“Herkes kendisi için yaratılan şey için çalışır. Kim niçin yaratılmış ise o iş ona kolaylaştırılır. Bu nedenle sizler amel işlemeye bakın” (Buhari, Kader, 2; Tevhid, 54; Müslim, Kader, 9; Ebu Davud, Sünnet, 17) hadis-i şerifi, bizim yetenek konusuna bakışımızın eksenini oluşturur. Kültürümüzde bu kavramı ifade etmek için kullanılagelen: “kabul eden” manasındaki “kabil”’kökünden gelme; kabiliyet ve “gerekli şeyleri hazırlamak, geliştirmek, yetiştirmek” anlamlarına gelen i’dad sözcüğünden doğmuş; istidad kelimeleri ise işin özetidir. Buna göre yetenek dediğimiz şey; özde Allah’ın, kullarına; yaratılıştan verdiği ama çalışmayla daha da geliştirilebilen özelliklerdir. Yetenekli insanlara baktığımızda; ya bir (yahut birkaç) konuyu başkalarının yapamadığı kadar iyi algıladıklarını ya da buna ek olarak; başkalarının yapamadığı kadar mütekâmil eserler verip uygulamalar yaptıklarını görürüz. Ancak bu da yetmez: Bizim medeniyet mirasımız, yeteneği hokkabazlıktan ayıran unsurun; açığa çıkarılan niteliğin insana faydası olup olmadığına bakar. Bu sebeple; en iyi ip cambazı, en iyi ateş yutan adam, en iyi şarkı söyleyen kişi… gibi unvanlara sahip kişiler, günümüzün bazı televizyon şovlarında belki ama tarihimizde kendilerine hiç yer bulamazlar. Tıpkı aşağıda dikkatinize sunduğumuz listede de olduğu gibi...
Sultan II. Abdülhamid 1842 – 1918
Onu tanımlayan en basit niteleme; deha seviyesindeki siyasi kurnazlığı yanında (ki bunu hep halkının hayrına kullanmıştır) halkına olan babalık mertebesindeki sevgisi olsa gerektir. Artık bitti denilen bir imparatorluğun ömrünü onlarca yıl uzatıp, halefi olacak devletin temellerini atan kurumları oluşturmak az iş midir?
Ahmet Cevdet Paşa 1822 – 1895
Matematikçi, tarihçi, hukukçu, dilbilimci, şair… unvanlarından kendisine en çok yakışanı; Mecelle’nin vücuda getirilmesindeki katkılarından dolayı dibine kadar hak ettiği hukukçuluk unvanıdır bu çok yönlü devlet adamının.
Ali Bin Abbas ??? - 994
İlk kanser ameliyatını yapan, kılcal damar sitemini ilk defa ortaya atan tıpçımızdır kendisi.
Battani 859 - 929
Trigonometrinin babası sayılıp; sinüs, kosinüs, tanjant ve kotanjantı ilk kullanan kişidir. Yeteneklerinin hakkını vermek için yeterli olmasa da dünyanın en meşhur 20 astronomu arasında sayılması da bir şeydir.
Beyruni 973 - 1051
Dünyanın döndüğünü, yuvarlak olduğunu ilk bulan, Ümit burnu, Amerika ve Japonya’nın varlığından ilk bahseden Müslüman coğrafyacıdır.
Cabir Bin Hayyan 721 - 805
Atom bombası fikrinin mucidi ve kimyanın babası sayılan Müslüman kimyagerimizdir. İlk kimya laboratuvarını kurmuş, kalsinasyon, indirgenme, buharlaşma, süblimleşme, eritme ve kristallenme için kullanılan metodları geliştirmiş ve güneş enerjisi kavramını ilk kez o ortaya atmıştır.
Cezeri 1153 - 1233
Robot ilminin kurucusu ve termosu icad eden Cizreli endüstriyel tasarımcımızdır. O zamanlar böyle bir mesleğin tanımlanmış olmaması ise o zamanların ayıbıdır. Ayrıca; ilk sistem mühendisi ve sibernetikçi, bilgisayarın babası gibi unvanlar da kendisine aittir.
