
Hikmet Sami Ay
1981 doğumlu olan Nurlan Memmedzade, 2006 senesinde Bakü İslam Üniversitesi’nin Zagatala İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. 2007 yılından itibaren İrfan dergisinde önce yazı işleri müdürü olarak, ardından da editör olarak çalışmalara devam etmektedir. Kendisiyle dergiciliği konuştuk.
Dergicilik anlamında nasıl bir altyapınız var, nerelerden yetiştiniz?
Öncelikle edebiyata olan ilgimin ailemden kaynaklandığını söylemem gerekir. Rabbimin lütfudur ki, ihtisasça anne ve babası edebiyatçı olan bir ailede büyüdüm. Babamın işten gelirken sık sık elinde yeni aldığı kitaplarla eve girişini hatırlıyorum.
Dergicilik anlamında orta okul ve üniversite yıllarım çok önemli yere sahip. İlk makalem 11 yaşımdayken yaşadığımız şehrin yerel bir gazetesinde çıkmıştır. Ve o dönemde sınıfımızda çıkardığımız duvar gazetesi sorumlusu olarak görevlendirilmiştim. Üniversite yıllarımızda da dergicilik konusunda tecrübeler edindik. İlk defa öğretmen ve talebelerle birlikte yayın kurulunda yer aldığım “Yelken” isimli bir dergi çıkardık. Birkaç sayısını çıkardığımız bu dergide makalelerimiz yayınlandı.
Burada, dergicilik sahasında özellikle kardeş ülke Türkiye’de yayınlanan Altınoluk ve Söz Ola dergisinin de büyük katkısı olduğunu zikretmeği kendime borç biliyorum. Bağımsızlığını yeni ilan etmiş bir ülkede ilk dönemler İslami sahada edebiyat bulmak çok zor, hatta imkansız olduğu için Türkiye’den gelen dergi ve kitaplardan çok istifade ettik. Bu süreç içinde, Anadolu Türkçesinde kaleme aldığım “Biz Onu Göremedik” başlıklı ilk yazım Söz Ola dergisinde yayınlandıktan sonra biraz daha cesaretlenerek sözünü ettiğim derginin her sayısına yazmaya başladım. Bu vesileyle bir zamanlar Türkiye’de yayınlanan “Söz Ola” dergisinin editörüne ve yayın kuruluna teşekkürlerimi arz ediyorum. Anadolu Türkçesinde beni yazmaya iten en önemli etkenlerden biri de hiç şüphesiz rahmetli Üstad Necip Fazıl’ın eserleri olmuştur.
Şimdi çıkardığınız dergiden bahseder misiniz? Nasıl bir muhteva var, kaç yıldır çıkıyor, nasıl bir ekibiniz var?
Öncelikle 2005 senesinden beri çıkan “İrfan” dergisinde görev aldığım için kendimi mutlu hissettiğimi söylemem gerek. Sekiz sene bundan önce gönlü hizmet aşkıyla dolu olan bir grup güzel insanın başlattığı bu hayırlı işe 2007 senesinden itibaren müdahiliz. Genel olarak Azerbaycan’ın milli manevi meselelerini gündeme getirmeye çalışıyoruz. Özellikle gençlerimizin manevi ruhta ve değerlerimize bağlı olarak yetişmesine çalışıyoruz. Genellikle gençlerden müteşekkil bir ekibimiz var.
Azerbaycan’da dergilere ilgi nasıl? Bu anlamda sizin dergi ne durumda?
Doğrusunu söylemek gerekirse, tüm dünyada olduğu gibi Azerbaycan’da da dergi ve gazete konusunda daha çok magazin içerikli olanlar ilgi görüyor. Fakat ülkemizde çıkan birkaç dergi var ki bilgilendirme ve kendi kültürümüzü ihya etme amacı taşıyor. “İrfan” dergisi de bu dergilerden biridir. Hatta şimdiye kadar istikrarlı olarak ve belli bir düzenle çıkan, aynı zamanda en uzun ömürlü tek dergidir diyebiliriz, şükürler olsun.
Dergicilik sizin için ne manaya geliyor?
Dergicilik insanları bilinçlendireme ve yönlendirme konusunda çok önemli bir vasıtadır. Doğru kullanılırsa tüm toplumu eğitici güce sahiptir. Tabi, bu özelliğinden yararlanarak yanlış bilgi ve görüşlerini insanlara empoze ederek onları istedikleri gibi yönetmeye çalışan güçler de mevcuttur. Bu yüzden dergicilik vasıtasıyla yapılacak işlerimiz hayli çok. Özellikle modern çağda dergiciliği sanal ortamlara taşımayı hedeflemeli ve bu yönde çalışmalıyız.
Azerbaycanlı gençlerle ilgili neler söylemek istersiniz? Bu konuda duygu ve düşüncelerinizi alabilir miyiz
Azerbaycan gençleri, hatta genel olarak ifade edersek, tüm Türk gençliği büyük potansiyele sahiptir. Her sahada yüksek yetenek ve özellikleri olan bu gençlik doğru yönlendirildiği takdirde büyük işlere imza atacaktır. Yeter ki doğru kaynaklardan beslensin.
Derginiz bir mektep olma özelliği taşıyor mu? Gençler yetişiyor mu dergi merkezinde?
Dergimiz yediden yetmişe her kesime hitap ediyor. Bugün dergimizi her ay dört gözle bekleyen aileler var. Hatta bir iki gün geciktiği zaman arayıp soranların olduğunu söyleyebilirim. Dergimizi okuyarak yetişen gençliğin yanı sıra ilk günden bugüne yaza yaza yazarlık yönünü hayli geliştiren birçok arkadaşımızın olmasını buna örnek verebiliriz. Hatta ilk yıllarımızda İrfan’da yazı ve makaleleri yayımlanan kadın yazarlarımız zamanla kurumsallaşarak “Bizim Aile” dergisini çıkarmaya başladılar. Ve kısa zamanda çocuklara yönelik “Tebessüm” adlı bir dergi daha çıkarıldı. “Tebessüm”de yazan küçüklerimizin gelecekte dergicilik ve yazarlık alanında büyük işlere imza atacağını umut ediyoruz. Geleceğe yönelik daha büyük planlarımız var, inşallah hayırla sonuçlanır. Bu vesileyle dergimize ve ekibimize destek olan güzel insanlara teşekkür ediyorum.