Salaş bir hayat tarzı, melankolinin izdüşümleri olan mekanlar bir Müslümanın bulunup da yarar, fayda göreceği yerler değildir. Böyle yerlerden ancak huzursuzluk ve hüzün alırsınız. Çok fazla bulunduğunuzda da, bağımlı olursunuz. Çünkü düzensiz bir mekan, insanı tembelliğe sevk eder. Ve tembellik de, devası zor olan bir hastalıktır.
İnsan, uygulayıp da iyi neticeler aldığı, hayatına ders olarak kattığı şeyleri, diğer Müslümanlar ile de paylaşmalı. Ben de bu hüküm gereğince, özellikle benim gibi genç arkadaşlarıma bir hususu hatırlatmak istiyorum…
Çalışma odam eskiden devamlı dağınıktı. Kitaplığımdaki kitapların bile tam manada bir düzeni yoktu. Olmayacak malzemeler, olmayacak yerlerde idi. Uzun süre bu hal devam etti bende. Ta ki, geçtiğimiz günlerde, kitap okumak için oturduğumda, neden bir türlü konsantre olamadığımı düşünmeme başlayana kadar…
Kalktım, önce kitaplığımı düzenledim, ardından kıyafetlerimi toparladım. Daha sonra güzelce süpürdüm odayı ve evi. Ardından da her yeri bir güzel havalandırdım.
Bu emeğimden sonra odaya bir baktım ki, artık kitap okuyabilirim! Odaya sanki nur inmişti. Değişik ve güzel bir atmosfere bürünmüştü oda. Ondan sonra anladım ki, insanın bir şeyleri başarması için çevresini değiştirmesi gerekiyor. Çevremizdeki düzensizlik bize sirayet ediyor. Bizim “hal”imizi bozuyor.
Bu sadece kitaplığımız, kıyafetlerimizle ilgili bir husus da değil. Her şey için böyle. Örneğin, mutfakta duran iki tabağı yıkamaktan elimiz aşınmaz. Ama gözümüz ve kalbimiz aşınır. Efendimiz’in (s.a.v) “Temizlik imandan gelir.” hadis-i şerifi hükmünce, temizliğe de riayet etmek, bizim başlıca mükellefiyetlerimizin başında gelmelidir.
Ev dışarısında, gittiğimiz mekanlardaki düzen/düzensizlik de bizim hayatımıza çok ciddi olarak yansıyor. Bunu da gözden kaçırmamak lazım. Salaş bir hayat tarzı, melankolinin izdüşümleri olan mekanlar bir Müslümanın bulunup da yarar, fayda göreceği yerler değildir. Böyle yerlerden ancak huzursuzluk ve hüzün alırsınız. Çok fazla bulunduğunuzda da, bağımlı olursunuz. Çünkü düzensiz bir mekan, insanı tembelliğe sevk eder. Ve tembellik de, devası zor olan bir hastalıktır.
Odamdaki bu değişiklikleri bir arkadaşıma anlattığımda o da beni kendi yaşadığı ile doğruladı. Geçtiğimiz sene evini değiştirmiş ve ondan sonra daha düzenli bir hayat yaşamaya başlamıştı. Ve o günden sonra da, okulunda ve bütün hayatında bir huzur peyda olduğunu ekledi ayrıca…
Bazen fark edersin ki, hayatını güzelleştirmek, hayattan zevk almak, huzurlu olmak, büyük şeylerle değil, küçük ama anlamlı, küçük küçük ama hayatın belkemiğini oluşturan meselelerle, bunları değiştirmekle paraleldir.
Bu manada hepimiz, bu düzen fikrine alışırsak, bunları uygulayabilirsek, çok olumlu neticeler alacağız. Ben almaya başladım bile, istiyorum ki herkes alsın!