• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Bir Soru Bir Cevap
  • İnsanlığı Kuşatan Rahmet

İnsanlığı Kuşatan Rahmet

24.09.2011 10:35
Bir Soru Bir Cevap
4763
Osman Nuri Topbaş

Efendim; Peygamber Efendimiz ’in, İslâm’ın nûrunu gönüllere ulaştırmak için gösterdiği gayret ve hassâsiyet nasıldı? O’nun ümmeti  olarak bugün İslâm’ı tebliğ ve temsil husûsunda sahip olmamız gereken mes’ûliyet duygusundan biraz bahseder misiniz?

llah Rasûlü , İslâm’ı tebliğ vazifesini yüklendiği andan son nefesine kadar, bu mukaddes ve ulvî dîni gönüllere nakşetmek için, büyük  bir azim, iştiyak ve candan fedâkârlıkla dolu bir ömür sürmüştür.

Nitekim O , yüklendiği bu ağır vazife ve mes’ûliyetten dolayı, gördüğü bin bir türlü eziyet ve sıkıntıya bir nebze olsun aldırmadan, fert fert, kapı kapı dolaşıp Allâh’ın dînini insanlara teblîğ etmiş, taşlanmayı göze alarak Tâif’e gitmiştir. En ağır  hakaretlere göğüs gerip, yarı vahşî câhiliye kavimlerine İslâm’ı anlatmıştır.

Müdrik el-Ezdî’nin naklettiği şu hâdise, Gönüller Sultânı Efendimiz’in Cenâb-ı Hak’tan aldığı tebliğ vazifesini ne ulvî bir mes’ûliyet  şuuru içerisinde îfâ ettiğini, çok mânidâr bir sûrette gözler önüne sermektedir:

“Babamla birlikte (câhiliye) haccı yapıyordum. Mina’ya gelip konaklayınca bir toplulukla karşılaştım. Babama:

«–Bu cemaat ne için toplanmış?» diye sordum. Babam:

«–Kavminin dînini reddeden, putları inkâr eden şu kişi için.» dedi. İşaret ettiği tarafa bakınca Rasûl-i Ekrem Efendimiz’i gördüm:

«–Ey insanlar! Lâ ilâhe illâllah deyiniz de kurtulunuz!» diye sesleniyordu.

İnsanlardan kimi O’nun yüzüne tükürüyor, kimi başına toprak saçıyor, kimi de O’na sövüp sayıyordu. Öğleye kadar bu hâl devam etti.  O sırada, yakası açılmış bir kız, içinde su bulunan bir kap ve elinde bir mendil olduğu hâlde geldi. Ağlıyordu. Fahr-i Kâinât Efendimiz kabı alıp sudan içti, elini yüzünü yıkadı. Başını kaldırıp:

«–Yavrucuğum, yakanı başörtünle ört! Baban hakkında, tuzağa düşürülüp öldürülecek ve zillete uğrayacak diye korkma!» buyurdu.

Onun kim olduğunu sorduk; «Kızı Zeyneb!» dediler.” (Heysemî, VI, 21)

Câhiliye karanlıklarında nefislerinin esiri olma sefâletine dalmış bulunanların, kendilerini ebedî saâdete dâvet eden Peygamber Efendimiz’i gördüklerinde gösterdikleri alaycı tavırlar, âyet-i kerîmede şöyle bildirilmektedir:

“Sen’i gördükleri zaman: «Bu mu Allâh’ın peygamber olarak gönderdiği! » diyerek hep Sen’i alaya alıyorlar.” (el-Furkân, 41)

Lâkin O merhamet ummânı Efendimiz, gönüllerin hidâyet nûruyla aydınlanması için, bütün bu incitici ve rencide edici davranışlar karşısında bile büyük bir sabır ve metânetle teblîğine devam etmiştir. Hattâ insanlığın ebedî kurtuluşu uğruna öyle fedâkârâne bir gayret içerisinde olmuştur ki, kendisine bu kadar cefâ etmemesi için şu ilâhî îkazlar nâzil olmuştur:

