
Hasan Hafif
En önemli etki bence o bestenin gönülden yapılmış olmasıdır. Ben yaparsam böyle güzel olur gibi egolarla yüklü bir enerji ortada olsaydı inanın hiçbir etki bırakmazdı. Bir de makamsal müziğimizin derinliği ve içinde zaman zaman yakalayabildiğimiz sesler bizleri de aşan şifreler oluşturuyor. İşte o zaman müziğin tılsımlı gücü ruhları dinlendirip tedavi edebiliyor.
Kanun’la tanışmanızın ilginç bir öyküsü var. İlk sevdanız bağlamayken, Kanun’u keşfettikten sonra, başka bir enstrüman ile ilgilenmemişsiniz. Nasıl başladı bu süreç?
Ailemde sevgili babam Muzaffer Baktagir ilk olarak müzikle ilgilenmiş ve hatırlıyorum da evimizin her tarafında bir enstrüman bulunurdu. Babam birçok enstrümanı icra ederdi (kanun, keman, ud, vs.) Bana da 10 yaşlarında bir bağlama almıştı. Ben bağlamaya öyle bir sevdalandım ki, dört yıl boyunca gözüm başka bir enstrüman görmedi. Ara sıra diğer enstrümanlarını da çalmaya çalışıyordum ancak bağlamadan vazgeçemiyordum. Babam da her fırsat bulduğunda kanun sazını gösteriyor, kanun öğrenmem için tatlı tatlı yönlendiriyordu. Kısa bir hastalık dönemimde babam bağlama ihtiyacı olan bir yakınına benim bağlamamı hediye etmiş, ben nasıl olsa oğluma bağlama alırım diye ama sonradan anladım ki daha çok seyrek icra edilen kanun sazına yönelmemin ileride bana fayda sağlayacağını sezmiş olmalı ki hazırladığı güzel plan ile ben Kanun’a başladım ve biraz zorunlu nedenlerden olsa da öyle sevdim ki bir daha başka enstrüman düşünemez oldum.
Kanun, icracıya çok fazla imkan tanıyan bir enstrüman. Teknik ve ruh olarak diğer enstrümanlara göre taşıdığı farklılıklar var. Nedir ayrılan yönleri?
Üç buçuk oktavlık bir ses sahasına sahip olan ve sol tarafta mandal adını verdiğimiz tertibatla makamsal müziğimizde kullanılan sesler sayesinde müthiş zenginlikleri vardır Kanun’un. Ancak Türk müziğinin ruhunu oluşturan ve eskilerin kapalı ses tabir ettikleri homojen sesler diğer enstrümanlarda daha verimli imkan sunar ama kanun üzerinde bütün sesler açıktır. Ud’da, Keman’da parmağı bastığınız an kalbî sesler kendini gösterir. Ben de bu nedenle kanunla olan yolculuğumda onu Türk müziği ruhuna daha da yaklaştırmak için birtakım özel teknikler geliştirdim.
Eserlerinizde dünya müzik tatlarını yakalamak mümkün. Bu sentezin doğuşu nasıl oldu?
Nitelikli müziğin peşinde oldum her zaman ve gönlüme düşen melodiler hep farklı bir derinlik kattı. Farklı müzik türleri aslında değişik çiçeklerin içinde yer aldığı birer bahçe gibi gönlüme doluyor ve kendi sazımı, duygularımı bu bahçe içerisinde işlemek huzur veriyor.
Sizin için “ruhu tamir eden bestekâr” yorumları yapılıyor. Bestelerinizin bu denli etkileyici olmasının sırrı nedir?
Böyle ise ne mutlu bize. En önemli etki bence o bestenin gönülden yapılmış olmasıdır. Ben yaparsam böyle güzel olur gibi egolarla yüklü bir enerji ortada olsaydı inanın hiçbir etki bırakmazdı. Bir de makamsal müziğimizin derinliği ve içinde zaman zaman yakalayabildiğimiz sesler bizleri de aşan şifreler oluşturuyor. İşte o zaman müziğin tılsımlı gücü ruhları dinlendirip tedavi edebiliyor.
Müziğinizde geleneksel icra formlarının yanı sıra modern tavır da var. Gelenekle modernin harmanlanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ayrıca bu paralelde ne tür tepkiler alıyorsunuz?
Bazı insanlar hatları belli hareket ederler ve derin sınırları vardır. Müzikte az önce de söylediğim gibi nitelikli tınılar peşindeyim. Dün ile bugünü sentezlemek bana güzellik katıyor. Sınırları olan çevrelerden bazen yaptığım çalışmalarda onların zevkine hitap eden eserlerle ilgili övgü alıyorum ama içinde modern tınılarla yapılmış eserlerle ilgili Klasik Türk Müziğine gönlünü vermiş kişilere göre yeni tarz eserlerle de çok modern kalabiliyorum. Bir sanatçının dünyanın bütün renklerini kendi tarzına göre harmanlamasını daha manidar buluyorum.
Sûfî müzikle ilgilenmektesiniz sizdeki bu ilginin kaynağı nedir?
Felsefesiyle, ölçüsüyle bir derinlik. Bizim de gönlümüz o pencereden baktığında maneviyatı belki de daha duru hale getirip, bestelerimize taşıyoruz ve ruhumuz zenginleşiyor.
“Hayatımın dönüm noktası” diyebileceğiniz bir şahıs ya da olay var mı?
Sanat yolcuğum da hayatımda dönüm noktası. Saygıdeğer hocam, Devlet Sanatçısı Tanburî Necdet Yaşar’dır.
Şu anda üzerinde çalışmakta olduğunuz projelerden bahseder misiniz?
‘’Gönül Bağı’’ adlı albüm çalışmamızın son demleri ve kıymetli sanatseverlere derginiz aracılığıylan duyurmak isterim. Bu albümde enstrüman anlamında farklı renkler de kattım… Yaylı Tanbur, Ney, Bağlama, Viyolonsel, Klarnet, Akordeon gibi değişik renkler katıldı. Yüreğimizde iz bırakan yeni beste çalışmalarımız yakın bir zamanda müzikseverlerle buluşacak.
İyi bir müzisyen olmak ve kaliteli müzik dinlemek isteyen gençlere önerileriniz nelerdir?
İyi insan olmaya çalışmak, iyi bir müzik için en önemli ölçü ve kalpler iyi olduğunda içinde olacağınız her şey daha da iyi olur… Teşekkür ederim.