
Eğer, Albino hastalığına yakalanmışsanız ve Tanzanya’da yaşıyorsanız hayat çok zor ve acımasız. Albino hastalığının birlikte getirdiği sıkıntılar yetmezmiş gibi bu hastalığa yakalandığınız için sizin büyülü, uğursuz ve kötü ruhlar tarafından kuşatılmış olduğunuz düşünülüyor. İnsanlar acımasız şekilde Albino hastalığına yakalananları öldürüyor parçalara ayırıyor ve bu parçaları evlerinde saklıyorlar. Bu sayede kötü ruhlardan korunacaklarına inanıyorlar.
Amerikalı fotoğrafçı Jacqueli Martin Tanzanya’ya gidiyor ve Albino hastalarının kaldığı Kabanga Koruma Merkezini ziyaret ediyor. Çektiği fotoğraflar Albino hastalarının yaşadığı büyük dramlara şahitlik ediyor. Fotoğraflar karşımıza büyük hayat trajedileri çıkarıyor.
Albino hastalığını kısaca tanımlamak gerekirse: Soydan geçen bir metabolizma hastalığıdır. Genetik bir bozukluk olan albino hastalığında renklenmeyi sağlayan renk pigmenti yokluğu ve azlığından dolayı gözler, deri, saç ve bedenin öbür bölümleri etkilenebilir. Albino hastalarında genellikle deri oldukça ince, beyazımsı ya da hafifçe pembedir. Albino hastalarını gözleri ve vücutları güneş ışığına oldukça duyarlıdır uzun süre güneş altında kalmak onların ölümlerine bile sebebiyet verebilir.
Fotoğrafta görülen kız çocuğunun ismi Zawia Kassimi o 12 yaşında. İleride öğretmen olmak istiyor. Fakat gerçekleşebilecek bu umut Tanzanya’da oldukça zor.
Gilbert Andrews, 15 yaşında ileride Avukat olmak istiyor ve Albino hastası olan insanların haklarını bu yolla korumayı düşünüyor. Eğitim gördüğü sınıfta ona karşı ayrımcılık yapılıyor ve dışlanıyor. Öğretmenleri onu en arka sıraya koymuş ve insanlar ile Albinolar birlikte eğitim alamazlar demiş.
Helen Sekerima 40 yaşında ve kucağındaki bebeğiyle kameraya poz veriyor. Bebeğin adı Jessica dört aylık. Kapanga himaye merkezinde kalıyorlar. Helen’in toplam 9 çocuğu var ve üçü Albino hastası. Helen için bu durum oldukça çok zor çünkü köyündeki insanlar bu üç çocuğunun normal insan olmadığını ve büyülü olduğuna inanıyorlar. Helen’in kocası saldırıya uğramış Albino çocuklarını sahiplendiği ve köyden göndermediği için. Tekrar saldırı olacağından korktuğu için bebeğiyle bu koruma merkezinde kalıyor.
Eumen, 13 yaşında ve annesini dört yıldan beri görmüyor. Evinden oldukça uzak olan Kabanga Albino Hastalarını Koruma Merkezi’nde kalıyor. Eumen bir gün evine gideceğini umut ediyor. Zamanında yaşadığı kötü bir olayı hiç unutamıyor. Annesi ona karşı yapılan bir saldırı sonucu onu koruyor fakat bu saldırı sonucu annesinin kolu kırılıyor ve büyük acılar çekiyor.
Fotoğrafta görülen bebeğin adı Abdulswamad 7 aylık. Ailesi ondan endişe ettiği için küçük yaşta bu bakım merkezine bırakmışlar. Şimdi ona bakıcılar bakıyor.
Lukia 50 yaşında köyünde Albinolara yapılan saldırılardan korktuğu için bu bakım merkezine gelmiş. Burada yaşamını sürdürmeye çalışıyor.
Musa Tanzanya ile Burundi sınırına yakın bir bölgeden buraya getirilmiş. Evine oldukça uzak olan Kabanga’da hayata tutunmaya çalışıyor. Hayata tutunmak bir albino için çok zor olsa bile.
Fotoğrafta görülen bayanın adı Whamututu. Bakışları olabildiğince derin ve hüzünlü. Çünkü eşi tarafından kısa bir süre önce terk edilmiş. Tanzanya Kakonko bölgesinde tek odalı bir kulübede yaşam savaşı veriyor.
Jessica kardeşini güneş ışığından korumaya çalışıyor. Kendisi de aynı hastalığa yakalandığı için güneş ışığının kardeşine çok zarar vereceğini biliyor. O yüzden kafasına geçirdiği uzunca bir örtü ile bakım merkezinde kardeşini gezdiriyor. Annesi kısa bir zaman önce ikisini de saldırı korkusundan dolayı bu bakım merkezine bırakmış.