“Demek ki bu söze (Kitâb’a) inanmazlarsa (ve bu yüzden helâk olurlarsa diye) arkalarından üzülerek neredeyse kendini mahvedeceksin!” (el-Kehf, 6)

“(Rasûlüm!) Onlar îmân etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın!” (eş- Şuarâ, 3)

Yine şu hâdise de, Peygamber Efendimiz’in İslâm’ı tebliğde gösterdiği gayret ve hassâsiyeti daha iyi idrâk edebilmemiz açısından  dikkat çeken bir misaldir:

Kinde Kabilesi’nin temsilcileri, hicrî 10. senede, altmış veya seksen kişi olarak gelip, Mescid’de bulunan Peygamber Efendimiz’in  huzuruna çıkmışlardı. Rasûlullah:

“–Allah beni hak dinle peygamber olarak gönderdi ve bana bir de Kitap indirdi ki, ona bâtıl ne önünden ne de arkasından  yaklaşamaz!” buyurdu. Kinde temsilcileri:

“–Bize ondan biraz okuyup dinletebilir misin?” dediler.

Rasûlullah Efendimiz Sâffât Sûresi’nin başından okumaya başladı:

“Saf saf dizilmiş duranlara, toplayıp sürenlere, zikir okuyanlara yemin ederim ki, ilâhınız birdir. O, hem göklerin, yerin ve ikisi  arasındakilerin Rabbi, hem de doğuların Rabbidir.” (es-Sâffât, 1-5)

Allah Rasûlü  bu âyetleri okuyup susmuştu. Hiç kımıldamadan duruyordu. Gözleri yaşarmış, gözyaşları sakalına doğru akmaya başlamıştı. Kindeliler:

“–Biz Sen’in ağladığını görüyoruz? Yoksa Sen’i gönderen Zât’tan korktuğun için mi ağlıyorsun?” dediler. Peygamber Efendimiz :

“–Beni korkutan ve ağlatan, Allâh’ın beni kılıcın ağzı gibi ince ve keskin olan dosdoğru bir yol üzere göndermiş olmasıdır ki, ondan  azıcık eğrilsem, helâk olurum!” buyurduktan sonra:

“Hakîkaten, Biz dilersek Sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bu durumda Sen de Biz’e karşı hiçbir yardımcı ve koruyucu bulamazsın.” (el-İsrâ, 86) âyetini okudu. Bunun üzerine Kinde temsilcileri müslüman oldular. (Bkz. İbn-i Hişâm, IV, 254; Ebû Nuaym,  Delâil, I, 237-238; Halebî, III, 260)

Velhâsıl Peygamber Efendimiz , yüklendiği tebliğ mes’ûliyetinin idrâki içinde, fiiliyle, kavliyle ve güzel ahlâkıyla bütün insanlığı  kuşatan bir “Rahmet” olmuş, bu hususta hiç yorgunluk ve bezginlik göstermemiştir. Risâlet hayatı boyunca ulaşabildiği her insana  tebliğde bulunmuş ve cihânın geri kalan kısmına İslâm dâvetini ulaştıracak, İslâm sancağını emin bir şekilde taşıyacak güzîde bir  nesil yetiştirmiştir.

O sahâbe nesli ki, sözde sahâbî değil, amelde sahâbî idiler. Bu sebeple muhabbetlerini dâimâ amelleriyle ortaya koymuşlardır.  Onlar için hayatın en zevkli ve mânâlı anları, insanlara tevhîd mesajını ilettikleri zamanlar olmuştur. Nitekim müşrikler tarafından îdâm edilmek üzere iken kendisine üç dakika zaman tanınan sahâbî, o nasipsiz bedbahtlara teşekkür etmiş ve:

Peygamber Efendimiz , yüklendiği tebliğ mes’ûliyetinin idrâki içinde, fiiliyle, kavliyle ve güzel ahlâkıyla bütün insanlığı kuşatan bir “Rahmet” olmuş, bu hususta hiç yorgunluk ve bezginlik göstermemiştir. Risâlet hayatı boyunca ulaşabildiği her insana tebliğde  bulunmuş ve cihânın geri kalan kısmına İslâm dâvetini ulaştıracak, İslâm sancağını emin bir şekilde taşıyacak güzîde bir nesil yetiştirmiştir.

