Prof. Erol Göka, Gezi Parkı sürecinde sahneye çıkan gençleri Genç Dergisi’ne anlattı: “Gezi Parkı’ndaki çelişkiler ve vandallıklar gençleri oradan uzaklaştırdı. Uzun süre iktidarda kalan partilerin gençlik politikası geliştirmesi şart!”
90 Kuşağı diye adlandırılan kitlenin en öne çıkan özellikleri nelerdir?
Bazı sosyal bilimciler, gençlerin şimdiki hallerini nesil (kuşak) farkıyla açıklamaya çalışıyor. Fakat bu nesil farkı meselesine psikoloji bilimi her zaman şüpheyle yaklaşır. Çünkü gençler, her dönemde bir alt-kültür olarak örgütlenir ve her nesil bir önceki nesle karşı benzer söylemler içine girer. Gençlik konusunda böyle bir durum söz konusu iken neden şimdi “90 kuşağı”ndan bahsediyoruz? Sebebi, 1980 sonrası yaşanan post-modern dönem. Bu dönemde, öncekilerinden farklı olarak, kimlik siyaseti ön plana çıktı ve kimlik algısı alt-üst oldu. Gençlik ise zaten kimlik gelişiminin olduğu bir evre. Gençler kimlik oluşturma gayreti içinde olduklarından çok daha karışık bir tablo oluştu. Şimdiki gençler gelişen enformasyon teknolojileri sayesinde farklı verileri değerlendirerek kimlik oluşturuyor.
Daha önceki kuşaklar nasıl oluşturuyordu?
Daha önceki dönemlerde kimlik oluşumu nispeten daha kolaydı; örneğin köyde yetişen bir genç, gelişim aşamasında, kendine belirli bir rol modeli seçer, onu içselleştirirdi. Şimdi ise binlerce kaynaktan gençlere kimlik oluşumu için veri geliyor, kimlik inşa süreçleri çok daha zor ve çetrefilli. Günümüz gençleri, tüm dünyaya aynı anda ulaşma, yani dünyayı aynı anda görme ve küresel tepki vermek şansına sahipler. Milyonlarca mikro etkilenimlerden kaynaklanan kimlik titreşimleri gençleri hale hale sarıyor. Biz profesyoneller de bu kadar verinin gençlerde kimlik oluşumunu nasıl etkilediğini anlamakta zorlanıyoruz. Yine de gençlerle ilgili bazı bilgilerimiz aynen geçerliliğini koruyor: Gençler yetişkinlere oranla her zaman daha devrimci, yenilikçi, daha muhalif olmuşlardır. Daha dayanışmacıdırlar ve arkadaşlıkları, dostlukları çok önemserler. Gençler için arkadaşlarının değerlendirmeleri devletten, ailelerinden bile daha önemlidir. Aileleri onlar için ne temel rehber ve model ne de kimlik tercihlerindeki ana kaynaktır. Çaresiz ailelerin uyguladıkları baskılar bu gençleri daha çok otorite karşıtı haline getirebilir, adeta tepki vermek için hiçbir fırsatı kaçırmayacak şekilde öfkeyle doldurabilir. Sanılanın aksine gençler daha ahlakçıdır; ahlak anlayışları daha katıdır. Bu bilgilerle günümüz gençliğine baktığımızda enformasyon teknolojileri sayesinde “gençlik ahlakı ve muhalefeti”nin kolayca küreselleşebileceğini söyleyebiliriz. Tepki verecekleri durum, dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir şey olabiliyor. Önceki nesillerin siyasi duyarlılıklarından çok farklı biçimde bir ağaç, bir hayvan için ayağa kalkabilirler ve içinde yaşadıkları küresel akran kültürü ağı sayesinde tüm dünyayı ayağa kaldırabilirler. Onların dünya çapındaki enformatik direnişi karşısında iktidarları çaresiz düşürmekten aldıkları zevki ölçebilecek bir aygıt yoktur… Tüm bunları söylediğime bakmayın, itiraf etmeliyim ki, akademi post-modern, “online” gençliğin haletiruhiyesi hakkında yeterli bir fikre de sahip değildir…
Gezi Parkı eylemleri süresince özellikle 90 Kuşağı’nın konuşulmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
90 kuşağı bu saydığım özellikleri nedeniyle Gezi eylemlerinin ana motoru, enerji kaynağı oldu. Elbette bu saydığım özelliklere bu kuşağın ülkemizde gördükleri tek iktidarın Ak Parti iktidarları, bildikleri tek önemli liderin Sayın Başbakan olduğunu da ilave etmek gerekir. Bu durumda gençlerin on yıldır her türlü otoriteye karşı yaşadıkları öfke ve tepki, bir anda hükümete yönelebildi.
Size göre Türkiye gençliği apolitik mi?
Demek ki “apolitik” değillermiş, olaylara herkes gibi onlar da kendine göre bir siyasi perspektiften bakabiliyorlarmış… Elbette genelleme çok zordur ama hata yapmak pahasına gençler tabiatları icabı muhalif ve baskıcı otoriteye karşıdırlar, dersem yanlış söylemiş olmam.
Peki ya iktidarı destekleyen gençler?
Evet bu da mümkündür, çok başarılı, özellikle dayanışmayı ve adaleti destekleyen iktidarlar da, özellikle iyi muhalefetin olmadığı yerlerde gençlerin gönlünü kazanabilirler. Türkiye’de AK Parti iktidarının toplumsal muhalefete yaslanan özellikleri ve vesayet sistemine karşı mücadelesi ve icraatları nedeniyle gençlerin büyük kısmının desteğini aldığını söyleyebilirim. Yine de her partinin, hele hele uzun süre iktidarda kalmış partilerin gençlere özgü politikalar geliştirmelerinin şart olduğunu sanıyorum anlatabildim.
Gezi süreci gençlerin zihin dünyasını nasıl etkiledi?
Gençlerin genel olarak Gezi olaylarından çok etkilendiklerini düşünüyorum. Başlangıçta sokağa güç vermekte onların enerjilerinin çok payı olsa da Gezi eylemcilerinin tek ses olamayışı, çelişkili tutumları ve vandallıklar, gençlerin eylemcilerden uzaklaşmalarına neden olmuştur. Ancak iktidarı zor durumda bıraktığını düşünmek, özellikle otoriteyle sorununu çözememiş gençlerde muhalif bir coşku oluşumu sağladığını da kaydetmeliyiz.