Avukat Cihat Gökdemir, 1972 Adapazarı doğumlu. İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu. Elmadağ Hukuk Bürosu kurucularından. Mazlumder’de üyelikten başkanlığa uzanan bir hikâyesi var. Bir dönem Cübbeli Ahmet Hoca’nın da avukatlığını üstlenmiş ve Mavi Marmara gemisi ekibinde de bulunmuş. Bu zamana kadar çeşitli STK’larda, yardım derneklerinde ve eylemlerde hep ‘en ön safta’ olan Gökdemir ile, kurucu üyeliğini yaptığı GADER (Gana Dostluk ve Yardımlaşma Derneği) hakkında bir röportaj yaptık.
ADER olarak neler yapıyorsunuz Gana’da?
Gana’da Müslüman üniversite öğrencilerinin kurduğu GIMSA adında bir kuruluş var. Maddi yetersizlikten dolayı âtıl durumdalar. Biz GIMSA’yı tekrar ayağa kaldırdık ve Gana’da tüm üniversitelerden öğrencilerle bağlantı sağladık. Çok farklı gençler tanıdık. Daha sonra o öğrenciler Türkiye’ye gelip buradaki üniversiteleri görmeliler ve arkadaşları tanımalılar diye düşündük. Sağ olsun bu noktada TİKA bize çok yardımcı oldu. Bunun üzerine geçen kış 17 öğrenciyi Türkiye’ye getirdik ve 15 gün misafir ettik. Tahayyül ettiğimizin üzerinde güzel tepkiler aldık. Bunun üzerine dedik ki şimdi de biz Gana’ya öğrenci gönderelim, Afrika’yı tanısınlar, insanlara ulaşsınlar ve döndüklerinde edindikleri birikimlerle ülkemize bir şeyler katsınlar. TİKA’nın yardımlarıyla 33 öğrenciyi 2 ayrı grup halinde 1 aylık programlarla Gana’ya gönderdik.
Öğrenci arkadaşlardan yine hayalimizin üzerinde iyi dönüşler aldık. Ganalı dostlar da çok mutlu oldu. Bizim ‘her köye bir imam’ projemiz var. Gana’nın özellikle kuzeyinde misyonerlerin yoğun faaliyet alanları var. Bu köylerde çok değil, aylık 100 dolar ile hoca istihdam ediyoruz. Bu hocalar orada öğrenci okutuyorlar. Kimi köyde 50 öğrenci varken kimi köyde 200-300’e çıkıyor bu rakam. Bunun üzerine o köylerde misyonerlik faaliyetlerinin durduğunu, Hristiyanlaşmaların durma noktasına geldiğini ve halkta Müslümanlık şuurunun tekrar arttığını öğrendik. Bizim üniversiteli öğrencilerimiz oradaki hocalarımıza da yardımcı oldular. Ne biliyorlarsa, küçük Kur’an sûrelerinden, dini bilgilerden halka öğrettiler. Ve geri dönüş olarak 15-16 kişinin bu süreçte Müslüman olduğunu öğrendik. Bu gençler sayesinde oldu bu.
Kurban bayramında tekrar öğrenci göndermeyi planlıyoruz. Hatta bu kış tekrar Gana’dan öğrenci getirmeyi düşünüyoruz. Bizim mutlaka Afrika’ya yatırım yapmamız, insan gücü göndermemiz lazım. Bir Ganalının söylediği sözü asla unutamıyorum; “Peygamber Efendimiz’in (sav komşusu açken tok yatan bizden değildir hadîsini siz sadece karnı aç olarak algılamayın, biz manen de açız. Artık dünya küçülüyor. Uçağa atladığınızda 8 saatte burada olabiliyorsanız biz size komşuyuz demektir!”
İşte biz GADER olarak, Afrika’daki manevi açlığı gidermek için de çalışıyoruz.
Anaokulu projenizden bahseder misiniz?
Kumasi %80-90 Müslüman bir şehir olmasına rağmen 200 küsür Hristiyan anaokulu varken, Müslümanların kurduğu bir tane var. Onu da Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı kurmuş, adı Fatma Farîdâ Anaokulu. Bunun üzerine bir anaokulu inşaatı başlattık. Hatta bu sene oraya giden öğrenci kardeşlerimiz de inşaatta çalıştılar. Harç kardılar, tuğla yaptılar ve bazıları orada çalışırken manevi bir atmosfer oluştuğunu, kendilerini Resûlullah’ın Medine’de yaptığı mescidin inşaatında hissettiklerini söylediler. İnşallah bereketli de olur. Kumasi ve Tamari’de bu şekilde anaokulları -onlar kreş diyorlar- yapmaya devam edeceğiz. Bu kreşte neler var; ilkokul öncesi eğitim, ilkokul artı medrese yani hafızlık da var. Toplam 3 kurum bir arada. Bütün bir proje, tam teçhizatlı bir anaokulunun maliyeti ortalama 80 bin dolar tutuyor. Bu aslında Türkiye’deki bir zenginin çok rahat karşılayabileceği bir miktar. Bu parayla Türkiye’de bir veya iki sınıf ancak açabilirsiniz. Orada ise okul yaptırabiliyorsunuz ve bu imkânla onlarca hafız, onlarca öğrenci yetiştiriyorsunuz. Bu insanların eğitime çok ihtiyacı var. O yüzden bize yardım eden insanlara kuyudan ziyade eğitim için de yardımda bulunmalarını istiyoruz, yönlendiriyoruz. Biz GADER olarak, gençlerin ve bunu duyan yardımseverlerin katkılarını bekliyoruz.
Çalışmalarınızın devamı gelecek mi?
Bizim uzun vadedeki planımız; Gana’daki hizmetlerin, öğrencilerin kendi yağları ile kavrulur hale gelmesini sağlamak. Hem de Müslümanlığın infak kültürünü oralara da yaymak amacındayız. Zira hangi yardımın bereketli olduğunu sadece Allah bilir. Resûlullah (sav): ‘Yarım hurma ile de olsa, infak ediniz’ buyuruyor. Yani bazen milyarlarla yaptığınız yardım, bir hurmanın yanında çok bereketsiz kalabilir. Burada samimiyet ve bilinç çok önemli…
Eklemek istedikleriniz ve biz GENÇ’lere tavsiyeleriniz var mı?
Benim gençlere ve GENÇ Dergi okurlarına tavsiyem, mutlaka öğrenci iken yurtdışına çıksınlar. Mümkünse Afrika’ya, Avrupa’ya gitsinler. Türkiye’ye bir de oralardan baksınlar. Yabancı dillerini geliştirsinler. Zira şu an yabancı dili olmayanlar piyasada sıkıntı yaşıyorlar…