yine 1. Murad Hân, bu aşk ve vecd ile Bursa’da rahat bir şekilde oturabilecekken Balkanlar’a yöneldi. Beraat Kandili gecesi Kosova ovasına girdiğinde, önce iki rekât namaz kıldı. Sonra da, gözyaşları içinde şu duâyı yaptı:

“…Yâ İlâhî! Mülk de, bu kul da Sen’indir. Ben âciz bir kulum. Benim niyetimi ve esrârımı en iyi Sen bilirsin. Mal ve mülk maksadım değildir. Yalnız Sen’in rızânı isterim.

Yâ İlâhî! Bu mü’min askerleri küffâr elinde mağlûb edip helâk eyleme!.. Onlara öyle bir zafer lûtfet ki, bütün müslümanlar bayram eylesin! Dilersen o bayram gününde şu Murad kulun yolunda kurban olsun!..”

Dolayısıyla gençlerimiz de, 1. Murad Hân’ın Allah yolundaki bu gayret ve fedakârlık hissiyâtından hisseler almalıdır.

Yine Yıldırım Bâyezid Hân’ın Niğbolu’da esir aldığı şövalyelere söylemiş olduğu şu sözler, Osmanlı sultanlarının Hakk’a tevekkül ve teslîmiyet ufkunu ve yegâne gâyelerinin Hak rızâsı olduğunu, ne güzel ifâde etmektedir:

“Avrupa’da korkusuz lâkabını almış olan Jan ve arkadaşlarının, bana karşı silâh kullanmayacaklarına dâir etmiş oldukları yeminleri geri iâde ediyorum. Gidiniz; yeniden ordular toplayınız ve üzerime geliniz! Biliniz ki, bu hareketiniz bana bir kez daha zafer kazanmak imkânını verecektir. Zira ben, Allâh’ın dînini yüceltmek üzere Cenâb-ı Hakk’ın rızâsını kazanmak için dünyaya gelmiş olduğumun şuurunda bulunan âciz bir kulum. Bu itibarla Allâh’ın yardım ve nusreti bizimledir. Ve bir kimsenin ki yardımcısı Allah’tır, elbette onu yenebilecek hiçbir kuvvet ve kudret yoktur!..”

İşte gençlerimiz de böyle bir tevekkül ve teslîmiyet ufkuna erişmenin gayreti içinde olmalıdır.

Yine birtakım şahsî ihtiyaçlarını gidermek için vezirinden borç alan Sultan 2. Murad Hân’ın:

“–Pâdişâhım! Bu vilâyet halkında fazlaca mal vardır. Sultanlara, zaman zaman bir yolunu bulup o mallardan almak münâsip düşer!..” diyen paşasına hiddetle söylediği şu sözler, ecdâdımızın hak ve adâlet anlayışı ile haramdan sakınma hassâsiyetinin muhteşem bir misâlidir:

“–Paşa! Bu söz, nasıl bir sözdür? Bu fikir, nasıl bir fikirdir ki, söyler ve teklif edersin?!.

Bilmez misin ki, bizim vilâyetimizde üç helâl lokma vardır! Biri madenler, biri cizye, biri de ganimetlerdir. Bilmez misin ki, bizim askerlerimiz gâziler ordusudur. Onlara helâl lokma gerektir. Bilmez misin ki, hangi pâdişah askerine haram lokma yedirirse, onları harâmî eyler. Harâmînin ise sebâtı yoktur. Küçük bir zorluk görünce kaçmaya başlar. Bundan sonra da hâlimizin ne olduğunu görmek zor olmaz!”

Dolayısıyla gençlerimiz de, helâl rızık husûsunda çok dikkatli olmalıdır. Zira haram yiyen, harâmî olur.

Yine Fâtih Sultan Mehmed Hân’a baktığımızda, İstanbul’u fethederek Rasûlullah Efendimiz’in müjdesine nâil olabilmek için nasıl bir azim, sabır ve sebatla gayret ettiğini görüyoruz. O, dâimâ ordusunun başında bulundu. Hiçbir zaman uzaktan kumanda ile askerlerini yönetmedi. Zira ordular, komutanlarına göre şekillenir.

