“Kamusal Alanda Başörtülüler”, “Küreselleşmenin Pençesi İslam’ın Peçesi” ve “Günün Kısa Tarihi” gibi kitaplarında, başörtüsü meselesinin yanı sıra seküler dünyada dindar olma pratikleri üzerinde de kafa yoran sosyolog-yazar Nazife Şişman ile başörtüsü sorununun geçmişten günümüze gelişini, gelişmesini ve nedenlerini konuştuk.
Konuşan: GÜLİZAR SÖNMEZ
rtık sıkıcı bir hâl almış olan başörtü tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Her an gündemde olan ama artık konuşulmasından, üzerinden çıkarımlar yapılmasından sıkılınan bir günde bu konu üzerine bir üst perdeden bakmayı başarmak gerekiyor. Modernleşme ile başlayan süreci bilmediğimiz sürece bugün yaşananları tam olarak tanımlayamayacağımız bir gerçek.
Dünyada dinin kadınlar üzerinden algılandığı, İslam dininin kadınları ezdiği yönünde bir algı var. Laiklik, eşitlik ilkesine, Cumhuriyetçi vatandaşlık ilkesine aykırı buluyorlar. Kendi toplumsal sistemleri içinde belli bir yere koyup tartışıyorlar. Aslında Türkiye’de de biz başörtüsünü pek çok konu üzerinden yapıyoruz, ciddiyetle yapılmayınca son günlerdeki gibi magazinsel düzeyde kalıyor ve çözümsüzlüğe de mahkûm oluyor.
KONUŞMAKTAN SIKILDIĞIMIZ GÜNDEM: BAŞÖRTÜ
Başörtü yasağı devam ediyor ama bunu tartışmak neden sıkıcı bir hâl aldı?
Bizde olaylar bir anda medyaya yansıyor hızla, heyecanla tartışılıyor ve ardından birdenbire o olay çözümlenmeden aynı hızla gündemimizden çıkıyor. Başörtüsü doğrudan siyasal bir çatışmanın malzemesi oldu. Bu da çözümsüzlüğü aslında besledi.
MODERNLEŞMEDE İLK AKLA GELEN ÖRTÜDEN KURTULMAK
“Kadınların Modernleşmesi” denilince ne algılanmaktadır?
Kadınların modernleşmesi denilince ilk akla gelen örtüden kurtarmak geliyor. Sosyal hayata engel olarak görünüyor örtü. Cumhuriyet öncesi peçe, sonrası başörtü bu engelin sebebi olarak görülüyor. Erkeklerin öncelikle dile getirdiği bu durum zamanla eğitimli kadınların savunduğu bir fikir oluyor. Medya kamusu (dergiler üzerinden tartışılan bir alan) bu alanda başımızı illa açmak gerekmiyor bir takım şekil şartlarını değiştirerek hem tesettüre uygun hem sosyal hayata girebilecek bir tesettür oluşabileceği fikri savunuluyor.
Bugünden baktığımızda bize garip gelen, anlamadığımız, İslamcıları bağnaz bulabildiğimiz bu fikirler o zamana özel bakıldığında temel nedenleri olduğu fark ediliyor.
Başörtü sorunu siyasal bir gerçeklik mi? Temelinde siyasal bir çekişme mi var yoksa tarihsel bir süreç mi?
Hep bu güncel kavgalar üzerinden algımız kırıldığı için başörtüsü meselesini bir kör dövüşü gibi güncel siyasetin içinde kavga hâlinde konuşuyoruz. Meseleyi doğru bir zeminde ele almak istiyorsak Türkiye’de bu problem neden var önce tanımlamamız gerekiyor. Meselenin ortaya çıkışıbizim modernleşme sürecimiz kadar eski, modernleşme sürecimiz içerisinde şekillenen bir sorun. Cumhuriyet’in ilk yıllarında kadın bedeni üzerinden modernleşme projesi ortaya konulmuştur. Türk kadının batılı kadınlar gibi görünmesinin bütün meseleyi çözeceği, modernleşmemizin ana hedefinin bu olduğu gibi görüntü üzerinden bir modernleşme projesi vardı. Bu nedenle başörtüsü bizi geri bıraktıran bir sembol olarak görülüyordu. Öncelikle bu durumu kabul edip yanlış olduğunu ortaya koymamız gerekiyor. Bizde modernleşme üst sınıftan başladığı için, batılı hayat tarzını benimseyenler üst sınıfa mensup oldukları için dindar giyinenler yani başını örtenler alt sınıf köylüler olarak kabul edildi. Böyle bir ayırım da vardı o yüzden başörtüsü eğitimsizlik, köylülük, cahillik, gericilik gibi pek çok şeyin çağrışım yaptığı bir sembol hâline dönüştü.
AÇIK KADIN DEMİRYOLU KADAR ANLAMLI
Cumhuriyet döneminde “modern kadın” ne demekti?
Modernleşmeciler için açık bir kadın yüzü cumhuriyet döneminde bir traktör kadar demir yolu kadar önemli, dışarıdan algıları değiştirmek için kaygı duyulan bir durumdu. Bu şekilde başlayan bir kaygı zamanla başörtüsünü bir simge hâline getirdi.
Bu kadar gündemde olan ve bunaltan bir konu üzerine kitap yazıyorsunuz, kitaplarınızla neyi hatırlatıyorsunuz?
Başörtü üzerine yazdığım kitaplardan bazen kendim de korkuyorum ama içlerinde medyaya malzeme olup sanal gündemi doldurmak için kullanılan “başörtü”den uzak konuları ele alıyorum.