06.05.2013 11:55

Genç Haber Merkezi

4544

Elimde fotoğraf makinem ile Süleymaniye Camii’ni detaylı gezme ve fotoğraf çekme fırsatı nasip oldu. Belki de gözlerinin feri tükenmek deyimini burada daha iyi kavradım. Hattat Karahisarî Süleymaniye Camii’nin yetişmesi için uzun saatler Kur’ân’ın güzel âyetlerini, harflerini yazmış. En sonunda gözlerinin feri tükenmiş ve âmâ olmuş. Belki de çektiğim fotoğrafları görmek çok isterdi. Son haline bakmak…

Mütevazılığı ve Saygıyı Burada Daha İyi Kavradım

Süleymaniye Camii’nin yapım aşaması, proje işi kolay olmamış. Koca Sinan çok uğraşmış, ince detaylara çok dikkat etmiş. Yumurtanın üzerine bile çizimler yapılmış, renklendirilmiş, süslenmiş. His odasına girdim kandil lambalarından gelen his nasıl oluyor da burada toplanıyor ve bu histen dünyanın en kaliteli mürekkebi çıkıyor? Şaşırmamak elde değil. Ve üzülmemek elde değil bizimkiler buraya da çıkmış ve sevdiklerinin isimlerini yazmış.

Koca Sinan çok ince hesaplar yapmış. İnce, küçük kesilen camlardan içeri giren ışığı Cebrail’in kanadına benzetmiş. Dört ana sütunu dört halifeye hitap etmiş. Ebced hesabıyla zeminden kubbe üzengi seviyesi 45 kubbe âlemi 66 arşınmış. Ebced hesabıyla 45 Âdem kelimesine 66 ise Allah (c.c ) lafzına tekâbül eder. Kubbeye yakın minareler arasında siluetlerin mesafeleri ise 92 arşındır. Muhammed (s.a.v) ismini ifade etmektedir. Belki de hâlâ çözülmeyen sırlar ve hesaplar vardır.

Mütevazılık ve Saygı Demişken

Mimar Sinan, Hattat Karahisarî’nin ama olmasına çok içerlenir. Zaman geçer caminin tamamlanma günü gelir. Mimar Sinan, saygıyla anahtarı Kanunî Sultan Süleyman’a uzatır. Kanunî, jest yaparak “Camiyi ibadete açma şerefi bu muhteşem eseri yapan Sinan’a aittir” der. Mimar Sinan ise düşünür sonra; “Hükümdarım, camiyi hatlarıyla güzelleştiren, çok çalışmaktan dolayı gözlerinin feri tükenen Hattat Karahisarî’ye ait olsun camiyi ibadete açma şerefi.” der. Camiyi ibadete kalabalıkların sevinç gözyaşları arasında Hattat Karahisarî açar.