Bu sebeple o ordunun her bir ferdi; “Bugün şehid olma sırası bizde!” diyerek, aşılmaz sanılan surlara tırmanıyorlardı; üzerlerine dökülen kızgın yağlara aldırış etmeden…

Osmanlı, hâkim olduğu yerlerdeki gayr-i müslimlere karşı dinde zorlama, ırkı yok etme ve kültür emperyalizmi gibi zulümleri aslâ uygulamamıştır. Bilakis fethettiği yerlerde hak ve adâlet tevzî etmiştir. Nitekim; “Osmanlı atları Vistül Nehri’nden su içmedikçe, bu ülkenin hürriyet ve istiklâle kavuşamayacağı…” sözünün, Lehistan’da bir darb-ı mesel hâline gelmesi de bunun bir ispatıdır. Şüphesiz ki ecdâdımızın bu fazileti, İslâmî esaslara titizlikle riâyetlerinin bir neticesiydi. Fakat bugün oluşturulan “İslâmofobi” rüzgârıyla yüce dînimiz, terör gibi tamamen haksız ithamlara mâruz bırakılmaktadır. Lâkin her akl-ı selim sahibinin mâlumu olduğu üzere, rahmet dîni olan İslâm ile günümüzün en büyük fecaatlerinden biri olan terör, aslâ yan yana zikredilemez.

Yine ecdâdımız, Sünnet’e bağlılık husûsunda da çok hassas davranmışlardır. Nitekim Bâyezîd Câmi-i Şerîfi’nin ibadete açıldığı cuma günü, ilk namazı Sultan 2. Bâyezîd Han kıldırmıştır. Bu hâdiseyi Evliyâ Çelebi şöyle anlatır:

“Câminin yapısı tamam oldukta, bir cuma günü büyük bir merasimle ibadete açıldı. Bâyezîd-i Velî buyurdular ki:

«–Her kim, ömründe ikindi ve yatsı namazlarının ilk sünnetini hiç terk etmemiş ise, şu mübarek vakitte o imâm olsun!»

Deryâ misâli cemaat içinden bir kişi çıkmayınca, Bâyezîd Han mecbur kalarak:

«–Elhamdülillâh! Savaşta ve barışta biz bu sünnetleri terk etmedik!..» dedi ve kendisi imâm olup namazı kıldırdı.”

İşte gençlerimiz de, ömürleri boyunca Sünnet-i Seniyye üzere yaşamanın gayreti içinde olmalıdır.

Diğer taraftan 2. Bâyezîd devri, Osmanlı kültür ve medeniyetinin temellerinin atıldığı bir zaman olmuştur. Meşhur İtalyan mimar ve ressam Leonardo da Vinci, 2. Bâyezîd’e mektup yazıp İstanbul’daki câmi ve diğer eserlerin plân ve projelerini bizzat yapmayı teklif edince, bu mektup Kubbealtı vezirleri arasında sevinç uyandırmıştı. Derin bir İslâm kültürüne sahip olan 2. Bâyezîd Han ise, bu teklifi reddederek şöyle demiştir:

“–Şâyet bunu kabul edersek, ülkemizde üslûp ve ruh itibâriyle kilise mîmârîsinin mukallidi bir mîmârî hâkim olur, kendi İslâmî mîmârîmiz inkişâf edemez ve şahsiyet kazanamaz!..”

Bu sebeple gençlerimiz de, bizim kültürümüzle bağdaşmayan Batı’nın yanlış değerlerini değil, İslâm kültürünü öğrenerek kendi şahsiyet, karakter ve kimliğini inşâ etmelidir.

Yine Yavuz Sultan Selim Han, büyük zaferlerle Kâhire’den İstanbul’a dönerken, İstanbul halkının, kendisine büyük bir tezâhürat yapacağını haber alınca, Lalası Hasan Can’a:

“–Hava kararsın, herkes evlerine dönsün, sokaklar boşalsın, ben ondan sonra İstanbul’a gireyim. Fânîlerin alkışları, zafer tâkları ve iltifatları bizi nefsimize mağrur edip yere sermesin!..” demiştir.

