Ölüm aslında kararları, adımları ve zorlukları kolaylaştıran bir şifre, duyguları test eden bir turnusol kağıdı. Hangisi en değerli bilebilmek için buyurun ‘ölmeden evvel ölelim.’
Nisan ayında yapılan iki yeni bilimsel analiz sonunda araştırmacılar “ölüm hayata lazım” dediler. Araştırmaya göre ölümlü olduğunun bilincinde olmak hayattaki amaçlarımızı ve değerlerimizi öncelik sırasına koymamıza yardım ederek fiziksel ve ruhsal sağlığı olumlu etkiliyor. Mezarlıkta yürümek ya da ölüm hakkında gelişigüzel düşünmek bile başkalarına yardım etmek gibi olumlu değişiklikler yapabiliyor. Aynı zamanda ölümün varlığı insanları, sigara, zararlı alışkanlıklar ve egzersiz yapmak gibi konularda daha bilinçli olmaya sevkederek sağlıklı olmaya da sebep oluyor.
Daha önceki araştırmalara göre, ölümü düşünmek önyargı, açgözlülük ve şiddet gibi tüm yıkıcı ve tehlikeli davranışların körükleyicisiydi. ‘Terör Yönetme Teorileri’ (TMT) diye isimlendirilen söz konusu yaklaşımlar, ölmekle ilgili hislerimizi kontrol için kültürel inançlara sığındığımızı ileri sürer ve nadiren ölümlü olma bilincinin faydalarından bahsederlerdi. Bu teoriye göre ölümün varlığı, sosyal yıkımlara sebep olan itici bir güçtür. Buna karşın, her gün tecrübe edilen sabit bir ölüm düşüncesinin, insanın kendine ve başkalarına zarar verme potansiyelini terbiye için motivasyon sağlayabileceği görmezlikten gelinmiştir.
Araştırmayı yöneten Vail ve arkadaşları insanlara felaketlerden ve toplu ölümlerden (küresel ısınma vb.) bahsetmenin onları birbirine kenetlenmeye ve pozitif çözümler aramaya ittiğini, buna ilaveten kendi hayatlarında da daha dikkatli karar aldırarak boşanma oranlarının düşmesine sebep olduğunu belirlediler. Ayrıca bu süreç boyunca, ölümlü olmanın pozitif katkıları üzerine birçok alan araştırması ve örneğe ulaştılar. Örneğin 2008 yılında Personality and Social Psychology Bulletin yayınlanan bir araştırmada fiziksel olarak mezarlığa yakın bulunmanın insanları yabancılara yardım etme konusunda daha istekli oldukları test edildi. Araştırmacılara göre “ölümün varlığı hoşgörü, şefkat, empati ve teslimiyet” duygularını artırıyor. Yine 2010 yılında Leipzig üniversitesinde yapılan diğer bir araştırmaya göre ölümün farkında olmak ve kutsal kitapların bunu vurgulaması, dindar insanların diğer guruplara karşı daha barışçı bir yaklaşım sergilemelerine sebep oluyordu.
Araştırmaları değerlendiren Vail şu özlü ifadeyi kullandı: “Ölüm ile dans etmek, daha iyi bir hayat yaşamak için hassas ve zarif bir adım olabilir.”
Ölüm hayatın sınırı. Gaflet ise ölmeyecekmiş gibi yaşamak demek. Bu da insanın yeryüzünde misafir değil evsahibi olduğunu zannetmesi. Ölüm aslında kararları, adımları ve zorlukları kolaylaştıran bir şifre, duyguları test eden bir turnusol kağıdı. Hangisi en değerli bilebilmek için buyurun ‘ölmeden evvel ölelim.’
* İsmet Özel
19 Nisan 2012 / Society for Personality and Social Psychology , K. E. Vail, J. Juhl, J. Arndt, M. Vess, C. Routledge, B. T. Rutjens. When Death is Good for Life: Considering the Positive Trajectories of Terror Management.