Demiri 1349 - 1405
Bilinen ilk zooloji ansiklopedisini yazmış bulunan Müslüman Zoolog’tur ki eserini; her şeyin ilkini yaptıklarını yalanını pek seven Avrupalılardan 400 yıl önce kaleme almıştır. Adı ise “Hayatül Hayavan”dır.
Ebu’l Vefa 940 - 998
Trigonometriye tanjant, kotanjant, sekant ve kosekantı kazandıran matematikçimizdir.
Evliya Çelebi 1611 - 1682
Çok gezmek yetenek değildir aslında. Hakkında yapılan “Abartılı anlatımlara sahip” şeklindeki yanlış değerlendirmelerin aksine Evliya Çelebi, gezdiği yerlerin örfünü, kültürünü, hikâyelerini, belgeleyen öncü ve usta bir Halkbilimcidir. Onu yetenek olarak nitelendirmemizin sebebi de budur.
Farabi 870 - 950
Ses konusunu ilk defa ilmi açıdan ele alıp açıklayan, ud ve kanun adlı çalgıların mucidi olan Sesbilimcimiz. Gavurlar kendisinin belki de kurucusu olduğu bu bilime Akustik adını vermişler.
Fatih Sultan Mehmed 1432-1481
Havan topunun mucidi olan balistikçi, geliştirdiği benzersiz savaş stratejileri ile İstanbul’u fetheden büyük kumandandır. Ve evet; balistik bir bilimdir.
Harizmi 780 - 850
O olmasa matematikçiler hangi yüzle kendilerine matematikçi derlerdi bilinmez. Cebir ilmini sistemleştiren Harizmi, 0 sayısını bulan kişidir. Bu belki de yazının icadından sonraki en büyük buluştur.
Buhurizade Mustafa Itri 1640- 1712
Daha çok; Segah Tekbir, Salat-ı Ümmiye ve Tûti-i Mûcize-gûyem gibi eserlerinden tanıdığımız, Beethoven’ın “Ben hayatımda böylesine üstün bir bestekar görmedim” şeklinde övdüğü Itri, 100’e yakın beste yapmış ancak notaların henüz kullanılmadığı o dönemden bugüne sadece 20-30 tanesi gelebilmiştir.
İbni Firnas ??? - 888
Wright kardeşlerden 1000 sene önce ilk uçağı yapıp havalanan havacılık ve uçak mühendisidir. Ama kendisinin astronomi tabloları hazırladığını, şair olduğunu, kumdan cam imalatının babası olmasının yanı sıra “el-Makata” adlı bir de saat tasarladığını söylemeden geçersek büyük ayıp etmiş oluruz.
İbni Haldun 1332 - 1406
Tarihi ilim haline getiren, sosyolojiyi kuran, ilk defa tarih felsefesi yapan, geçerliliğini bugün bile koruyan toplumbilim kurallarını içeren “Mukaddime” adlı büyük eserin müellifi Müslüman tarihçi ve Şehircilik Uzmanı… Yerimiz dar olduğu için gerisini yazamıyoruz tabi.
İbni Heysem 965 - 1051
Göz ve görme sistemlerine açıklık kazandıran, Optik biliminin kurucusu büyük fizikçimiz.
İbn-i Sina 980 - 1037
Eserleri Avrupa üniversitelerinde dahi 600 sene temel kitap olarak okutulan, hastalık yayan organizmalar, eczacılık, teşhis yöntemleri gibi konularda pek çok icadın sahibi dahi doktorumuz. Adını duymayan varsa ya mağarada yaşıyordur ya da Amerika Birleşik Devletlerinde…
Kanuni Sultan Süleyman 1494 - 1566
Devlet adamlığıyla mı şairliğiyle mi ele alalım diye çok düşündük. Madem ki 2.779 gazelle divan şiirinin en fazla gazel yazmış şairi unvanını elinde tutuyor; bir kere de şair olarak kayda geçirelim dedik. Ki en yakın rakibi Zati’nin dahi anca’ 1.825 gazeli var.
Levni ??? – 1732
Türk minyatür sanatına perspektif unsurunu sokarak, çığır açan; devrinin ifadesiyle Nakkaş, günümüz deyişiyle Büyük Ressamımız.
Mimar Sinan 1489 – 1588
Seviyesine ve eser sayısına bugün dahi ulaşılamayan dahi mimarımız deyip ayrıca anlatmaya gerek görmüyoruz bile…
Piri Reis 1465 - 1554
Günümüzden 400 yıl kadar önce bu günküne çok yakın bir dünya haritası çizen büyük Coğrafyacı ve Denizcimiz. Kim bilir belki de becerikli kişiler için kullanılan “Gemisini yürüten kaptan” deyişi; kendisinden mülhemdir.
Şeyh Hamdullah 1429-1456
Hz. Hızır’dan (a.s.) yazı talim ettiği rivayet edilecek derecedeki kabiliyetiyle Osmanlı hat sanatını İslam âlemi içerisinde zirveye taşıyan, hat ustalarınca “Şeyh Hamdullah Üslubu” ile bu sanatta yeni bir çığır açtığı ifade edilen, “Kıbletül Küttab” lakablı hattatımız.
Hezarfen Necmeddin Okyay 1883-1976
Çiçek desenli ebru denilince akla onun ismi gelir; çünkü bu türü kendileri bulmuştur. Hattatlığı ebruculuğuyla yarışır. Aharcılık, mürekkepçilik, eski usul mücellitlik, gülcülük ve okçuluk konularında da üstat seviyesinde olduğu için hezarfen (çok ilimli) unvanı kendisine layık görülmüştür. Bizde hezarfen bir tane değil görüldüğü gibi.
Elmalılı Hamdi Yazır 1878 - 1942
Kendisine Fransızca öğrenemeyeceği söylendiğinde; azmedip, üç ayda kendi kendine tercüme yapabilecek düzeyde Fransızca öğrenmiş bir adam düşünün. Bir de bu kapasitedeki birinin “Hak Dini Kur’an Dili” ismini verdiği bir tefsiri, yirmi yılda hazırladığını… Tefsircilerin şaheser dediği böyle bir eserin müellifine ne denir; onu da siz düşünün…
Mahmud Bedreddin Yazır 1895-1952
Sülüs, Nesih, Talik’in yetkin bir icracısı olmakla birlikte, asıl hizmetini; bu sanatı idrak ve ifadedeki kâmil kabiliyeti sayesinde yapmıştır. Hat, ağır bir sanattır. Ve o “Medeniyet Âleminde Yazı ve İslam Medeniyeti’nde Kalem Güzeli” adlı eseriyle; mitolojide dünyayı sırtında taşıyan Atlas gibi hat sanatını günümüze taşımıştır.
İbnül Emin Mahmud Kemal İnal 1870 - 1957
O, başlıcalarını; 566 şairi bir araya getiren “Son Asır Türk Şairleri”, 37 sadrazamı içeren “Osmanlı Devrinde Son Sadrazamlar”, 329 hattatı konu edinen “Son Hattatlar” ve ölümüyle yarım kalmış “Hoş Sadâ” (Son Asır Türk Musikişinasları) adlı eserlerin oluşturduğu daha onlarca biyografiyi kaleme almış olmasaydı; birileri yakın tarihimizi silmeyi çoktan başarmıştı.
Peyami Safa 1899 - 1961
“Cingöz Recai” serisi başta olmak üzere 300 kadar roman ve hikâyenin altında imzası olan Server Bedii’yi şimdilerde tanıyan yoktur pek. Oysa kendisi; ancak “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu”na yakın kalitedeki eserlerini Peyami Safa diye imzalayacak yüksek standartlara sahip edebiyatçımızla aynı kişidir. Romanlarının dışında yirmi bin kadar makale ve fıkranın da müellifi olan böylesine üretken bir zat yetenek sayılmazsa başka kim sayılır bilemeyiz.
Hafızlar
Hz. Musa’nın “Ya Rab, ümmetlerin hayırlısını bildim. Onlar kitaplarını ezberlerler… Onları benim ümmetim eyle” diye dua ettiği kişilerdir hafızlar. Allah-ü Teala ise: “Onlar ahir zaman peygamberinin ümmetidirler” buyurarak şereflendirdiği seçkin yeteneklerdir hafızlar. Mensub olmak her yiğide harc değildir yani.