İşte gençlerimiz de, bütün nîmet ve muvaffakıyetleri Allah’tan bilerek şükretmeli; nefsin gurur ve kibir tuzaklarına karşı dâimâ uyanık hâlde bulunmalıdır.

Yine 1. Ahmed Han, Sultanahmed Câmii’ni yaptırırken kendisi de tebdîl-i kıyafetle taş taşımıştır.

İşte gençlerimiz de hiçbir zaman kibirlenmemeli, Allah için yapılacak her türlü hizmet, gayret ve fedakârlığı canına minnet bilerek, edep ve tevâzû ile îfâ etmelidir.

Yine, hasta yatağında, sararmış ve yarı baygın bir vaziyette yatmakta olan Sultan Abdülazîz’e:

“-Medîne-i Münevvere mücâvirlerinden bir dilekçe var!” denildiğinde, o azîz Sultan yâverlerine:

“–Derhâl beni ayağa kaldırınız! Harameyn’den gelen talepleri ayakta dinleyeyim! Allah Rasûlü’ne komşu olanların talepleri, böyle ayak uzatılarak edebe mugâyir bir şekilde dinlenemez!..” demiş, Medîne’ye ve Hazret-i Peygamber r’e olan müstesnâ muhabbetini izhâr etmiştir.

Gençlerimiz de ecdâdımızın bu muhabbet, hürmet ve edep duygularından hisse almalıdır.

Son olarak Sultan 1. Abdülhamid Han’ın, Özi Kalesi elden çıktığında büyük bir teessür ile; “Asker evlâtlarım ve mâsum ahâlim parçalandı!” diyerek onların ıztırâbını sînesinde hissetmesi ve bu acıya fazla dayanamayarak kısa bir süre sonra vefât etmesini zikredelim.

İşte gençlerimiz de ümmetin derdiyle dertlenmek husûsunda böylesine hassas bir yüreğe sahip olmalıdır.

Velhâsıl şu bir hakikattir ki, tarihleri zengin, medeniyetleri azametli milletler, büyük milletlerdir. Bu sebeple fethettikleri yerlere adâlet, fazîlet, medeniyet ve hizmetin en güzelini taşımış olan ecdâdımızın, tarih sahnesinde müstesnâ bir mevkîi vardır. Bu sebeple gençlerimize, ecdatlarını daha yakından tanımalarını bilhassa tavsiye ediyoruz.

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Osman Nuri Topbaş

1942 yılında İstanbul Erenköy’de doğdu. Babası Musa Topbaş, annesi de H. Fahri Kiğılı'nın kerîmesi Fatma Feride Hanım’dır. İlk eğitimini Erenköy Zihni Paşa ilkokulunda tamamladı. İlkokul yıllarında özel Kur’an eğitimi aldı. 1953 yılında İstanbul İmam -Hatip Okulu’na girdi. O yıllarda bu okul, Osmanlı’nın ulu çınarlarının bakiyyeleri sayılan M. Celaleddin Ökten, Mahir İz gibi üstadların, Nureddin Topçu gibi Bat...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

Niyetlerimiz Hâlis Olsun
Niyetlerimiz Hâlis Olsun
Muhterem Efendim, bir müs...
Huzurlu Aile Yuvası
Huzurlu Aile Yuvası
Ailede huzur için nelere ...
İslâmofobi Değil, İslâm Fazîleti
İslâmofobi Değil, İslâm Fazîleti
Bugün dünyada "İslâmofobi...
Eşitlik Maskesiyle Kadın İstismârı
Eşitlik Maskesiyle Kadın İstismârı
Son yıllarda önce "Kadın ...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431318

Bagamoyo Afrika... 4919179

Kasım Sayımız Çıktı! 3490751

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1187329

Bkz: Doğu Türkistan 420347

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287487

10 Soruda Sen Kimsin? 275895

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS