
Amerika evlilik oranlarının en düşük seviyede olduğu zamanları yaşıyor. Cornell ve Oklahoma Üniversitesi’nde görevli nüfus bilimciler arkadaşlık eden çiftlerin niçin evlenmek istemediklerini araştırdılar ve ortaya çıkan sonuç açıklandı: Boşanma korkusu!
Evlenmeden birlikte yaşamayı tercih eden çiftlerin üçte ikisi, muhtemel bir boşanma durumunda söz konusu olacak sosyal, duygusal, ekonomik ve yasal sonuçlarla karşılaşmaktan korktuğu için evlenmeye cesaret edemediğini açıkladı. Ailevi İlişkiler (Family Relations) dergisinde yayınlanan “birlikte yaşayan orta- sınıf çiftlerde evlenme korkusu” isimli söz konusu araştırmayı yöneten Sharon Sassler ve Dela Kusi-Appouh, araştırmaya katılanlardan % 67’sinin boşanmayla ilgili endişelerini kaydetti. Orta sınıf hanımlar, evlenmeden birlikte yaşamanın, bağı sağlamlaştırmak için evliliğe hazırlayan doğal bir adım olduğunu belirtirken, düşük gelir durumundakiler ise özellikle evliliği ‘tuzak ‘olarak nitelendirdi. Anlaşmazlık durumunda kurtuluşun zor olabileceğini ya da evliliğin bazı avantajların yanı sıra daha çok sorumlulukları artırdığını ifade ettiler. Ayrıca düşük gelir gurubu, evliliğin sadece kayıtlı bir kağıt parçası olduğunu ve eşlerinin kazancına bağımlı olup evliliği yürütmek zorunda kalmaktan korktuklarını belirttiler.
Araştırmacılar elde ettikleri verilerin, evlilik öncesi danışmanlarına tüm sosyo-ekonomik sınıflarda yaygın olan boşanma korkusunu biraz hafifletebilmek için yardımcı olabileceğini ümit ettiklerini vurguladılar.
Bu araştırma bana, yurt dışında iken tanıştığım bir hanımı hatırlattı. Mısırlı bir beyle yaşayan bu Amerikalı üniversite öğrencisi hanım, onunla niçin evlenmediğini sorduğumda, hata yapmak istemediğini ve emin olmayı beklediğini söylemişti. Ben de bu durumun hali hazırda zaten bir hata olduğunu düşünürken, kendisine ‘evlilik’ çerçevesi içinde yapılan değerlendirmelerle arkadaşlık ortamının psikolojik olarak farklı olabileceğini söylemiştim. Çünkü bir insan denize açılırken ben belki ilerde inerim diye değil bu yolculuğu sonuna dek götüreceğim niyetiyle yola çıkar. Evlilik akdi de tarafların haklarını yasalaştırır ve kararlılık sağlayarak aradaki bağı kuvvetlendirir. Bir de dua ederek Yaratana sığınanlar, karşılaştıkları sorunları çözmeye azmederlerse Allah kalplerini uzlaştıracaktır.
Biz, bu sebeple ‘nikahta keramet vardır’ deriz. Çünkü gerçekten de evlilikte Allah’ın çok büyük rahmet ve bereketi vardır. Yoksa belli bir yaşa gelmiş iki yabancının ömrünü birlikte geçirebilmesinin başka bir açıklaması olabilir mi?
(6 Ocak 2012, Science Daily, Cornell Üniversitesi, Amanda J. Miller, Sharon Sassler, Dela Kusi-Appouh. The Specter of Divorce: Views From Working- and Middle-Class Cohabitors. Family Relations, 2011; 60 (5): 602)