“−Demek ki size tebliğde bulunmak için üç dakikalık vaktim var.” diyerek nasıl bir tebliğ aşkı ve heyecânı taşıdığını göstermiştir.

Bugün, O Azîz Peygamber’in ümmeti olarak bizlere düşen de, Efendimiz ’in göstermiş olduğu bu gayret ve hassasiyetten istîdâdımız ölçüsünde nasip almaya çalışmaktır. Zira iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak, tebliğde bulunmak, Allâh’ın adını  yüceltme gayreti içinde olmak; bir mü’minin en mühim ictimâî vazifelerindendir. Bu vazife, nefsânî arzuların had safhalarda ve  pervâsızca yaşandığı günümüzde  çok daha büyük önem arz etmektedir. Zira bugün, televizyon, internet ve moda vâsıtasıyla ihtiraslar ve nefsânî arzular kamçılanmakta, insanımızın mânevî keyfiyeti, her gün daha kötü bir duruma düşmektedir. Bu sebeple, iletişim imkânlarının had safhaya ulaşarak âdeta Dünya’yı küçülttüğü günümüzde mü’minler olarak, en zor şartlar altında tebliğ vazîfesini îfâ  eden Efendimiz ve ashâb-ı kirâmı örnek almalı, imkân ve fırsatların ayağımıza gelmesini beklememeli ve dâimâ İslâm ile dirilecek gönüllerin arayışı içinde olmalıyız. Îman nîmetinin şükrünü, onu mahrumlara da ulaştırma gayretiyle ödemeye çalışmalıyız. Ulaşma  imkânımız olup da ulaşmadığımız için İslâm’ın güzelliklerinden bî-haber kalanların mes’ûliyetini vicdanlarımızda hissetmeliyiz.  

Zira Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîm’de biz ümmet-i Muhammed’in husûsiyetlerinden birini şöyle beyan buyurmaktadır:

“Siz, insanlığın (iyiliği) için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırsınız...” (Âl-i İmrân, 110)

Cenâb-ı Hak, bizleri elinden, dilinden ve gönlünden insanların istifâde ettiği sâlih kullarından eylesin! Âmîn…

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Osman Nuri Topbaş

1942 yılında İstanbul Erenköy’de doğdu. Babası Musa Topbaş, annesi de H. Fahri Kiğılı'nın kerîmesi Fatma Feride Hanım’dır. İlk eğitimini Erenköy Zihni Paşa ilkokulunda tamamladı. İlkokul yıllarında özel Kur’an eğitimi aldı. 1953 yılında İstanbul İmam -Hatip Okulu’na girdi. O yıllarda bu okul, Osmanlı’nın ulu çınarlarının bakiyyeleri sayılan M. Celaleddin Ökten, Mahir İz gibi üstadların, Nureddin Topçu gibi Bat...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

Niyetlerimiz Hâlis Olsun
Niyetlerimiz Hâlis Olsun
Muhterem Efendim, bir müs...
Huzurlu Aile Yuvası
Huzurlu Aile Yuvası
Ailede huzur için nelere ...
İslâmofobi Değil, İslâm Fazîleti
İslâmofobi Değil, İslâm Fazîleti
Bugün dünyada "İslâmofobi...
Eşitlik Maskesiyle Kadın İstismârı
Eşitlik Maskesiyle Kadın İstismârı
Son yıllarda önce "Kadın ...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431119

Bagamoyo Afrika... 4919021

Kasım Sayımız Çıktı! 3480413

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1186883

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287341

10 Soruda Sen Kimsin? 275545

Leyla ile Mecnun Fuzuli mi? 165988

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS